19.08.2016
“HOCAEFENDİ’nin odasına bir arı girmiş... Uçamıyormuş... Felç geçirmiş gibi bir hali varmış... Belki açlıktandır diye Hocaefendi arıyı bir kaşık balın içine bırakmış, olmamış... Yanına su koymuş, iyileşmemiş... Ne yapsa düzelmiyormuş... Almış, bahçeye bırakmış... Sonra da oturup yarım saat ağlamış... İşte böyle merhametlidir benim Hocaefendim.”
HÜSEYİN GÜLERCE
(Kaynak: Hüseyin Gülerce’nin 2010’da Zaman’da yazdığı makale.)
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Zıtlıklar dünyası
Bir insan sürekli olarak, konu açılmadan kendi iyi yönlerini anlatıyorsa ondan korkun.
Ne kadar merhametli olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar acımasızdır.
Ne kadar iyi kalpli olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar kötü kalplidir.
Ne kadar cömert olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar cimridir, hatta pintidir.
Ne kadar zeki olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar aptaldır.
Ne kadar akıllı olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar akılsızdır.
Ne kadar barışçı olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar teröristtir.
Ne kadar adil olduğunu gerekli gereksiz söylüyorsa o kadar adaletsizdir.
PKK’nın destekçisi partilerin adlarına bakın, göreceksiniz zaten bunu: Parti başkanının insanları birbirine düşürürken bile barış, barış, barış demesi bunun en güzel örneklerinden biridir.