Ramazan Medeniyeti-2: “Kur’ân” olarak Ramazan
859 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Ramazan Medeniyeti-2: “Kur’ân” olarak Ramazan

 

Yusuf Kaplan

 

  06 Haziran 2016

Ramazan'ın da, orucun da en temel özelliği, ikisinin de “benzersiz” olmasıdır.

Ramazan ayını da, orucu da “benzersiz” kılan en önemli fenomen, Kur'ân'ın “bu ayda vahyedilmiş” ve bu ayın “Kur'ân ayı” olmasıdır. Ancak bu, meselenin yalnızca bir boyutu. Meselenin son derece hayatî bir başka boyutu daha var.

Şöyle ki: Parantez içine aldığım yancümlelerin “tam cümle”ye dönüştürülmesi gerekiyor: Ramazan'ın önemli olması, Kur'ân'ın Ramazan ayında nâzil edilmesinden ziyade, Kur'ân'ın bu ayda bihakkın hayata geçiriliyor olmasıdır. Hatta Ramazan'ın önemi, “Kur'ân” olmasıdır.

Peki ne demek Ramazan'ın “Kur'ân” olması?

RAMAZAN'IN “KUR'ÂN” OLMASI NE DEMEK?
Ülkemizde de, diğer Müslüman coğrafyalarda da, Ramazan ayının Kur'ân ayı olduğu özellikle vurgulanır. Ama Kur'ân ayı'nın da, Kur'ân'ın da ne demek olduğu, en önemlisi de Kur'ân'ın neden münhasıran bu ayda nâzil olduğu pek konuşulmaz.

Önümüzde çok esaslı ve hayatî bir mesele var: Ramazan ayına da, oruca da, Kur'ân'a da, bizzat Kur'ân'ın kendi diliyle yani tefekkür ederek, tefakkuh ederek, taakkul ederek, tedebbür ederek, tezekkür ederek yaklaşmayı bütünüyle terketmiş, bu meseleleri avama ya da özellikle televizyonlardaki reyting canavarına dönüştürülen tele-teologların avamî, sığ dillerinin insafına bırakmış durumdayız.

………………………
Ne kadar şükretsek azdır, o zaman.
Ramazan, yeniden dirilişimize vesile olsun, fitne-fesadı, şer-şirreti defetsin, kardeşliğimizi pekiştirsin, diyor, siz değerli okuyucularıma ağız tadıyla ve hakkıyla yaşayabileceğiniz bir Ramazan diliyorum. Vesselâm.

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/ramazan-medeniyeti-2-kuran-olarak-ramazan-2029514

Yorum;


Ümmetin birliği için tek çözüm;iş’te ve yer’de birlik!

Yazarımız ve refikleri maalesef hala köşelerinden ve ekranlardan yazmaya ve

konuşmaya devam etmektedirler.

10 yıllar da geçse konuşmak ve yazmakla bir şeylerin değişmeyeceğini

bugünkü problemlerimizin çoğalmasından ve daha da çözülemez hale gelmiş 

olduğuna bakarak rahatlıkla anlayabiliriz.

Halbuki yazar ve kanaat önderlerimiz basın yayın kooperatiflerini  kursalar

ve genel hizmet kooperatifleriyle birlikte “yerlerde ve işlerde” araziye inselerdi

şu anda ülkemizde hayattan kopuk değil hayatla bütünleşmiş ve tecrübe kazanmış

onlarca, yüzlerce,  beldeler bucaklar kurmuş  olacaklardı.

Ömrümün son 40 yılında şunu ibretle gördüm ki  devlet yıkıp devlet

kurmaktan bahseden bizler bir bırakın devleti daha bir köy bile kuramamışız.

Bu da bence yanlış ilim anlayışımızdan ve İslamiyeti yanlış anlamamızdan

kaynaklanmaktadır.

Merhum  şehit Hasan el Benna’nın çok önemli bir sözünü hatırlıyorum mealen ;

Şeytan sizi çok önemli şeyler yapmaktan vazgeçirmek için bazen bu iş çok önemsiz der vaz geçirir bazen de bu çok büyük bir iş altından kalkamazsın diye vaz geçirir.

Netice olarak siz çok önemli toplumsal vazifelerinizin tümünü   terketmiş olursunuz.

Biz  Türkiyeli Müslümanlar da   maalesef küçük görerek bu önemli vazifeyi

terk etmişler  olarak bugünlere gelmiş bulunmaktayız.

Partiler, vakıflar, dernekler,yardım kuruluşları, dergiler, gazeteler, tv’ler kurduk ama hep devleti ele geçirerek tepeden inme ülkeyi ve halkı değiştirmeyi düşündük.

Tabandan tavana küçükten başlayarak ilerlemeyi hiç düşünmedik.

Halbuki kuran mantığına göre  bir toplum veya fert kendini değiştirmedikçe Allah(CC) onları

değiştirmezdi.

Bir şeyi itiraf ederek yazarımız ve okuyucularımıza seslenmek isterim ki Akevler 50

Yıldır istediği ve çalışmasını yaptığı bir aşireti bir apartmanı kuramadı ama

karınca misali yaptıklarıyla bunu nasıl olacağının sistematik bir yolunu ortaya koydu.

Gelin hep beraber yerlerde ve işlerde birlik ve gücümzü arttıracak  kooperatiflerimizi

kuralım ve geçmiş günahlarımızı affettirmek maksadıyla yeni ve gelecek nesillerimize

bu peygamberi ve ilmi mirası bırakalım .

Akevler Adil Düzen çalışanları 50 yıldır çalışmaya devam ediyor ve devam edecek.

Bu çalışmalarıyla da “sana yakin/ ölüm  gelene kadar rabbine ibadet et”ayetinin de

mazharı olacaklardır inşaallah…

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 365 | Tarih: 12.06.2016
Ergün Diler
Asrın Rövanşı
Korkulacak bir şey yok
1091 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Cem Özdemir kimin adamı?
Sermayenin adamı ve koyun sürüleri
997 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Dilimizi takıntılarımıza kurban etmeyelim
Ya sabır!
959 Okunma
Tayibet Erzen
Yusuf Kaplan
Ramazan Medeniyeti-2: “Kur’ân” olarak Ramazan
Ümmetin birliği için tek çözüm;iş’te ve yer'de birlik!
859 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler