28.03.2016
Kaçınılmaz bir sonuç değil mi? Türkiye'nin sosyo-politik ortamına rüzgâr ekenler, şimdi fırtına biçmeye başladılar. Galiba şimdi "28 Şubat 1000 yıl sürecek" diyerek demokrasiyi hafife alanların hesap vermelerine de sıra geldi. Bu gün "Basın özgürlüğü yok" diyerek feryat edenlerin post-modern darbeyi "medya karteli" kurarak desteklemeleri de, herhalde önümüzdeki günlerde bir kez daha hatırlanacak.
Star'daki habere göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Maliye Bakanlığı'na ve Sayıştay'a, 28 Şubat post-modern darbe sürecinde, hangi medya sermayelerinin devlet ihalelerine girdiklerini bir yazı ile sormuş. Yazıda ayrıca 1996-1999 tarihleri arasında TOBB, DİSK, Türk-İş, TESK ve TİSK sendika başkanlarının girdiği ihalelerin tespit edilmesi de istenmiş.
Çarpıtılmazsa
Eğer 28 Şubat'a dönük soruşturmalar bu defa da "Fethullah Gülen Örgütü"nün yargıdaki imamları tarafından çarpıtılmazsa, önümüzdeki günlerde medyadaki ünlü bazı isimlerin gündeme gelecekleri kesindir.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2016/03/06/28-subat-sorusturmasi-yine-carpitilmazsa-neler-olur
Yorum:
ADALET
Bu ülkeden;
‘Gün ola devran döne’ kafası hüküm sürdükçe,
Dünün mazlumları bugünün zalimleri oldukça,
Hakka değil güce dayanan bir adalet anlayışı varlığını sürdürdükçe,
Aciz olan kendini bilmeyip, ‘ne oldum delisi’ olmaya devam ettikçe,
İnsanların gözünün içine baka baka yalan söylemek ve bundan da hiç bir utanç duymamak ‘dürüst politika’ olarak algılandıkça,
‘Bizimkiler’ ve ‘ötekiler’ safları belirledikçe,
Kişiler olayların önüne geçmeye devam ettikçe,
Yargı, adamına göre işledikçe,
HİÇ BİR ŞEY OLMAZ.
Sessizlik ve hak için çalışmamak eninde sonunda ZULÜM doğurur. Fark etmemiz için o zulmün bize ulaşmasını beklemeyelim. Mesele ne ekonomi, ne teknoloji, ne de başka bir şeydir. Dini, dili, rengi, ırkı, görüşü olmayan bir şeyden bahsediyoruz. Bu da sadece ADALET’tir!