05.02.2016
Bir sözün evrensel ölçüde değerli olup olmadığını anlamak için o sözü yabancı dillerden birine çevirin. Türkçe söylendiğinde bizi etkileyen o söz mesela Fransızcaya veya İngilizceye çevrildiğinde de aynı etkiyi yaratıyorsa mesele yoktur. Aynı durum siyasi partilerin temsil ettikleri düşünce akımlarının evrensel ölçüde değerlendirilmesinde de geçerli olabilir.
Örneğin burada kendisini "Sosyal Demokrat" olarak sunan bir siyasi partinin sözcülerinin demeçlerini ve bu partinin çeşitli konulardaki tutumunu içeren bir metin hazırlayın. Bunu bir yabancı dile çevirip, çok partili demokrasiye sahip bir ülkenin siyasal bilimcilerine verin...
Kafa karışıklığı
Herkül Millas yıllar önce "Yunanistan'da ders verirken, öğrencilere Türk solunu anlatamıyorum. Ayrıntılı görüşleri anlatınca, Yunanlı öğrenciler 'Bu Nasyonal Sosyalizm' diye tepki gösteriyorlar" diye yazmıştı.
Kısacası "Kendini bilmek" için bu tür yöntemler vardır. Bu yöntemleri deneyenler, sonuçta beklemedikleri durumlarla karşılaştıklarında özeleştiri yaparak rota düzeltmelerine gidebilirler.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2016/02/05/en-zor-ve-en-karmasik-bilim-kendini-bilmektir
Yorum:
Yön edinmek mi, yönetilmek mi?
Keşke kendini bilmek, diğer bilimleri öğrenmek kadar kolay olsaydı. O zaman dünya bambaşka bir yer olurdu ve herkesin hayatı şimdikinden çok daha kolay olurdu. Özü bilmenin zorluğu; farklı yönelişlere, hayal kırıklığına, zaman kaybına ve nihayetinde yanlış hayatları yaşamaya açılan uzun bir koridordur.
Sözün veya durumun evrenselliği ise oldukça iddialı bir ifadedir. Sözün değerinin, toplumun politik ve sosyo-ekonomik yapısına göre oldukça değişebildiğini hatta bu sayede anlam kazandığını düşünecek olursak dilden dile çevirinin bizi hiç de kurtaramayacağını rahatlıkla anlamış oluruz.
Bahsedilen manada kafa karışıklığı yaşamamanın yolu her durumu kendi şartları içinde değerlendirmektir. Yıllarca monarşi ile yönetilmiş bir millete demokratik bir düzeni anlattığınızda kafasında ilk canlanan şey sudan çıkmış bir balık olacaktır. Aynı şekilde bir cumhuriyet toplumunda monarşiyle yönetilmek köşeye sıkışıp, nefes alamamaktır. Dünyada bu iki yönetim şekli de mevcuttur. İnsanlar hangisine hazırsa ona doğru bir yönelme olur. Darbeleri saymazsak tabii. Nasıl yönetileceğine halk karar veriyorsa ve bunu da kendi toplumsal değerleri ve olgunluğu ile yapıyorsa sorun yok ancak yönetilmesine başkaları hatta o ülkeden bile olmayan başkaları karar veriyorsa işte o zaman büyük bir sorun var demektir.