Bu arada modern siyasetin daha derin sorunları üzerinde düşünmeye başladılar. Gannuşi, geçmiş siyaset alışkanlıklarının bugün iş görmediğini düşünüyor. Medine Vesikası onun da referanslarından biri. Eğer toplum komünistleri istiyorsa –bizim temel hak ve özgürlüklerimize karışmaması kaydıyla- onların iktidarına razı olabileceklerini söylüyor. Eğer siyasetin yapımında İslamiyet'i referans alıp din ile siyasetin birbirinden ayrılmayacağını düşünüyorsak, siyasette çoğulculuğu bittabi kabul etmek zorundayız. Bana gülerek söylediği şu cümle fikriyatını özetlemeye yeter: “Siyasette zorlama yoktur (La ikrahe fi's Siyase)!” Yani aslında “Din seçiminde zorlama yoktur (La ikrahe fi'd Din)” (Bakara, 256.)
Nahda, iktidardan çekilebilmekle her şeyin siyasetten ibaret olmadığını da anlatmış oldu, aslolan özgürlüklerin, adaletin tesisi, bir arada yaşamak ve hukukun üstünlüğünün korunmasıdır.
Tunus İslamcılarının iki avantajı var: Biri başlarında ilmi ve fikri donanımı olan dirayetli bir liderleri var; diğeri İslami gruplar birbirleriyle rekabet ediyorlar ama Türkiyedekiler gibi “Siyasal İslam-Sosyal İslam” diye tam ortadan ikiye bölünmüyorlar
Yorum:
Düzende Özgürlük
Ülkemizin doğusunda PKK ile yaşanan çatışmalar, farklı düşünce, inanç ve anlayışta olanların kavgaları, komşu İslam ülkelerinin durumu, Kuzey Afrikada yaşananlar, Avrupa'nın sürekli kriz korkusu ile depresyon hali, kısaca Dünya'nın bir çok yerindeki huzursuzluklar, yeni bir bakış açısına, yeni bir anlayışa, yeni bir düzene ihtiyacımız olduğunun göstergesidir.
Bu zulmü tüm Dünya'ya reva gören zihniyet, herkesi uyutarak, Dünya'nın farklı ülkelerinde çeşit çeşit organizasyonlar altında herkesi toplayarak sorunlara çözüm arayışı görüntüsü ile zalim düzenlerinin devamını sağlamaktadırlar. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
Dünya'nın her yerinde samimiyetle İslam'ı referans alarak yeni bir anlayışın hakimiyeti için çalışan , çabalayan müslümanlar var. Gönül ister ki tüm bu samimi insanlar bir araya gelsin iktidarlardan uzak bir şekilde kendi içlerinde konuyu tartışıp belirli bir pratiğe dökebilsinler.
Gannuşi Türkiye'de iken keşke Akevler ile görüşebilse ve fikir alışverişinde bulunulabilseydi.(inşallah olmuştur.) "Siyasette zorlama yoktur" sözünün bir düzenin temelini nasıl oluşturduğunu Akevler'den keşke dinleyebilseydi. Aynı ülkede farklı inanışların, düşüncelerin bir arada nasıl özgür bir düzen kurabileceğini keşke tartışabilseydi.