İslâm’la savaşıyorlar! Ama hüsrana uğrayacaklar!
Yusuf kaplan
24Ağustos, 2015
Önce şu: Küresel şer güçler, İslâm'la savaşıyorlar! Şöyle ki:
Tam anlamıyla selefsizlik demek olan Suudi-yapımı İngilizlerin kuklası Selefileri kışkırtıyor, Şiilerin üzerine salıyor, yapay bir mezhep çatışması icat ederek İran'ın önünü açıyorlar.
Bütün Arap dünyasında İhvan'ı bitiriyorlar!
Kürtlerin İslâmî kimliğini yok ediyorlar!
Son kale Türkiye'yi vuruyorlar!
Peki nasıl bir savaş bu? Ve böyle bir savaşın gerekçeleri neler? Belki de en önemlisi de şu: Madem böyle bir savaş yaşanıyor, neden insanlık bu savaşı göremiyor, dolayısıyla tepki veremiyor? Hele de savaş İslâm'a karşı yürütülmesine rağmen neden İslâm dünyasında, özellikle de seküler kesimler arasında böyle bir şey paranoya olarak görülüyor?
……………………
NİÇİN İSLÂM'LA SAVAŞIYORLAR?
Bunun için de temelde iki projeyi hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Birincisi, Müslüman toplumların dize getirilmesi.
İkincisi, İslâm'ın sekülerleştirilmesi ve içeriden çökertilmesi.
Özetle, Müslümanların teslim alınamaması ve İslâm'ın içinin boşaltılamaması Batılıları çıldırtıyor?
Yakıcı soru şu burada: Niçin?
Küresel sisteme yalnızca İslâm'ın direnme kaynağı oluşturması, Batı uygarlığının tek boyutlu, materyalist, sömürgeci, tahakkümcü ve başkalarını yok edici yanını ifşa edeceği gerçeği Batılıların küresel stratejilerini İslâm'ı dize getirme, sekülerleştirme kaygısını birincil sorunları olarak görmelerine yol açıyor.
İslâm gelince Batılılar gidecek. İslâm yeniden tarih yapacak bir konuma ulaşınca hayatın hem fizik hem de fizikötesi boyutlarını aynı anda ihata eden tek “dünya-hayat tasavvuru”nun İslâm olduğunu, Batılıların İslâm'ın karşısında tutunamayacaklarını, belli bir süre zarfında unufak olacağını çok iyi biliyor bizzat Batılılar. O yüzden İslâm'ın üzerine yükleniyorlar.
SONUÇ, BATILILAR İÇİN HÜSRAN OLACAK!
Ama sonuç hüsran olacak Batılılar açısından.
İslâm'ın üzerine ne kadar gelirlerse, gerçek yüzleri o kadar hızlı ortaya çıkacak ve Batı uygarlığının “çöküş”ü o kadar hızlı gerçeğe dönüşecek.
Korkunun ecele faydası yok: Dünyaya adalet, barış ve hakkaniyet hediye etmiş bir dini, dünya tasavvurunu ve medeniyet fikrini yok edemeyecekler!
Bu yaşadıklarımız, bizim yeniden ve yenilenerek doğum sancılarımız.
Unutmayalım: Bütün büyük doğumlar, sancılıdır ve ancak o zaman sağlıklı olur. Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/islamla-savasiyorlar-ama-husrana-ugrayacaklar-2019850
yorum;
Müslüman toplumların iradeleri yok tabii ki!
Müslümanların iradeleri fikirleridir.
Fakat özelde Türkiye’de genelde dünyada müslümanlar
bir çelişkiyi aşamıyorlar.
Çelişki şu;madem ki Allah(CC) bize kitap ve peygamber
göndermiştir.
Bizim onlara uymaktan başka yolumuz yoktur.
Fikir geliştirme ve imal -i fikretme imkanımız ve
müsaademiz yoktur.
Bu düşünce acaba nereden kaynaklanmaktadır.
El cevap Allah’(CC)ın dinini anlayamamaktan.
Halbuki çözüm gayet basit olan aşağıdaki cümlelerde
mündemiçtir.
Hazreti Muhammed ve Kur’an gelene kadar peygamberler
gelir( kitap getirenlerde dahil) onlara uyulur ve kurtulunur.
Fakat peygamberlik sona erdiği ve son kitap Kur’an’ı kerim
İnsanlığın problemlerini daha binlerce yıl çözeceği için
beraberinde içtihat ve icma müesseselerini de getirmiştir.
Artık peygamberlerin varisleri olan alimler peygambersiz
olarak yapacakları içtihat ve icma’larla küresel ve yöresel
problemleri çözeceklerdir.
Ayırdedebilmek çok önemlidir.(İdrak)
Eğer gerekli ayırımları yapamaz ve kafanızda sistemi
tam olarak oturtamazsanız, sanki ilk düğmeyi yanlış
iliklemişsiniz gibi bütün çözümlemeleriniz de yanlış olur.
Yazarımız ve arkadaşları gibi.
Halbuki artık ADİL DÜZEN Türkiye’de ortaya çıktığı ve bütün dünyaya duyurulduğu için
hiç kimsenin mazereti kalmamıştır.
His,fikir,irade ünsiyet.
Din,ilim,ekonomi,siyaset.
Denetleme,yasama,yürütme,yargı.
Ve bunlar arsındaki denge;Laiklik.
Yeniden sizlere Yard.Doç.Süleyman Akdemir’in;Ceza Hukukunda Mağdur ve
Sosyal denge 1 ve 2 kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum.
Yazarımıza da.
Allah Adil Düzen çalışanlarının sayısını ve çalışmalarını bereketlendirsin…