29/05/2015
1- Kemal Derviş gelmiş ve Aydın Doğan’la görüşmüş, AK Parti’ye karşı herkesi topluyor.
Tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/05/25/dervis-neden-geldi
-Sermaye daha önce askerlere müdahale yaptırıyor, kendisi idare ediyordu. Askerlerin memleketi kalkındırdığını görünce askersiz müdahaleye girişti. Yahudi yandaşlarını vali olarak atamaya karar verdi. Derviş çoktan Türkiye’nin genel valisidir. Hala devam ediyor. AK Parti de onu destekliyor. AK Parti Akevleri, Milli Görüş’ü bırakıp meclisi meçhul insanlarla doluşturdu. Türk ordusu varken her oyun boşa gider.
2- John Nash ekonomide oyunlar teorisini icat etti. Hava saldırısına karşı korunurken en sağlam sığınağa değil de üflesen yıkılacak bir yere sığınırsanız, Pilot orada kimse yoktur diye orasını bombalamaz böylece oyun teorisi bozulur. 17 Aralık’ta hedef Erdoğan idi ama oyunu bozdu.
Tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/05/26/aklin-iflasi
- 17 Aralık’ta hesap şu idi; Erdoğan dışarda olacak. Türkiye’de halk yağmalayacak, o da korkacak Türkiye’ye dönemeyecekti. Erdoğan’ın işini bitirecekti. Menderes’e oynadıkları oyunu oynayacaklardı. Bu olayları ABD’deki sermaye tezgâhlamıştı. ABD Türkiye’yi haberdar etti. Silahlı güç oyun oynadı. Olayı bir hafta öne aldı. Sivil polislere yaptırdı. CHP’liler de Taksim’i işgal ettiler. Devlet, polisi resmen Taksim’den çekti. Böylece kan akmadan, yağmalama olmadan hareket sona erdirildi. Erdoğan da korkmadı ve geldi.
3- Bütün sorun Erdoğan’dır. Derviş bunu tezgâhlamaktadır. CHP ve AK Parti koalisyonu bile yapılabilir.
Tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/05/27/hedef-erdogan
- Ekmeleddin İhsanoğlu ile halkı denediler. CHP, MHP, HDP birliği sağlanabilir. Yeter ki bunları AK Parti’yi yıkarken birlik yapabilsinler. Asıl oyun AK Parti’de oynanmıştır. Gül devre dışı edilmiştir. Cemaat’in tabanı da küstürülmüştür. Üç dönem hikayesi ile Milli Görüş, dolayısıyla Akevler devre dışı bırakılmıştır. Bu yetmiyormuş gibi 100 milletvekili liste dışı bırakılarak meclis AK Parti’nin deneyimsiz milletvekilleri ile doldurulmuştur. Bunlardan bir kısmı Sermaye’nin görevlendirdiği kimselerdir.
Hedef Erdoğan değildir. Hedef Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Türkiye 20 sene istikrarlı bir yönetim sürdürürse eskilerin düvel-i muazzama dedikleri devletler arasına girer. Türkiye; ABD, Çin, AB, Rusya durumuna gelir. Türkiye, tarihi ve coğrafi konumu gereği en güçlü devlet olur. İşte bu önlenmek istenmektedir. Putin ve Obama bunu kabullenmiş görünüyor. Ordu kabullenmiş bulunuyor. AK Parti’yi koruyorlar. Halk da oy verirse sorun kalmaz.
4- Koalisyonu kim istiyor? Soros tezgahlıyor.
Tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/05/28/koalisyonu-kim-istiyor
- Ekseriyet sisteminde, halk istikrar ister, eninde sonunda bir parti hakim olur, halk çıkarı nedeniyle bu parti etrafında toplanır. Muhalifle de birleşirler. Böylece savaş başlar, işler bozulur. Bu sebepledir ki, Adil Düzen’de nisbi sistem istenir.
5- Türkiye’de çok katışık yeraltı faaliyetleri vardır. Erdoğan Belediye Başkanı iken kandırılmış. Türkeş Gülen’i vurdurtacaktı, sonra vazgeçti.
Tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/05/29/turkes-guleni-vurduracakti
- Topluluk insan vücuduna benzer. Vücutta daima mikroplar bulunur. Bunlar sinsi faaliyette bulunurlar. Bunların nasıl faaliyet gösterdiklerini öğrenmek tedavi için yeterli değildir. Hatta gerekli bile değildir. Vücuttaki hücreler mikropların nasıl faaliyet gösterdiklerini öğrenmekle vakit geçirmez, savunma yollarını bulur. Bizim de bunları öğrenmek yerine bunlardan nasıl korunacağımızı öğrenmemiz gerekir.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Yer altı faaliyeti
Devletin iki düzeni vardır. Askeri düzen ve Hukuk düzeni. Askeri düzen savaş düzenidir, onun gizli istihbaratı bulunur. Ne var ki asker bunu ancak sıkıyönetim, seferberlik ve savaş zamanlarında kullanır. Barış zamanında bunu kullanmaz. İfşa etmez.
Hukuk düzeninde devletin gizli hiçbir şeyi yoktur. Örnek olarak uluslararası anlaşmalar eğer halka duyurulmamış, ilan edilmemişse hiçbir geçerliliği yoktur. Devletler için bağlayıcılığı yoktur. Görevli hiçbir zaman gizli anlaşmaları uygulayamaz, ona uyamaz.
Hukuk düzeninde gizli istihbarat yoktur. Bir istihbarat merkezi vardır. Herkes duyduğu önemli haberi buraya kendi adıyla bildirir. İstihbarat Merkezi burada adları geçen kimselere duyurur. Onlar beyanlarını verirler. Herkesin dosyasına konur. Hukuk düzeninde devlet arşivinde geçen hiçbir isim yoktur ki onunla ilgili bilgi kendi dosyasında yer almasın. Herkesin dosyası kendisine aittir. Yargı kararı ile de olsa dosya başkaları tarafından kişinin izni olmadan kullanılamaz. Yani bu dosyalar savunma dosyalarıdır. Bu dosyalar suçlama ve cezalandırma dosyaları değildir.
Topluluk içinde suç işleyenler olacaktır. Davacıların dayanışması soruşturmacıları seçer. Soruşturmacı alenidir. Soruşturmayı yapar. Soruşturma sözlü ve kişinin yanına gidilerek yapılır. Sonra yazılı sorar ve vardığı kanaate göre duruşmada beyan eder. Gerekirse bucak başkanının emri ile duruşma yapılabilir. Hakemlerin kararı ile karakol soruşturması yapılabilir.
Soruşturmacılar ayrı ayrı dosyalar hazırlarlar. Hakemlere sunarlar. Hakemlerin onaylaması ile soruşturmacı şahitlik yapıp beyanda bulunma yetkisine sahiptir. Hukuk davalarında iki, ceza davalarında dört soruşturmacı şehadete hazır olunca duruşma yapılır. Hakemlerin huzurunda sadece sonuçları beyan ederler. Hakemler soruşturma dosyalarını incelemezler, açıklayamazlar. Sadece şahitliği kabul veya reddetmeye yetkilidirler.
Soruşturmacıların şehadetiyle yargıya gidilebilir. Başka soruşturmacılar, ilk soruşturmacıların dosyalarını inceleyip şehadeti doğru yapıp yapmadığına karar verebilirler.
Şimdi diyelim ki Türkeş Gülen’i vurdurdu. Gülen öldü. İşte soruşturmacılar bunu ortaya koyar ve Türkeş’i asardı. Diyelim ki Türkeş bunu çok mahirane yaptı ve öldürmesi ispatlanamadı. O zaman da Gülen’in velilerine “kimler vurmuş olabilir?” diye sorulur. 50 kişiden az olmamak üzere kimleri gösterse onlar üzerinde soruşturma yapılır. Katil bulunursa kısas veya ağır diyet, bulunmazsa yine ağır diyet ama tüm itham edilenler aralarında bölüşerek öderler.
Fıkhın bu hükümlerini kale almayıp sermayenin fitne ve fesat için dikte ettiği kanunlarla ülkeyi yönetirseniz yapacağınız iş oturup ağlamaktan ibaret olur. İdam cezasını kaldırırsanız ülkeyi tetikçilerle doldurursunuz.