Geri sayım başladı.
Bu hafta sonuna doğru önce Cumhuriyet’in reklamlarını televizyonlarda görmeye, radyolarda duymaya başlayacaksınız.
Ardından 8 Mart Pazar günü, Cumhuriyet, baştan sona yenilenmiş yüzüyle çıkacak huzurunuza…
Yeni sayfalar, imzalar, diziler, ekler, haberler, sürprizler gelecek birbirinin peşi sıra…
Cumhuriyet’e gönül verenler, destek de verecek.
Cumhuriyet konuşacak, konuşulacak, konuşturacak.
Konuşuldukça, Cumhuriyet’in değerleri, ilkeleri, geleneği, çağdaş, yenilikçi, modern bir anlayışla geleceğe taşınacak.
Yeni okurlara açılacak Cumhuriyet... Toplumun daha geniş kesimlerine ulaşacak. Ona uzak duranlara da kendini tanıtacak. Hafta sonları kotunu giyip “Sokak”a çıkacak. Kadınlarla, gençlerle, sözü olan, ama sesini duyurmakta zorlanan kimsesizlerle buluşacak.
Tarihi bir seçime giderken bilinen çizgisini, demokrasiyi, laikliği, insan haklarını, özgürlükleri, daha da cesur bir tonda seslendirmeye, savunmaya devam edecek.
Muhabirinden editörüne, tasarımcısından köşe yazarına kadar hepimizin ortak hedefi bu…
8 Mart’ta Cumhuriyet coşkusunda buluşmak üzere…
Yaşar Usta’ya, Adına Yaraşır Veda
Yaşar Kemal’in kaybı, bütün Türkiye’yi yasa boğdu; ama bu kayıp Cumhuriyet binasında bir başka yankılandı. Çünkü o, bu gazetenin efsanelerinden biriydi; yazarı, röportajcısıydı.
O yüzden “Yaşar Kemal’in Cumhuriyet’i”, onun adına yaraşır bir ekle veda etti büyük yazarına…
Yaşar Kemal’in bu gazetede yayımlanan ilk röportajından, onunla yapılmış söyleşilere, usta kalemlerin onunla ilgili yazılarından fotoğraf albümünden seçilmiş çok özel görüntülere kadar titizlikle hazırlanmış bu ek, Celâl Üster’in yönettiği Kültür servisinin gayretli çalışmaları sayesinde dün size ulaştı.
Başta Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban olmak üzere okurlarımızdan gelen teşekkür ve tebrik mesajları, çabalarımızın boşa gitmediğini gösterdi.
Hilal ve Onur
“Hak haberciliği”, medyanın çağdaş kollarından biri…
Cumhuriyet, bu alanın öncüsü olmuş, darbe dönemlerinde bile sayfalarını insan hakları mücadelesine cömertçe açmış bir gazete…
Bu öncü tavrın son örneğini, arkadaşımız Hilal Köse verdi:
5 ay önce Maltepe Çocuk Cezaevi’nde dövülerek öldürülen 15 yaşındaki Onur’un yaşadığı vahşeti ortaya çıkardı.
Bu katliam, gerek cezaevi yönetimi, gerekse mahkûmlar tarafından aylarca gizlenmiş, Onur’un kazara öldüğü söylenip dosyası rafa kaldırılmıştı.
Kendisi de yeni anne olan Hilal dosyayı açtığında, içinden yürek burkan bir çocuk öyküsü çıktı.
Ve sonunda, diğer gazetelerin görmezden geldiği bu facia, çocuk cezaevlerinin kirli gerçeğini yüzümüze çarptı.
Hilal’i bu ödüllük haberi nedeniyle kutluyoruz.
Cumhuriyet, hak haberciliğine, haklar mücadelesine daha da kararlı olarak devam edecek.
Röportajın Yeni İsmi
Selin Ongun, röportaj alanında, Türk basınında son dönemde yetişmiş en iyi isimlerden biri…
Daha önce çeşitli gazete ve dergilerde başladığı röportajcılığını sonraları ekrana da taşımış genç bir gazeteci…
Konuk seçimi, ön hazırlıktaki titizliği, soru sormadaki cesareti, haberci refleksi ile dikkat çeken bir isim…
İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olması, röportajlarına bir edebi dokunuş katmasını sağlıyor.
Mikrofonunu geniş bir yelpazede kullanması, her kesimde okunmasını, karşılık bulmasını sağlıyor.
Önümüzdeki haftadan itibaren Selin’in röportajlarını Cumhuriyet’te okuyacaksınız.
Özgür Medya Ferahlığı
Son yıllarda merkez medyanın çoğu bürosunda aynı sorular uçuşmakta:
“Patron ne der”, “Hükümet bozulur mu”, “Cumhurbaşkanı kızar mı”?
Yorum yazan köşe yazarının da, haber yazan muhabirin de başında aynı bela…
Bu iklimde Cumhuriyet’te çalışıyor, yazıyor olmanın müthiş bir ferahlığı var.
O ferahlık sayesinde geçen hafta “Kabataş yalanı”nı açık seçik ortaya serebildik, Merkez Bankası krizinin arka planını “Ekonomide İsyan Günleri” manşetiyle verebildik.
Her geçen gün daha çok ilgi gören yeni yazarımız Mustafa Halif’in derin kulis bilgilerini rahatça yayımlayabildik.
Yine o ferahlık sayesinde, Ankara’da ‘Saray’ sözcüsü, “Süleyman Şah operasyonu PYD’den habersiz yapıldı” derken muhabir arkadaşımız Erk Acarer’in, Kobani’de PYD komutanından aldığı, “Operasyona bizzat katıldık” demecini manşete çıkabildik.
Ama o ferahlığın bedeli olarak da geçen hafta, hakkımızda Cumhurbaşkanı tarafından açılan hakaret davalarıyla ve soruşturmalarla uğraşmak zorunda kaldık.
Olsun.
Özgür medya mücadelesinin bir parçası da bu davalar artık…
O mücadele kazanıldığında, sanıklarla müştekilerin yer değiştireceğini hep birlikte göreceğiz.
Hepinize iyi haftalar!
Reklamlar
Can Dündar Bey'in bu haftaki yazılarının tamamı, başına geçtiği Cumhuriyet Gazetesinin tanıtımı ve reklamı ile ilgili. Gazeteyi daha iyi yerlere taşıyacakmış..! Ülke gündeminden uzak bir görüntü sergiliyor şimdilik. İnşallah rücu' etmiştir de önümüzdeki haftalarda içi dolu yazılarından ilham alıp nacizane bir-iki yorum yaparız...