01/03/2015
Yazının tamamı için http://haber.star.com.tr/yazar/camia-ve-28-subat/yazi-1004999
Yorum:
Çözüm Kooperatifçilikte
Ahmet Taşgetiren Cemaat’ın Milli Görüş’e takındığı tavrı özetlemektedir.
1961’de İzmir’e gittiğimde komşularıma Bediüzzaman’dan bahsettim. Benimle ilgilendiler. Gerek Akevler’i kurarken, gerekse bağımsız adaylığımızda büyük destekleri oldu. Ben de kendilerini derhal çalışmalara yönelttim ve Mustafa Birlik’in öncülüğünde yeni bir çalışma içine girmişlerdi. Fethullah Gülen o zaman İzmir’e tayin edilmişti. Son derece samimi bir Müslümandır. Risalelere inanmış ve ona hizmeti ideal edinmişti. Kendisiyle birkaç sene çalıştık. Nur evlerini kuruyorduk. Sözleşmeyi tamamladık. Arsayı temin ettik. Benden ayırmak için ona vakıf kurdular ve kooperatif kurmaktan vaz geçti. Ben sonra kooperatifi Gül’ün dayısı Ahmet Tahir Satoğlu ile kurduk.
Cemaat’la ilişkimiz devam etti. Akevlerle Cemaat arasında her hangi bir soğukluk olmadı. Biz Erbakan’la siyasete başlayınca Gülen Demirel ile bir oldu ve bize karşı cephe aldı. Böylece kendilerini meşrulaştırmaya çalışıyorlardı. Biz bize karşı takınılan tavırlara bakmayız. İslamiyet’e hizmet edip etmediğine bakarız. Dolayısıyla Erbakan dahil asla onlara karşı cephe almadık. Gülen’in muhalefetini hoş karşıladık.
Akevler’in gerek Cemaat’in oluşmasında gerekse Milli Görüş’ün oluşmasında katkıları olmuştur. Onların Akevler’e katkıları olduğu için değil İslamiyet’e katkıları sebebiyle. Kendileri ile temel görüş ayrılığımız vardı. Onlar sorunların makroda çözülemeyeceğine inanıyorlardı. Milli Görüş iktidar olursa sorunları çözeceklerdi. Cemaat ise Demirel yanında olur, bürokrasiyi ele geçirirse sorunların çözüleceğine inanıyorlardı. Akevlerin görüşü bu değildi, iktidar olsanız da sorunları çözemezsiniz. Bürokrasi sizin olsa da sorunları çözemezsiniz diyorduk.
Akevler onları hep destekledi. Onlar da Akevler’e cephe almadılar ama mensuplarını Akevler’e ortak olmaktan men ettiler. Milli Görüşçüler de Gülenciler de sonraları artık Akevler’e ortak olmaktan kaçındılar.
Bugün çok açık orak görülüyor ki iktidar olmak veya bürokrasiyi işgal etmek sorunları çözmüyor. Hatta ümitsizlik içine girilmiştir. Cemaat paralel güç olmuş ve iktidara karşı ihtilaller düzenliyor. AK Parti de ülkenin sorunlarını çözmüyor, ülkeye Sermaye’yi hakim kılarak geçici refahı sağlıyor.
Şimdi gerek Milli Görüşçülere, gerekse Risale-i Nur Cemaati’ne mensup olanlara Akevler olarak söyleyeceklerimiz vardır.
1- Önce bugünkü cemaat siyaset çatışması, bizim güçlü olduğumuzun bir sonucudur. Artık bizimle kimse çalışmıyor. Bizi birbirimize düşürdüler. Bu iki cemaat birbirini yenemez. Alanları farklıdır. Biri siyasette diğeri dinde hizmet vermektedir. Birbirini yok edemezler. Dolayısıyla bu hususta endişe edilecek bir şey yoktur.
2- Her iki cemaat şunu kabul edeceklerdir ki Akevler’in dediği doğrudur. Makroda sorunlar çözülmez. Sorunlar ancak kooperatifleşme yoluyla çözülür. Biz bunu kendi kafamızdan söylemiyoruz. Kuran’ın müminler birbirinin evliyasıdır ayetinin uygulaması olarak söylüyoruz. Tasavvufun emrine uyularak söylüyoruz.
3- Akevler’den uzak uzun maceradan sonra tekrar kooperatifinize dönün. Sizin kurduğunuz kooperatife dönün. Cumhurbaşkanı olunca sorunları çözemeyen Gül, kooperatifine dönmelidir. Artık kabul etmelidir ki kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmak cumhurbaşkanı olmaktan daha büyük bir mevkidir. Çünkü bu mevki Allah’ın takdir edeceği bir makamdır.
4- Hüseyin Gülerce gibi Cemaat’ten uzak duran Nurcu kardeşlerimize ve üç dönem kuralı ile zamanları dolacak olan AK Partili kardeşlerimize hatırlatma yapmak istiyoruz. Artık kooperatifçilikle sorunları çözmeye birlikte yeniden başlayalım.