27/02/2015
Yazının tamamı için http://haber.star.com.tr/yazar/camia-ve-28-subat/yazi-1004999
Yorum:
Çözüm
Taşgetiren’e göre Cumhurbaşkanı Merkez Bankasından faizleri düşürmesini istemektedir. Babacan’la birlikte Merkez Bankası direnmektedir. Taşgetiren bunda siyasi bir etkileşme söz konusu mudur diye sormakta ve bu işi aralarında görüşerek çözmeleri gerektiğini söylemektedir.
Geçen yıl döviz yükselmeye başladığı zaman çare olarak % 5.5 kadar faiz yükseltildi. Halk parayı TL hesabına yatırdı. Dolar sattı, parayı çekti. Piyasaya dolar girdi. Doların değeri düştü. Bir sene geçince halk yatırdığı doları faizle çekti. Banka bu doları verebilmek için doları piyasadan alır. Faiziyle beraber alır. Geçen seneden fazla doları çekmiş olur. Doların değeri birden yükselir.
Geçen yıl dolar yükselince faizi yükseltmekle denge oluşturuldu, bu sene dolar yükselince yeniden faiz düşürülüyor. Geçen sene baş ağrısına aspirin ilaçtı, bu sene zehir oldu. Merkez Bankası Genel Başkanının bunda bir günahı yok.
Merkez Bankası uluslararası anlaşmalarla bağlı bir bankadır. Orada değişiklik yapmamız zordur. Merkez Bankası yerinde kalsın. Bize Vakıflar Bankasını veriniz. Onu faizsiz hale getirelim. Faizli Merkez Bankasının parası kendilerinde kalsın. Merkez Bankasının faizi bize etki etmez.
Ne yapacağız?
1- Nominal değeri Türk Lirası ile tanımlanmış bono senedi çıkaracağız. Banka kooperatif adına buğday, demir, yapı ve altın ile tanınmış piyasa değeri alıp satacaktır. Bu nominal değerden yüksek olacaktır. Bu bono senedinin değeri reel değerinden aşağı düşürülmeyecek, böylece merkez bankasının para oyunları bizim bonomuzun reel değerine etki etmeyecektir.
2- Banka faiz almayacak sadece işletmenin cirosundan bir pay alacaktır. Dolayısıyla maliyetlere zamanla çoğalan maliyetler binmeyecektir. İş yaparsa cirodan bir pay verilecektir. Bugün yastık altı yaparsanız bankalara faiz ödersiniz, gittikçe pahalanan mal satılmadığı için üretim yapılmayacaktır. Oysa ortaklık sisteminde faiz yükü olmayacağı için üretime devam edilecek, stoklar artacaktır. Stokların artması demek malların ucuzlaması demektir.
3- Mallar ucuzlayınca ihracat yapılacak dolar gelecek böylece doların değeri düşecektir. Vakıflar Bankası Merkez Bankasının yapamadığını yapacaktır. Emek boşa harcanmayacak, hem Türkiye’nin hem dünyanın servetine servet katacaktır.
4- Bir devletin devlet olabilmesi için iki şeye sahip olması gerekir. Bir; silahlı gücü olacaktır. Bunun İslamiyet’te temsili, adına hutbenin okunmasıdır. Hutbede halife olarak kimin adı geçerse o, silahlı güce sahip demektir. Yani din adamlarının biat ettiği askerler devlet başkanı sayılırdı. İkincisi ise para çıkarmasıdır. Merkez Bankası demek devlet ekonomisin direksiyonu demektir. Merkez Bankasının bağımsız olmaması demek milli hakimiyetin sona erdirilmesi demektir. Anayasaya aykırı olmakla kalmaz, idamlık suçtur. Merkez bankasını ancak hükümet kullanır ve bunu bir başkasına devredemez. İddiam budur. Tartışabiliriz.
Dolar yeniden yükselmiştir. Önce doların yükselmesi suni midir yoksa ekonominin doğal kuralı içinde midir onu bilmeliyiz. Doğal kurallar içinde ise doların yükselmesi normaldir. Bunun anlamı ithalatın çoğalması demektir. Kendiliğinden düşer. Suni olarak düşme demek hastalığın devamını sürdürmesi ve devletin yıkılması demektir.
Dolar çoğu zaman oynanan oyunlarla düşürülür yükseltilir. O zaman ne yapacağız? Dolar suni olarak yükselmişse bizim karşı tedbir anlamız gerekir. Bu da faizi düşürmedir. Vergileri düşürmedir. Elektrik ve petrol fiyatlarında düşme demektir. Sigorta primlerini bir iki sene askıya alma yani ödetmeme demektir. Normal durum olunca vergiler fazlalaştırılabilir. Sigorta payları yükseltilebilir.
Adil Düzen’de de Merkez Bankası bağımsızdır. Keyfi para çıkarılamaz. Fıkhın kuralları içinde hareket edilir. Merkez Bankası karar alma merkezi değil kararları uygulama bankasıdır. Kararlar, kanunlarla alınır veya kanunlar çerçevesinde hükümetçe alınır. Hükümet kendisine tevdi edilen milli hakimiyeti birilerine devredemez. Dolayısıyla böyle bir kanun olsa bile anayasaya aykırı olduğu için hükümet uymaz. Hemen değiştirmek için meclise başvurur.
Cumhurbaşkanı bir şey buyurursa Merkez Bankası başkanı onu yapmak zorundadır. Sorumlu da kendisidir. Sorumluluğu almıyorsa istifa eder. Hükümet yenisini atar. Cumhurbaşkanının onayı ile göreve başlar.
Sayın Davutoğlu herkesle istişare etsin, bizimle de etsin. Kendisi karar alsın ve Merkez Bankası onu uygulasın. Merkez Bankası bürokrattır, kanun adına karar alma yetkisi yoktur. Hakimiyet bürokratların değil yalnız ve yalnız milletindir. Seçilmişlerindir.
Henüz demokrasiyi getiremedik hala bürokratlar saltanatın kulları imişler gibi çalışıyorlar. Oysa sultanlık çoktan tarih oldu.