26.02.2015
ADEM Sözüer...Ceza hukuku profesörü...
Ceza hukuku profesörü...
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı...
*
O Adem Sözüer ki...
28 Şubat'ta da, askeri vesayet döneminde de, AK Parti'nin hukuk reformları yaptığı dönemde de...
Hep hakkın, hukukun yanında oldu.
Hep "sözünün eri" oldu.
*
İşte o Adem Sözüer, bugün feryat ediyor, isyan ediyor, haykırıyor.
Diyor ki:
- AK Parti "bürokrasiye karşı vatandaş" parolasıyla iktidara gelmiştir.
- Şimdi ise "vatandaşa karşı bürokrasi" diyor.
- Güvenlik Paketi'yle seçilmişlerin ve yargının yetkileri bürokrasiye devrediliyor.
- Avrupa'daki hangi demokraside valiye savcı yetkisi veriliyor?
- Bütün ceza hukukçuları bu tasarıya karşıdır.
*
Adem Sözüer, Güvenlik Paketi'nin geçmesi durumunda yaşanacakları da anlatıyor.
Diyor ki:
- Silah kullanma yetkisi, yargısız infazlara yol açacaktır.
- Polis veya jandarma, kişinin donunu bile çıkarttırarak üst araması yapabilecektir.
- Polis, savcıya haber vermeden kişiyi 48 saat gözaltında tutabilecektir.
- "Uzaklaştırma tedbiri" adı altında eski dönemlerde söz konusu sürgün cezaları uygulanacaktır.
- Vali ve kaymakama savcı yetkisi tanınacaktır.
(Bakınız: İzzet Çapa'nın yaptığı ve Kelebek'te yayınlanan röportaj.)
*
Adem Sözüer...
- Muhalif değil...
- CHP'li değil...
- HDP'li değil...
- MHP'li değil...
- AK Parti karşıtı değil...
- Molotofçu değil.
- Bonzaici değil...
Tam tersine...
AK Parti dostu...
AK Parti'nin hukuk reformlarında emeği olan bir isim...
*
Ey AK Partililer!
Hadi kurucunuz, ilk başkanınız, cumhurbaşkanınız Abdullah Gül'ün uyarısına kulak tıkadınız.
Bari dostunuz Adem Sözüer'e kulak verin.
Yazının tamamı için
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/Ahmet-Hakan_131/Bir-dost-hukukcunun-isyan-ve-feryadi_28299528
Yorum:
Ceza hukuku
Bütün ceza hukukçuları bu tasarıya karşıdır. Evet, karşıdır ama o zaman o ceza hukukçularına soralım: Türkiye’de ceza hukuku mu var?
Bir işletmeye gelmişler. Silahla gasp yapmışlar. Polisler gaz vermiş. Şikâyetçi olun demiş. Şikâyetçi olmuşlar. Adamı yakalayamamışlar. Bulamıyorlarmış herkesin her gün gördüğü adamı. Sonunda baskılarla yakalamak zorunda kalmışlar. Arkasından mahkemeye gitmişler. O da ne! Mahkemede neredeyse suçlu duruma düşmüş gasp yapılanlar. Parayı veren işletme amiri adamla arkadaş olduğunu, onunla borç alacaktan dolayı verdim diyormuş korkudan, tehditlerden dolayı. Adliye koridorlarında tehditler devam etmiş. O sırada ne bir polis varmış ne bir başkası. Sonunda gasp yapanlar haklı duruma gelmiş, gasp yapılanlar araya adam sokup barışmak zorunda kalmışlar.
Ceza hukukçuları önce çıkacak kanunları sorgulamadan Türkiye’de ceza hukuku diye bir şey olmadığını kabul etsinler. Sonra ceza hukukunun nasıl olması gerektiği üzerinde tartışsınlar ama İslam hukuku diye bir hukuk yokmuş gibi davranmasınlar.