09.12.2014
Eğer sadece medyayı izleyerek Türkiyeli ortalama bir insanın beynini tahlil etmeyi denerseniz, bu beynin yüzde 40'ının siyasetle, yüzde 35'inin futbolla, yüzde 25'inin de magazin ve gösteri dünyasının dedikoduları ile dolu olduğu yanılgısına düşebilirsiniz.
Tabii ki bu yapıdaki beyinlerin sayısı da az değil... Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan ne söylese, buna cevap yetiştirmeyi siyasi katılım olarak gören kayıt dışı siyasetin amatör oyuncuları fazlaca yok mu aramızda? Ya da "Takımımın fanatiğiyim ama kulübümün başkanından nefret ediyorum" diyerek saha dışında sanal topları çalımlayan futbolcularımızın sayısı da oldukça fazla değil mi?
Evrensel aklın gerekleri
Tamamı http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2014/12/09/parsellenmis-beyinlerde-aklin-payi-ne-kadar
Yorum:
Akla da sıra gelir inşallah
Böyle bir toplumda beyin mevzuu ağır kaçar hiç girmeyelim derim çünkü Türkiye’de başa bela bir ‘başkaları’ sorunu var. Bu kavram beynin nasıl düşüneceğini belirleyen en önemli etkendir. Herkes gibi düşünmek, herkes gibi davranmak işin kolayıdır ve her zaman kabul gördüğü için rağbeti de boldur.
Futbol, moda, sinema…derken bir bakmışsın popüler akım ve fanatizm dışında kalan herkes otomatikman hayat dışı da kalmış.
Bu kadar yoğun bir programda zavallı beyin fırsat bulursa faydalı bir şeyler öğrenecek ve yalnızlar kulübüne katılarak dayanabiliyorsa var olacak, şayet dayanamıyorsa ki bu çoğunluğun durumudur, o zaman da yapılacak şey gayet kolaydır; her hafta takip edilecek bir tv dizisi bulunacak, bir futbol takımı taraftarı ve siyasi parti fanatiği olunacak ve en az bir de sosyal paylaşım hesabı edinilecek. İşte bu farzlar yerine gelince artık dostun da, konuşacak mevzun da, bilgi birikimin (!) de gani olacak. Kim takar beynin durumunu.