07/12/2014
- "Paralel devletin üst aklı ABD’dir." diyor general, bunu nasıl yapıyor. İstihbarat ve siyaset savaşta.
-Sermaye ikinci cihan savaşında dünyayı ikiye ayırdı. İki tarafta gizli istihbarat örgütünü kurdu. Bununla görünüşte iki kutup birbirini kontrol edecekti. Oysa Sermaye bunlarla iki bloğun içini kontrol ediyordu. Çünkü istihbarat teşkilatı ona bağlı idi. Gorbaçov’dan sonra dünya değişti. Devlet kendi istihbaratına sahip oldu. Türkiye’de de 2000 yılından beri artık istihbarat ordunun emrindedir.
- Seçimlerde fikirler yerine hisler ön plandadır. Bundan yabancı istihbarat örgütleri her alana sızmış bulunmaktadır. 1950’lerde İngiltere istihbarata hakimdi. 1960’larda ABD istihbarata hakim oldu. İngiliz istihbaratı kazandı ve Türkiye ondan sonra AB’ne yöneldi. Türkiye değişik istihbarat örgütlerinin etkisindedir. Buna güçlü istihbaratla karşı koyabiliriz.
- istihbarat örgütlerini devletler değil, Sermaye oluşturmaktadır. Onunla devletleri kontrol eder. İstihbarat örgütlerini de mafya ile kontrol ediyor. Sermaye İngiltere’de iken İngiltere’ye hakimdi, Sermaye ABD’ye taşınınca şimdi de onlara hakimdir. Demokrat Parti’nin devrilmesinin sebebi Türkiye’nin tarım ekonomisinden sanayi ekonomisine geçmeye başlaması sebebiyledir. İran Şah’ı da ondan gönderildi. Türkiye’nin AB’ne girmesini sermaye istemiştir. Çünkü Fransız ve Almanları ancak Türkiye ile kontrol altına alabileceğini düşünmekteydi. Gizli örgütler, birer mikrop gibidir vücudu zayıf bulurlarsa canlanırlar. Onları kontrol altında tutmanın tek çaresi vardır. Güçlü ekonomi ve güçlü ordu oluşturma.
13/12/2014
9 Mart
- İhtilalden önce Madanoğlu benimle görüştü, “Kötü yönetiliyor, darbe yapabiliriz.” dedi. Ben de MİT’e haber verdim.
- Madanoğlu MİT ile beraber hareket ediyordu. Bu, Mahir Kaynak’ı devre dışı bırakmak için kurulmuş bir tuzaktır. Mahir Bey bunu MİT’e söylemezse MİT’teki işi biterdi, söylerse ihtilalden sonra işi biterdi. Bana da böyle ihbar ettirme numaralarını oynadılar, benim MİT’le ilgim olmadığı için kimseye bir şey söylemedim. Sonra bir şey kullandılar, beni görevimden attılar. Askerler bana sahip çıktılar. İzmir Hava Eğitim Komutanlığında görev yapmaya başladım.
- Demirel ekonomik faaliyetlerde Ruslarla da ilişki kurdu. Sivil solcular hem Amerika hem de Rusya’ya karşı idiler. Dolayısıyla iktidara karşı idiler. Türkiye AB ile yakınlaşmaya zorlanıyordu.
- Türkiye’de sol veya sağ yoktur. Hatta İslami faaliyet gösterenler bile Sermaye tarafından kullanılmaktadır. Biz Akevler’de Milli Görüşçülerle İslami faaliyet gösterirken, tüm İslami cemaatler başlangıçta bizimle beraber iken sonra hepsi karşımıza çıktılar. Halen Akevler’in hiçbir etkisinin olmaması, Saadet Partisi’nin ölgün halde bulunması hep Sermaye’nin tezgahıdır. Demirel kendisi Sovyetler’e yakınlaşmamıştır. Sermaye’nin tezgahında öyle yazılı idi.
- Milli Güvenlik Kurulu ve MİT Sovyet etkisinden Türkiye’yi korumayı hedefliyordu.
- Demirel ABD talimatı gereği Sovyetlere yaklaşıyor askerleri ihtilale zorluyordu. Yani Demirel de tezgahın içinde idi, kendisine verilen görevi yapıyordu.
- 9 Mart darbesi 12 Mart darbesi ile önlendi.
-Bunlar darbe denemeleriydi. Evren bu oyunları takıp etti ve sonunda genelkurmay başkanı olarak bunu ülke için en iyi şekilde çözdü. Özal onun sayesinde başbakan oldu. Bugün AK Parti onun sayesinde orada oturmaktadır. Sermaye tuzak kurdu ama sonunda tuzağa kendisi düştü. Şimdi tuzaktan kurtulmak için debelenmektedir. Kalanlara sabır.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Çare
Türkiye’de değişik ajanlar faaliyettedir. Türkiye gibi demokratik ve merkezi yerde olan ülkelerde bunların faaliyetlerini önlemenin yolu milli istihbarat değildir. Tüm dünyanın istihbaratını yenecek bir haber alma örgütünü kuramazsınız. Başbakanın telefonu dinleniyor. MİT başkanının telefonunu dinliyor. 17 Aralık ve 25 Aralık olaylarından habersiz bir MİT. Türkiye’deki olayları önleyen milli istihbarat değil, Türk ordusudur. Paralel diye suçlanan Türk polisidir. Vücudun içinde mikropların sporları bulunur. Ara sıra devreye girerler, vücut onları hemen bastırır dolayısıyla vücut korunmaya hazır tutulur. Aşı bunun için vardır. Zayıf mikroplar, vücudu hazırlıklı halde bulundururlar. Orucun hikmetlerinden biri de budur. Vücut aç kalınca harekete geçen mikroplar akşam yemeği ile bastırılır.
Türkiye’de yabancı kimselerin faaliyet göstermeleri, Türkiye’nin güçlü kalması için gereklidir. 17 Aralık ve 25 Aralık AK Parti’yi parti haline getirmiştir. Ben o olaydan sonra Erdoğan’ı başbakan olarak görmeye başladım. İnönü savaşları ne ise Aralık olayları da odur. Sakarya savaşını vermek zorunda kalacağız ama yeneceğiz. Çünkü Aralık olayları bize nasıl savunacağımızı öğretti. Sıra Dumlupınar’a gelecektir.
1900’larda başlayan saldırı 1914’de savunmanın zaferi ile sonuçlandı. Türkiye %50’den %90’lara kadar Türkleşti. 2000’de başlayan zafer de 2030’larda sona ermiş olacaktır, sanırım. Bunun için iki şeye ihtiyacımız vardır. Güçlü ordu ve güçlü ekonomi.
Güçlü ekonomi Türkiye’nin kooperatifleşmesi ile mümkündür. Halkımızda kooperatiflere karşı alerji vardır. Kooperatifler başarısızdırlar. Bunun sebeplerini aramamız gerekir.
a) Kooperatifçiliği bilmedikleri için kimse onu istemiyor.
b) Kooperatifleri devlet desteklemiştir, onlar sadece devletten yardım almakla kurulmuşlardır.
c) Sermaye şirketleşmeyi önlemek için yöneticileri çeşitli şekillerde yanına almakta, Kooperatifin yöneticileri ortakları soyarak zengin olma yolunu tutmaktadırlar. Sermaye kooperatifçiliği önlemek için bunu yapmaktadır.
d) Çıkardığı kanun ve denetimleri ile kooperatifleri bıktırmakla yönetimleri ezmektedir.
Biz Akevler olarak bunlarla mücadeleye giriştik. Milli Görüş partilerini bunun için oluşturduk. Yarım asırdır savaşıyoruz ve dimdik ayaktayız. Bir yerden bir kuruş kredi almadık. Hiçbir kimsenin yardımını kabul etmedik. Biz sadece ortak kabul ettik. Ortaklarımızdan zarara soktuğumuz kimse yoktur. İddia eden varsa hakemlere gitsin, kazansın, ödeyelim.
Kooperatif, ülkemizin atıl değerlerini harekete geçirecektir. Türkiye %50 işsizdir. Onları harekete geçirirseniz iki sene içinde en güçlü ekonomiye ulaşır.
Türkiye’nin ajanların etkisine karşı korunması için güçlü bir ordumuzun olması gerekmektedir. Bunun için;
a) Türkiye’deki ordu sayısını 12’ye çıkarmalıyız.
b) Genelkurmay başkanını Başbakan seviyesine çıkarıp, doğrudan cumhurbaşkanına bağlamalıyız.
c) Ordunun bütçesini genel bütçeden ayırarak, harcama kısmını kendilerine bırakmalıyız. Ordu dışında onu denetleyen bir makam olmamalıdır. Askeri Sayıştay oluşturulmalıdır. Meclis orgenerallerden oluşturulmalıdır.
d) Hiçbir asker sivil mahkemelerde muhakeme edilmemelidir. Her askerin işlediği suçtan genelkurmay başkanı sorumlu olmalıdır.
e) Vatandaşlardan isteyenler askerlik yapmalı, isteyenler ise bedelli olmalıdır. Bedellilerin seçilme hakları olmamalıdır.
f) Herkes ordusunu kendisi seçecek. Kendi bölgesi dışında istediği orduda askerlik yapabilecek. Ordu da komutanını kendisi seçmelidir. Askerlikte demokrasi olmaz, askerlik demokratik şekilde oluşabilir.