01/07/2014

- Ortadoğu’nun bütün sınırları değişecek diye yazmıştı, Amerika eski dışişleri bakanı. AB ABD bir, Rusya Çin bir kabul ediliyor. Böyle değil.

-Rusya ve Çin halkı birbirine daha yakındır. ABD ve AB halkı da birbirine daha yakındır. Devletler ise görünürde halkla beraberdirler, gizli gizli ABD Rusya ile anlaşmaktadır. Çin tarafsız gözüküyor.

- Çin Ortadoğu’yu Avrupa’nın kontrolü dışına çıkarmak istemektedir. Rusya ve ABD Türkiye’nin devreye girmesine karşı değildir. AB ile Çin arasında pazar sorunu vardır. ABD Çin’in genişlemesini engelleyecektir. Çin’de soy mücadelesi başlayabilir.

- Devletler şimdilik Sermaye’yi yenmekle meşguldürler, aralarında çatışma yoktur. Sermaye ile boğuşuyorlar. Sermeye’nin gayesi, Sermaye’yi dinlemeyen devletleri dize getirmek için üçüncü cihan savaşını çıkarmaktır. Bunu da Ortadoğu’yu bilhassa Türkiye ile İran’ı kullanarak Müslümanları dünyada ayaklandırarak yapmaya çalışıyor. Yeni harita ise İsrail’in güdümünde yeni Ortadoğu birliğini kurmaktır. Devletlerin nüfusları 10 milyon civarında olmalıdır.

- Türkiye’nin sınırları değişmez. Bazı devletlerle eşit şartlar altında birlik oluşturulur.

- Gelecek insanlık, etkin bir merkez olacaktır. Üniversitelerin göndereceği ilim adamlarından oluşan meclis, insanlığın uygarlaşmadaki sorunlarını çözecektir.  Yeryüzü, Güney Amerika, Kuzey Amerika, Afrika, Avrupa, Çin, Hint ve Avustralya kıtalarına ayrılacaktır. Gelecekte Antarktika da meskun hale gelecektir. Ortadoğu için iki ihtimal vardır.

a) Ural ve Gürcistan sınırı ile AB devletleri içinde yer alacaklardır.  Orta Asya ve Sibirya Hint’e, Moğolistan Çin’e kalacaktır.

b)Yahut Türkiye, İran, Arabistan, Orta Asya ve Sibirya yarı kıta olacaktır. Bu arada kilit nokta şudur. Rusya Sibirya’dan vazgeçecek, nüfusunu 100 milyondan aşağı indirecek şekilde yeniden yapılanacak, Avrupa birliğine dahil olacak, yahut Türkiye ve İran ile iş birliği yaparak yeni topluluk oluşturacaktır.

- Yunanistan halkı ile düşman değiliz, dış güçler bizi düşman etti. Buna göre hareket etmeliyiz.

- Avrupa Birliği’nin geleceği ne olacaktır? Avrupa devletleri 30 ile 100 milyon arasında devlet oluşturacaktır. İnsanlık içinde atanmış bir merkez olacaktır. İnsanlar barış içinde yaşayacaklardır. Artık dış güçler insanlık içinde etkili olmayacaklardır. Yeryüzünde nüfusu 100 milyondan büyük devlet kalmayacak,  Türkiye’nin nüfusu kısa zamanda 100 milyonu geçeceği için iki devlet olarak bölünecektir. Türk devlet geleneğinde bu vardır. Doğu Türkiye’nin adı Türkiye mi yoksa Kürdiye mi olacaktır? Bunun kararını Kürtlerin uygarlığa katkısı belirleyecektir.

05/07/2014

Yeniden Yapılanma

- Devletimizi kurduk.   Hangi siyasi zorunluk bize bu devleti kurdurdu, devletin yapısını yöneticilerimiz mi seçti? Zorluklar yaşadık. Sebeplerini araştırmadık.

-  Sermaye’nin Birinci Cihan Savaşındaki planı, imparatorlukları yıkıp dine dayalı düzenden rejime dayalı düzene geçirmek idi. Türkiye’ye dinsiz bir bütünlük rolünü vermişti. 1950’ye kadar kapalı ekonomi ve baskılı bir rejim yaşadık. İkinci Cihan Savaşından sonra, müstemlekeciliğe son verildi. Ülkelere bağımsızlık verildi. Demokrasiye yol açıldı. Türkiye dinsiz kalmak şartı ile demokrasiye geçecekti. Sermaye’nin evdeki pazarlığı çarşıya uymadı, insanlar dinsizleşmedi, Türkiye dinsizleşmedi. Sovyetler değişti. Askeri diktatörler dinsizleştiremediler. Bugün Sermaye ile devletler arası çatışma devam ediyor. Sermaye yenilecektir.

- Türkiye’nin varlığı gerekiyordu ama etkili olmamalıydı. Barışçı ve bağımsız gözüktük ama onların dediğini yaptık.

- Ömrünü dolduran imparatorluk uygarlığı tarihe karıştı. 12 milyon gibi küçücük bir devlet olmuştuk. On yıldan fazla savaşlar içinde perişan olmuştuk. Sermaye’nin isteklerini yerine getirerek varlığımızı sürdürdük. 1997’de İsrail’in emrinde Ortadoğu birliği kurulacaktı. Olmadı.  Bloklara dağıldı. Türkiye’de Adil Düzen bağımsızlık savaşını başlattı.

a) Türkiye dinsiz değil Müslüman olacak

b) Türkiye İslam ülkelerine düşman değil dost olacak

c) Türkiye sömürülen tarım ülkesi değil sömürmeyen sanayi ülkesi olacak

d) Türkiye üçüncü bin yıl uygarlığını kuracak.

Yapılanlar doğru idi. Yaptıklarınız da doğrudur.

- CHP’ye karşı yeni partiler kuruldu. %70 oy alınca parçalamak için milliyetçi ve dinci partiler üretildi.

-  Sermaye dengeyi ya bir parti veya iki parti üzerinde kurar. Tek partide Sermaye, parası ile yöneticileri satın alır o ülkeyi yönetir. İki partiyi de sermaye destekler. Biri sözünü dinlemezse ikinci partiyi iktidar eder. Böylece partiler Sermaye’nin gözüne girmek için yarışırlar. Türkiye’de CHP’yi dengelemek için AP’yi kurdu.  Dengeyi sağlayamayınca MHP’yi kurdu, yine sağlayamayınca devrim yaptı ve Milli Görüş’ü de kurdu. Yine de denge kuramadı. Türkiye’de MSP CHP koalisyonu partiler arası çatışmayı sona erdirdi. Bunu gören İran da Solcularla çatışmayı sona erdirdi. Bunu gören Gorbaçov tek partiyi ortadan kaldırdı. Dünya solu cephe değiştirdi. Din düşmanlığından vazgeçti. Sermaye’nin planı tutmadı. Şimdi kıvranarak çare arıyor. Bulamayacak.

- Merkez sağ partiler CHP programına alternatif aradılar.

- Merkez sağdakiler bulamadılar.  İslami parti yeni çözümler getirdi. Adil Düzen olarak ortaya koydu.  Türkiye şimdi yavaş yavaş onu hazmetmektedir.

- Şimdi CHP İslam düşmanlığını bırakıp demokrasiye doğru gidiyor, MHP ırkçılığı bırakıp demokrasiye gidiyor. Yeni bir Türkiye oluşacaktır.

- Sermaye dinleri yenemeyince önce şeriat yasağı içinde dinlere yol verdi.  AK parti bunu vadetti, iktidar oldu ama uygulamada yine şeriatçı olmaya çalıştı. Erdoğan’ı gönderip AK Parti’yi yeniden düzenlemek istiyor. CHP’yi de dinsizlikten uzaklaştırıp dindar yapmak istiyor. Böylece iki İslam partisini finanse edip hükümranlığını sürdürme azmindedir. Türkiye’de başarırsa dünyada bunu uygulayacaktır.

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

Yorum:

CHP İslamlaşıyor

CHP’nin İslamlaşmasına ilk sinyali başkan vekili iken eski büyükelçi İnal Batu verdi. İslam’ın yeniden yorumlanması gerektiğini beyan etti. Ondan sonra Baykal gitmeden önce İslami bir konuşma yaptı. Bundan sonra bir dindar Alevi CHP’nin başına getirildi. Tavizler vermeye başladı.Belediye seçimlerinde Müslümanlığı ile bilinen Sarıgül’ü İstanbul adayı yaptı. Diğer illerde de milliyetçi ve Müslüman adaylar koydu. Yetinmedi, MHP ile anlaştı, İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yaptı.

Ekmeleddin’in cumhurbaşkanı olamayacağını herkes bilmektedir. Ancak böylece meşhur edilecektir. Eğer %40’tan fazla rey alırsa AK Parti ile başa baş yarışan bir parti kurulmuş olacaktır. Milliyetçi Halk Partisi. Böylece İslamcı AK Parti’yi durdurmak mümkün olacaktır. Kendisini iktidara getirenleri çok iyi bilen Kılıçdaroğlu aldığı emri yerine getirdi, partiyle görüşmeye bile lüzum görmeden adayını ilan etti.

Şaşkına dönen CHP’liler ne yapacaklarını şaşırmış durumdadırlar. CHP, MHP, Cemaat üçlüsü kılıçlarını AK Parti’ye çekmiş bulunmaktadırlar. Evet, Türkiye şimdi ne yapmalıdır. Sermaye, devletler çatışmasında nerde yer almalıdır? İşte bu sorunun cevabını sunuyorum.

Türkiye şunu bilmelidir ki bugünkü haliyle ne sermaye ne de devletler başarılı olamazlar. Türkiye ne tarafta olursa olsun dünyada zafer elde edilemez. Birbirleriyle boğuşup dururlar. Birinin elinde bombalar var, diğerinin de dolarları var. Bunlardan biri diğerini kaldıramaz. Sermaye parası ile devletleri yıkar ama devlet kuramaz. Devletler de Sermaye’yi çökertebilirler ama sonra devletlerde çöker. Bu durumda Türkiye’nin Sermaye veya Devletlerin yanında yer alması bir mana ifade etmez. Tarafsız kalmak da sorunları çözmez, çünkü bu iki gücün savaş alanı Türkiye’dir.

Sonra dünya devletsiz de yaşayamaz, Sermaye’siz de yaşayamaz. O halde yapılacak iş dünyadaki çatışma alanını uzlaşma alanına döndürmektir. İnsanlığın Üçüncü Cihan Savaşını yaşamasını istemiyorsa Türkiye uzlaştırıcı rol oynamalıdır. Sermaye faizli sömürüden vazgeçip insanlığa ekonomide hizmet vermelidir. Siyaset de vergisini alıp görevini yapmalıdır. Gümrükleri, vizeleri kaldırmalıdır. Dünya tek pazar haline gelmelidir.