Ateist bir okuyucunun mektubu!
1178 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Ateist bir okuyucunun mektubu

Yusuf kaplan

23 haziran 2014

Küresel bir dünyada yaşıyoruz elbette.

Ama bir sorun var: Küreselleşme niceliksel (özellikle de ekonomik) sınırları ortadan kaldırsa da, niteliksel (entelektüel) sınırları da, insanın ufkunu da alabildiğine daraltıyor.

Sonuçta ekonomik, kültürel ve entelektüel hareketlilik anlamında bir ölçek büyümesi yaşanıyor ama dünya, büyük ölçüde Amerika'da üretilen, üstelik de sığ ve banal bir kültürün insanlığın ufkunu daralttığı 'sanal bir köy'e dönüşüyor.

BÜTÜN İNSANLIĞA HİTAP EDEBİLEN BİLGECE BİR DİL

Büyük bir paradoks bu: Bütün insanlığı ayartarak yokeden, kendi'nden ve hakikat'ten eden varoluşsal bir paradoks.

Bu paradoksu görecek ve aşabilecek bir yerde durabilmeli, insanlığın varoluşsal sorunlarını anlamlandırabilecek cümleler kurabilme kaygısı içinde olabilmeliyiz, diye düşünüyorum.

Böylesi bir ortamda, bütün insanlığı kucaklayacak, bütün insanlığın sorunlarını eksene alacak cümleler kuramadığımız sürece, söyleyeceğimiz sözün kıymeti harbiyesi olmayacağını bilmemiz gerekir.

O yüzden insanlığın yükünü omuzlarında taşıma bilinciyle, herkese hakîkatin evrensel sözünü söyleyebilecek, herkesin kendince varolma ve yaşama hakkına saygı duymasını bilen bilgece bir dil kurabilmeliyiz.

EVRENSEL HAKİKATİN ŞARKISINI BESTELEYEBİLMEK...

Sadece hakikatin izini sürme kaygısı gütmeli, bütün insanlığı kucaklayabilecek evrensel hakikatin şarkısını besteleyebilmeliyiz.

Söylediğimiz söz, herkesi kucaklayabilmeli, herkes, bir şekilde, söylenen sözde kendini bulabilmeli.

Başka bir ifadeyle, söylediğimiz söz, insanlığın temel sorunlarına ışık tutabilmeli.

Sözü, bütün insanlığın varoluşsal sorunlarını anlamlandıracak şekilde söyleyemediğimiz zaman, söylediğimiz söz, sadece havaya sıkılmış bir kurşundan ibaret kalacaktır.

…………………………

Bu sütunda, gazetenin kurulduğu ilk günden itibaren, insanlığın temel varoluşsal sorunlarını eksene alarak iyi kötü cümleler kurmaya çalışıyorum âcizane.

Yazdığım yazılar, ülkemizin, bütün farklı entelektüel kesimlerinden çeşitli şekillerde dikkatle izleniyor. Zaman zaman esaslı eleştiriler alıyorum. Bu eleştirileri yapan okuyucu-yazar arkadaşlarla uzun uzadıya, derinlemesine yazışmalar / tartışmalar yapıyoruz.

Eleştiriyi, özellikle de derinlikli ve esaslı eleştiriyi nimet olarak gören biriyim. Birileri, söylediklerinizi tartışmaya değer bulup da esaslı eleştiriler yazıyorsa, bu söylediklerinizin ciddiye alındığı anlamına gelir. Bu durumda siz de, sizi ciddiye alarak eleştiren okuyucuları ciddiye almak durumundasınız.

O yüzden eleştiriden korkan yazardan korkun derim.

Ve şöyle düşünürüm: Eleştiri, teşekkürü hakeder, kibri defeder.

İŞTE O MEKTUP

Bu yazıda, bir okuyucu mektubu yayımlayacağım. Bu mektup, hasbelkader geliştirmeye çalıştığım fikirleri kıyasıya eleştiren ve tartışan bir okuyucu mektubu değil. Bu tür mektupları da yayımladım geçmişte; bundan sonra da yayımlarım yeri ve zamanı geldiğinde.

Bu okuyucu mektubu, yazının başında sözünü ettiğim anlamda, yazının bütün insanlığın varoluşsal sorunlarına, dolayısıyla bütün farklı kesimlere hitap etmesi gerektiğini söylerken dikkat çektiğim noktanın ne ölçüde karşılık bulduğunu gösteren bir okuyucu mektubu. Bu ülkenin has sosyalistleri Hikmet Kıvılcımlı'nın ektiği tohumun tuttuğunu gösteren bir mektup gibi bu mektup.

Ateist olduğunu söyleyen Talha Özcan adlı okuyucudan -kendisinden izin alarak-buraya aldığım mektubu, yorumsuz olarak, sizlerle paylaşıyorum:

'Sayın Kaplan,

Yazılarınız benim gibi beyaz Türk (!) ve ateistleri bile derinden etkiliyor ve ufkumuzu, algılarımızı ve oynanan 'oyunları' daha net görmemize yardımcı oluyor.

Evet ateist hayat ve düşünce tarzımı değiştirecek değilim ve bu yolda devam edeceğim, ama şu da bir gerçek ki ben ve arkadaşlarım bu medeniyetin (İslam) bir parçası olduğumuzun farkındayız, lakin yeni/yeniden  kurulacak Türk / İslam medeniyetinin bir parçası olmayı ve bizleri de kucaklamasını beklemek hakkımızdır.

Muhafazakar kesimin ve sizin gibi entelektüellerin bu konudaki görüşlerini ve tek renk yerine rengarenk olabilecek bir medeniyeti nasıl kuracağımızı öğrenmek isteriz.

Yazılarınızın devamı dileğiyle.'

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/ateist-bir-okuyucunun-mektubu/54453

yorum;

Bütün renkler Allahındır!

Bütün insanlarda Allahın kulları.

Öyleyse Allahın kulları arasında ayırım yapmak en büyük suçtur.

Ateist bir okuyucunun görüşlerini ve mektubunu

yayınlamak yazarımıza ve bize göre güzel bir davranış.

Ama Akevlerinde 47 yıldır yazdığı binlerce

sayfalık mektupları nereye koyacağız.

Yazarımızdan bunu beklemekte özellikle hakkımız.

bir sözü olduğu   için.

Bizim Müslümanların bazıları  maalesef isimde Müslüman ama sıfatlarda

Kafirler.

Özelliklede ilim  ve yazar çizerlik alanındakiler.

İnsanların arasını  ayırmak ve Allahın bir kısım ayetlerini görmemezlikten

gelmek bu demek değil mi?

 

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 263 | Tarih: 29.06.2014
Yusuf Kaplan
Ateist bir okuyucunun mektubu!
Bütün renkler Allahındır!
1178 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Barlas
Aynı filmi 40 kez izleyip yine de sonunu merak ed
Sürprize mahal yok
1065 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Balyoz’un kahramanları
Hâkimlik sisteminin kahramanı hâkimleri atayandır
1063 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
BÖLGENİN HARİTASI
Doğrular ve Yanlışlar
1031 Okunma
Süleyman Karagülle