21.06.2014
BİRLİK olmuşlar.
Vuruyorlar da vuruyorlar Ekmeleddin İhsanoğlu’na...
*
Demediklerini bırakmıyorlar:
-Kimi “Kahire kökenli bir dış mihrak” diyor.
-Kimi “abdestli monşer” diyor.
-Kimi “İslamcı değil laik” diyor.
-Kimi “Atatürk düşmanı” diyor.
-Kimi “siyasal İslamcı” diyor.
-Kimi “İsmini Amerika fısıldadı” diyor.
-Kimi “İsmini Suudi Arabistan fısıldadı” diyor.
-Kimi “Abdullah Gül, Ekmeleddin İhsanoğlu... Bunların alayı aynı mektepte yetiştirilmiş” diyor.
-Kimi “Çokça çöl kokuyor” diyor.
-Kimi “Çokça Washington kokuyor” diyor.
*
Fakat gelin görün ki:
Hiçbiri yeterince etkili olmuyor, olamıyor.
İşini tam olarak bitiremiyor İhsanoğlu’nun.
*
Oysa yapılması gereken gayet basit:
Daha etkili, daha bitirici, daha nakavt edici, daha öldürücü, daha kodu mu oturtucu bir yumruk atmak...
*
Mesela iki gündür sosyal medyada dolaşıma sokulan bir metin var.
“İşte Ekmeleddin İhsanoğlu Gerçeği” başlıklı bir metin.
Yazılanlar şunlar:
-Ekmeleddin İhsanoğlu’nun dedesi İhsan Bey, Rus’tur.
-Ermeni bir kadınla evlenmiş, ondan da Rum çocukları olmuştur.
-Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kızı CIA, oğlu KGB, damadı Muhaberat, karısı ise Alman istihbaratına çalışmaktadır.
-Kendisi ise Vatikan tarafından Barnabas İncili’nde yazan “ahir zamanda gelecek Halife”yi engellemek için özel olarak görevlendirilmiştir.
*
Ey Tayyipçiler, Ey Baykalcılar, Ey Aydınlıkçılar, Ey Akitçiler, Ey ulusalcılar!
Ne diye bik bik edip duruyorsunuz ki?
Hep beraber abansanıza bu metne!
Abanın ve görün bakalım: Ekmeleddin İhsanoğlu’nun izi tozu kalıyor mu ortalıkta.
Hadi abanın koçlar!
Bitirin şu adamın işini.
Tanıştırın şu adamı memleket adı verilen cehennemi gerçeğinizle.
Yazının tamamı için
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/73/Ahmet-Hakan/24170/Dokuz-maddede-isİD-denilen-bela
Yorum:
Huylanmak
Bir adamın adı hiç ortada yokken aniden ülkenin en tepesi için adı geçiyorsa huylanırım.
Bir adam İslâmi kesimi de temsil ediyor diye tanıtılıyor ama kendisi bastıra bastıra “laiklik, laiklik” diyorsa, sorunların çözümlerinin dinde aranmaması gerektiğini söylüyorsa huylanırım.
Bir adam uluslararası bir teşkilata başkan “seçiliyor” ve bu seçimden önce ve sonra sürekli bir kısım medya tarafından pohpohlanıyorsa huylanırım.
Bir adam meşhur bir çalışması olmadığı halde önünde hiçbir engel olmadan hızlı bir şekilde akademik kariyerleri, fahri akademik kariyerleri topluyor ve bunların da sayısı bilinmiyorsa huylanırım.
Bir adam zorla bu kadar meşhur ediliyorsa huylanırım.