23.05.2014
BİR maden işçisidir Nihat Çelik.
Soma’daki o madende çalışan bir işçi.
*
Televizyonlara çıkıp olup bitenleri anlatıyor.
O anlattıkça her şey biraz daha belirginleşiyor.
Modern kölelik, ete kemiğe bürünüyor.
*
Öyle yalansız, öyle riyasız, öyle hesapsız, öyle tenezzülsüz, öyle korkusuz, öyle içten, öyle sade, öyle hakiki konuşuyor ki...
Ben son dönemde hiçbir konuşmacının konuşmasından bu kadar etkilenmedim.
*
Gazetelerin ve televizyonların yöneticilerine sesleniyorum:
Soma olayıyla ilgili olarak uzmanlara, politikacılara, aydınlara falan mikrofon uzatmaktan vazgeçin.
Sayfalarınızı ve ekranlarınızı sadece ve sadece Nihat Çelik’lere açın.
*
Çünkü Nihat Çelik’ler konuşmaya başlayınca...
Başka konuşmaların hiçbir anlamı kalmıyor.
Yazının tamamı için
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/73/Ahmet-Hakan/13971/Ona-diktator-demekten-vazgecin
Yorum:
Modern kölelik ete kemiğe bürünüyor
Herkes şikâyet eder modern kölelikten. Ahmet Hakan yazmış, modern köleliğin ete kemiğe bürünmüş hali diye. Yıllarca rahatsızlık duyarlar kapitalizmin bu pisliğinden.
Köle olmak için yalvaran insanlara üzülürler. Sonra bir gün Adil Düzen çıkar, gelir ortaya. Adil Düzen der ki: “İşçilik sistemi köleliktir. Aslolan ortaklık sistemidir. Gelin bunu getirelim.”
Bütün şikâyet edenler istemezler Adil Düzen’i. Modern köle olmak ya da modern köleler çalıştırmak için Akevler’i atlama tahtası olarak kullanırlar sadece.
İnsanlar zalim düzende köle olmaktan büyük bir iştah duyarlar. Hakkı söylediğinizde sizinle alay ederler. Patronlara düşman olurlar ama onlara yalvarırlar, ne olur al bizi köle olarak yanına, diye.
Aslında bilinçaltlarında olan sisteme düşmanlık değildir. Bilinçaltlarında o patronların yerinde olup başkalarını köle olarak çalıştırmak vardır. Başka bir şey değil maalesef.