Krizin doğru yönetilmesi ile iş bitmiyor
947 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

17.05.2014

Krizlerin doğru yönetilmesi kadar, krizlere neden olan sorunların ve aksaklıkların üzerlerine gidilip bunların giderilmeleri de, toplumların beklentileri arasındadır.
Soma'daki kömür madeni faciası çapındaki bir krizin yönetiminde Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın hiç ara vermediği çalışması ve her bilgiyi kamuoyu ile paylaşmayı ve şeffaflığı önde tutan üslubu ile bulunması, bu kriz yönetiminin aktifleri arasındadır.
Unutmayalım ki şeffaflık bu gibi durumlarda yitirilen canları geri getirmese de, yaşayanlardaki kuşkuların toplumsal bunalımlara dönüşmesini önler. Totaliter rejimlerin en önde gelen niteliklerinden biri de, bu tür durumlarda uygulanan karartmalardır. Örneğin Sovyet rejiminde uçak kazalarının haberlerinin verilmesi bile yasaktı.
Facianın çapını bilen ve topyekûn yasa boğulan toplumun öncelikli beklentisi canlarını veren maden işçilerinin ailelerine sahip çıkılması ve tabii ki bu facianın sorumluları kimlerse onlardan hesap sorulmasıdır.
Bu alanda hızlı adımların atılması kaçınılmaz bir gerektir.

 

Tamamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2014/05/17/krizin-dogru-yonetilmesi-ile-is-bitmiyor

 

Yorum:

Hangisine üzüleyim bilemedim!

Geçtiğimiz hafta ülkede yaşanan maden faciası bir çok şey anlatması yönüyle ibretlikti.

Kağıt üzerinde ciddi boyutlarda olan iş güvenliğinin uygulamada hikaye olduğunu gördük. Binlerce lira harcanarak alınan eğitimlerin sadece prosedürleri yerine getirmek adına yapıldığı ve ülkemizde zaten ucuz olan insan canının iyice hiçe sayıldığı bir kez daha anlaşıldı. Önlemler yetersiz, denetimler yetersiz peki suçlu kim? Kim suçlu?

Hemen bir suçlu aranıyor ve tabii ki en yakın suçlu olarak hükümet görüldüğünden fatura ona kesiliyor. Bu suçlamalar ta gerilere götürülüyor, seçim çalışmalarıyla ilişkilendiriliyor vs. vs.

Peki hükümet ne yapıyor?

Suçluluk psikolojisiyle devamlı savunma halinde olan hükümet hemen reddiyeyi hazırlıyor. Savunmaya geçiyor, aklanmaya çalışıyor, neredeyse ilkçağ yangınları ve ateşin bulunmasına kadar gidiyor. Kimse de çıkıp demiyor ki “Be Adam, sen niye telaşlanıyorsun, senin suçun değildi ki, ne bu kompleks?”

Yağan yağmurdan, akan tavandan bile sorumlu tutulan hükümet günah keçisi misali paparayı yiyor. Hızını alamayan Erdoğan, bakışından DNA tespitinde bulunduğu bir vatandaştan Osmanlı şefkatini esirgemiyor, korumaları olacak o insan müsveddeleri de artık her neyin korumasının yapıyorlarsa, şovu mahalle dayağıyla sonlandırıyorlar. O baş tacı olan halk, ki kendisi bir zamanların seçmeni yani kendine hadim diyenlerin kıymetlisiydi, kendini yerlerde buluyor ancak buna rağmen insanlığını kaybetmediği için çıkıp “Sayın Başbakan kalabalığa kızıp öfkesine hakim olamayıp maalesef istem dışı bir hareket yaparak bir tokat vurdu.” diyebiliyor. Bu ne güzellik ya Rab! Önce çizmeli işçi, şimdi de bu. İnsanlık sergisi gibi olaylar, her türlüsünü gördük.

Sonuç olarak ülkedeki ihmallere mi yanalım, yoksa denetim yetersizliğine mi, yoksa vatandaş olarak değersiz oluşumuza mı, yoksa Başbakan’ın bu tutumlarına mı?

Görülen o ki, yanacak şey çok. Allah bu faciada ölenlerin yakınlarına sabır versin. Umalım da devlet bu insanların tazminat haklarını saklı tutsun, en azından maddi güvence altına alsın. Bir de tüm bu yaşananlar Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bir hesaplaşmanın, gözdağının veya tehdidin göstergesi olmasın.

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 257 | Tarih: 18.05.2014
Yusuf Kaplan
"Büyük insanlık"olarak İslamiyet!
Yazmak değil yaşamak esastır!
1062 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Konuştukça infiali körüklüyorsunuz
Sanki madeni hükümet yıktı
1061 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Rusya’daki Görüşmeler
Türkiye’nin Yapacağı İş
965 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Krizin doğru yönetilmesi ile iş bitmiyor
Hangisine üzüleyim bilemedim!
947 Okunma
Tayibet Erzen