27/04/2014
- Tarihte insanlar bir toplulukta doğdular. O topluluğun ferdi oldular ve topluluğun benimsediği dine mensup oldular. Din ve ırkları için öldüler. Cennete gideceklerine inandılar. Yöneticiler onları kullandı.
- Diğer canlıların aksine insanlar birbirleri ile savaşırlar. Bu savaş nüfus dengesini sağladığı gibi sağlam neslin yaşaması için de gereklidir. Uygarlaşma da bu savaşlar sayesinde mümkün olmaktadır. Savaş toplulukları oluşturur. Bu inanış yanlış değildir. Allah’ın istediği, iyilik için savaşanların yanında olmaktır. Bunun için aynı toplulukta ahlaki dayanışma ortaklığını değiştirebildiğin gibi, ocak ve bucağı da değiştirerek istediğin topluluğun yanında yer alabilirsin. Buna hicret demokrasisi diyoruz. Bir de bulduğun mezhebi veya topluluğu da hakkın yanına götürebilirsin. Buna cihat denir. Demek ki hicret ve cihat insanın doğuşundaki statüsünü değiştirebilir.
- Her ırk kendisini üstün görür. Türkler askerlikte, Ermeniler sanatta, Yahudiler ticarette üstündürler. Bu ırktan değil, eğitimden gelmektedir. Benim ekonomist olmam manasız olabilmektedir.
- Kişilerin kabiliyetleri farklı olduğu gibi toplulukların da kabiliyetleri farklıdır. Bu onları ne iyi, ne de kötü yapar. İyi savaşan zulmetmek için savaşabilir. Adalet için savaşabilir. Kuran bu kabiliyetlerin iyilik için kullanılmasını emreder. Hak batıl savaşı budur.
- Ermeni tehciri bizim suçumuz değildir. Yıkmak istediği bir devleti devlete düşman eder. İktidara baskı yaptırır, halk isyan eder ve iktidar baskı yapar. Bugünkü Kürt karşı çıkmaları budur.
- Çözüm yerinden yönetimdir. İç güvenliğini kendileri kendi kurallarıyla sağlarlar. Dolayısıyla halkın isyanı veya iktidarın baskısı söz konusu olmaz. Çözüm hakemlerdir. Adil yargı varsa baskı yapan yönetim cezalandırılır, isyan eden halk da cezalandırılır. Adil yargı sisteminin tek dayanağı vardır. Hakemlik. Demek ki Adil Düzen dışında çözüm yoktur.
- İngiltere’nin çizdiği sınırlar kalabilir ama insanlar arasındaki ilişki sınırını kendimiz çizmeliyiz.
- Sınırları İngiltere değil, Yahudi sermayesi çizdi. Şimdi de işine gelmediği için değiştirmek istiyor. Sınırlar savaşsız değişebilmelidir. Bunun için göç serbest olmalıdır. Bir yerden diğer yere göç olursa, yoğunluk da farklı ise bu devlet, öbür devlete hakem kararı ile toprak vermektedir.
03/05/2014
Dönüşüm
- Dönüşüm dönemindeyiz. Suç sayılanlar artık talep edilen oluyor. O zaman o doğru idi şimdi, başka doğrular vardır. 60 darbesi, Özal’ın yönetimi farklı idi.
- a) 1920’lerde Osmanlı imparatorluğunu yıktı. Ulus devletler oluşturdu. Ateist bir ulus oluşturmayı hedefledi.
b) İnönü’yü savaşa sokmadılar. Sermaye Türkiye’yi kendisine sakladı. Hıristiyanların gelmesini istemedi.
c) Türkiye dış borçları ödemiş, eskimiş dış sermaye tesislerini satın almıştı. Türkiye borçlandırılarak alt yapı yapılanmalıydı ama kalkınmamalıydı.
d) Menderes kalkındırmaya başladı, astılar. Erbakan’ı durdurmak için Demirel’i görevlendirdiler. Alt yapı yapmaya devam etti. Özal geldi, ihracata yönelik faaliyet gösterdi. Sermayenin tekelleşmemesi için tedbirler aldı.
e) Erdoğan geldi, yapı modeli ile Türkiye teslim edildi.
Bütün bunlar onların oyunu ama Allah’ı da oyunu var. Başarıya gidiyoruz. Değişme sonunda Adil Düzen gelecektir.
- Sermaye ile devletlerarası çatışma var. Eskiden ülkemizi devletler kontrol ediyordu. Şimdi sermaye ediyor.
- Eskiden sermaye devletler aracılığıyla kontrol ediyordu. Şimdi parasıyla kurduğu ajanlar, Türkiye’yi fesada veriyor. Yenilecekler ve cehennemde haşr olacaklar.
- Eskiden askerleri kullanıyorlardı. Şimdi kullanmıyorlar. Yargıyı veya başka bürokratları kullanmaya çalışıyorlar. Medya onların seslerini yansıtıyor.
- Sermaye tarihi görevini yaptı. Batı uygarlığını oluşturdu. Sermaye terakümü ile sanayi inkılabı oldu. Artık kağıt para bulunmuştur. Sermayenin sömürüsüne kalmamıştır. İşleri bitti. Sömürmeden yaşayanlar yaşayacaktır. Sömürenler elenip gidecektir.
- Refah içinde yaşayanlar, sömürü düzeninin sürmesini isterler.
- Bu sosyal kuraldır. Durumu iyi olanlar düzenin sürmesini isterler. Durumları kötü olanlar, yeni düzen getirmeye çalışırlar. Yeni düzen getirenler olur. Adil Düzen’den daha iyi düzen getirenler bizimle yarışabilirler ama tutucuların bize direnmeleri mümkün değildir. Bugün mutlak hakim duruma geçiyoruz. ANAP ve Doğruyol gitti. Şimdi de CHP gidiyor. Cemaat muhalifimiz oldu. Sermaye başka çare bulamadı. İslamiyet’in emrine girdi. Artık dindarlarla dinsizler arasında değil, dindarlar arasında çatışma ile denge kurmaya çalışıyor.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Durum
Kuran gelmeye başladığı zaman yeryüzü iki süper gücün hakimiyetinde idi. Bizans ve İranlılar. Biri doğunun en uygar ve güçlü devletiydi. Şirk içinde idi. Diğeri batının mutlak hakimi idi ve ehli kitaptı. İslamiyet Romalılar tarafı olmuş ve sonunda dünya Hıristiyanlar ile Müslümanlara kalmıştır. Bugün de yeryüzüne hakim olan iki güç vardır. Hıristiyanlar ve Müslümanlardır.
Bundan elli sene evvel Müslümanlar siyasi güç oluşturmuyordu. Kapitalistler ve Sosyalistler hakimdi. 1960’ta Akevler ortaya çıktığı zaman herkes bize gülüyordu. Sonra ne oldu Sosyalizm sona erdi. Romanın yerine batı bulunmaktadır. Papa Hıristiyanlara hakim olmaya başlamıştır. Avrupa’nın ateizmi son buluyor.
Türkiye’de de artık solcular, batıcılar değil, Cemaat ile Milli Görüşçüler çatışıyor. Yani artık ateizm değil, teizmin hakimiyeti başlamıştır. Bunların olacağını Kuran’dan biliyorduk ama bu kadar yakın olacağını asla düşünmezdik.
AK Parti ve Cemaat’in çatışması iki tarafın biraz daha güçlenmesine sebep olacaktır. Nitekim Putin, Erdoğan’ı desteklemiştir. Alman cumhurbaşkanı da cemaati desteklemiştir. Biz Akevler için bunların çatışması fark etmez. Hangi taraf kazanırsa kazansın biz kazanmış olacağız.
Bundan önce, sermaye iki blok oluşturmuştu. Bunları çatıştırır kendisi yönetirdi de Allah iki cemaati çatıştırıyor ve kendisi yönetiyor. Böylece ateistler yok oluyorlar.
Yeryüzüne artık İslamiyet, hakkı üstün tutan peygamberlerin uygarlığı hakim oluyor. Hazırlık tamamdır. Akevlerin düzeni kurup örnek göstermesi beklenmektedir. Adil Düzen muhasebe programı tamamlandığı zaman Adil Düzen işletmeleri kurulmaya başlanacak. Halk Adil Düzen’i yaşamaya başladığı zaman, siyasiler de ister istemez, Adil Düzen içinde olacaktır.
Bugünkü sermaye, karşılıksız para ile dünyayı sömürüyor. Akevler, karşılıksız TL veya doları değil, karşılığı olan bono, çek, hisse senetlerini kullanmayı tercih etmektedir. Adil Düzen işletmeleri yeni şeyler icat etmiyor. Sadece mevcut değiştirme araçlarının karışıklıklarını tamamlamaktadır.
Akevler Kooperatifleri altın, toprak, demir ve buğday senetleri çıkaracak. Bunları bono senedi olarak çıkaracaktır. TL olarak çıkaracak ama kendisi onu gerçek değerleri ile işlem görecektir. Bu senetler TL ile alınıp satılacaktır. Değeri serbest olacaktır.
Kasaya TL ve senet konacak. İlk konan senetlerin değeri korunacaktır. Böylece bononun değeri, günlük olarak enflasyonla ayarlanmış olacaktır. Senedin değeri=(2*İlk senet + senet)/(ilk senet+2* senet)*ilk değer.
Formülü TL’nin gerçek değerini gösterir. Peşin alışverişler TL ile yapılacaktır. Ama tüm borçlandırmalar, altın, buğday, demir ve toprak senetlerinin değeri ile değerlendirilecektir. Bir işletme kurup halka gösterebilmemiz gerekmektedir. İzmir Akevler demir çimento kullanmaktadır. Dolayısıyla yarım asırdır yaşamaktadır.