Yer'siz ve dil'siz bir çağrı, çağını kurabilir mi?
02 mayıs 2014
Yusuf kaplan
Önce üç aforizma:
Bu dünyaya söyleyeceğiniz bir söz yoksa, hem bu dünyada yaşamıyorsunuz hem de yaşamanızın bir anlamı yok, demektir.
Söylediğiniz söz, bütün insanlığa -ve çağlara- 'seslenemiyorsa', ya söylediğiniz söz'de bir sorun var demektir; ya da durduğunuz yer'de.
Çağrı, başka çağlara ve çağrılara açılabiliyorsa, çağlayana dönüşebilir. Başka çağlara ve çağrılara açılamayan bir çağrı'nın bağlılarının zihinlerinin donması, algı kapılarının kapanması ve ufuklarının kararması mukadderdir.
ÇAĞ'IN, İNSANA 'OYNADIĞI' İNSANLIK TRAGEDYASI!
Dünya küreselleştikçe insan yerelleşiyor.
Dünya genişledikçe insanın ufku da, dünyası da daralıyor.
Dünyanın küreselleşmesi, farklı ufukların buluşmasına değil, ufukların buharlaşmasına ve yok olmasına yol açıyor!
Çağ'ın, insana 'oynadığı' insanlık tragedyası bu!
İyi de neden?
TEK BİR ÇAĞ: KÜRESEL BİR AĞ
Bunun nedeni, bütün insanlığın, tek bir çağ'a ve bu çağın ürettiği tektipleştirici algılama, duyma ve düşünme biçimlerine hapsolmasıdır.
Batı uygarlığı, modernlik ve postmoderlikle birlikte geliştirdiği varoluşsal saldırıyla, hem bütün çağ'ları yok etti hem de bütün farklı çağrı'ları yerinden ederek yersizleştirdi, zihinleştirdi ve dilsizleştirdi.
Ve bütün farklı kültürleri düzleştirdi; bütün insanlığı Amerika'da üretilen ve bütün dünyada da hızla, hazla ve tam gaz tüketilen sığ ve sığlaştırıcı, ayartıcı ve baştan çıkarıcı postmodern, neo-liberal ve bayağı bir kültüre mahkûm etti.
Sonuçta, insanlığı, küresel bir ağ'a dönüşen tek bir çağ'a mahkûm etti: İnsanlık tragedyası değil de, nedir bu, peki?
YER'SİZ, ZİHİN'SİZ VE DİL'SİZ OLDUĞU İÇİN ÇAĞ'SIZ
İnsanlığın en temel sorunu, 'çağ' sorunu: Tek bir çağa, tek bir çağın ürettiği, bütün farklı duyarlıkları, algılama ve düşünme biçimlerini yok eden küre ölçeğinde hükmünü icra eden küresel bir ağ'a mahkûm olması yani.
Bu durum, üç temel varoluşsal sorun üretiyor: Yersizleşme, zihinsizleşme ve dilsizleşme.
Çağrı, çağını kurabilen, her türlü saldırıya direnebilen, her türlü saldırıyı püskürtebilen muhkem bir 'yer'e sahipse, o çağrı'nın varlığından sözedilebilir.
Çağ'ını kuramayan bir çağrı'nın varlığından sözedilemez çünkü.
………………….
İnsanın durduğu muhkem bir yer varsa, işte o zaman, konuşabilir, olup bitenleri de, önünü de görebilir.
Yerini yitiren insanın konuşma, görme ve idrak etme melekelerini yitirmesi de mukadderdir.
Konuşamayan insanın dili de, konuşacağı ve konuşlanacağı bir yer'i de yok demektir.
Durduğunuz yer, gördüğünüz şeyi belirler çünkü.
'KUR'ÂN İSLÂMI'NDAN SÖZETMEK NEDEN CİNAYETTİR?
Durduğunuz bir yer yoksa, çağrı'nızın kurduğu bir çağ'da yaşamıyorsanız ve görecek gözünüz, idrak edecek zihniniz ve konuşacak bir diliniz yok demektir.
Çağ'sız (=çağını kuramayan) bir çağrı, yersizleşmiş, zihinsizleşmiş ve dil'sizleşmiş demektir.
Çağ'sız ve yersiz, zihin'siz ve dil'siz bir çağrı, bizi, sadece çağ'ın ağlarına ve bağlarına, bağlamlarına ve dünyasına çağırır; çağın ağ'a dönüşen zihni ve dili, duyarlıkları ve idrak biçimleri ile çağrı'ya şekil verir; sonuçta çağrı'yı, çağ'ın ağ'larının rengine boyayarak tanınamaz hâle getirir, paçavraya çevirerek yer'sizleştirir, zihinsizleştirir ve dil'sizleştirirerek yok eder.
O yüzden, bugün bize, bulundukları yer'i terketmeden yani çağın ağlarını ve bağlarını aşmadan -örneğin- 'Kur'an İslâmı'ndan sözeden insanların, bizi Kur'ân'a götüremeyeceklerini; aksine, çağın ağlarına ve bağlarına, diline ve zihin dünyasına hapsetmiş olacaklarını görebilmemiz gerekiyor.
ÜMMÎLEŞME: MESAFE VE ÇAĞ'A MÜDAHALE
Çağın ağlarından ve bağlarından, bağlamlarından ve kavramlarından kurtulabilmenin tek yolu, ümmîleşmektir.
Ümmileşmek, bu dünyadan el etek çekmek değil, çağı iyi tanıyarak, çağ'la aramıza MESAFE koyabilmek ve sonra da çağı tanımadığımızı ilan edebileceğimiz emin bir YER'e ulaşabilmek ve emaneti, paçavraya çevirmekten ve çağın ağlarına (bağlamlarına ve zihnine, kavramlarına ve diline) hapsetmekten kurtulmamızı sağlayacak arınmış bir zihne ve kurucu bir dile kavuşabilmek demektir.
Bunun yolu da, hayatın tam ortasına gönderilen ve çağına müdahale eden Efendimiz (sav) gibi, çağ'ı iyi tanıyarak çağı aşabilecek bir yer'e, zihne ve dil'e sahip olmaktan geçer.
Ümmîleşme meselesi, çağ körleşmesi yaşadığımız bir ç/ağ'da anlaşılması zor bir mesele. O yüzden bu meselenin üzerine derinlemesine gitmek istiyorum sonraki yazılarda.
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/yersiz-ve-dilsiz-bir-cagri-cagini-kurabilir-mi/51592
yorum;
Kur’an İslam’ından söz etmek!
Kuran İslam’ından söz etmek söyleyene göre
değişir.
Eğer niyet bir topluluk oluşturmaksa
elbette her türlü denemelerde bulunulabilir.
Ama maksat kitap yazmak ve satmaksa
niyete göre cinayet o zaman söz konusu olabilir.
Müslümanların özellikle alim olan veya ilim
yolunda olanlarının(ki farz olan ilimler kadın erkek hepsine farzdır)
Kur’andan anladığı İslam’ı anlatması ve yaşama çevirmesi ana hedeftir.
Zaten esas problemde İslam veya Kuran tekelciliğidir.
Bu kilitler,dondurur ve öldürür.
Manen bugün İslam cemaatiyiz diyenler gibi.
Hani bir söz var ya “Müslüman(lar) İslam’ı öyle güzel yaşa(yın)ki
Seni/sizi öldürmeye gelen/ler sende/sizde dirilsin.”
Sanki öyle denmemişte şöyle denmiş gibi”Müslümanlar islamı
Öyle kötü yaşayın ki içinizdekilerde (madden/manen)ölsün”.
Düşünmeye ve dirilmeye vesile olmak ümidiyle…