13/04/2014
- Dünya değişiyor. Bunda Türkiye birinci rol oynayacak.
- Dünya Miladi yıl başlarında değişir. Eski Hak medeniyetinin yanında yeni medeniyet kurulur. Yeni medeniyet iki medeniyetin sentezi ile doğar. Bir ulus bunu yapar. Günümüzde İslam medeniyeti ile batı medeniyetinin sentezi ile III. binyıl uygarlığı kuruluyor. Bunu kurmakla da Türk Milleti görevlidir.
- Türkiye için sorun dengedeki yeridir. II. cihan savaşı sonunda iki zıt güç var gibi göründü. Oysa dünyayı bunlar bölüştü, bunlar yönetti.
- Sermaye, Birinci Cihan savaşında imparatorluğu yıkıp, dinler arası denge yerine rejimler arası denge kurmak istedi. İkinci Cihan savaşından sonra dünyayı ikiye böldü. Şimdi bu denge bozuldu. Sorun orada.
- Putin, Obama, Erdoğan üçlüsü sermayeye karşı bir taraf oluşturuyor. Ne var ki Putin’in Obama ile denk olabilmesi için Erdoğan’la anlaşması gerekir.
- ABD, Rusya’dan güçlü ancak Putin ise Obama’dan güçlüdür. Obama Türkiye’yi alenen destekleyemediği için Erdoğan Putin’in yanında görünüyor.
- Yeni dünyadaki rolümüz savaştaki gücümüzle değil, barışı getirmeyledir. Çin ve AB karşı çıkacaklar.
- Çin ve AB karşı çıkmayacak, sermaye bunları birleştirip iki blok oluşturmaya çalışacaktır. Başaramayacak çünkü Papalık buna mani olacaktır. Gerçi bu amaçla Papa’yı değiştirdiler ama yeni papa da etkilenmeyecektir.
- Demokrasiyi çatışma olarak öğrettiler. Oysa demokrasi değişik görüşlerle birliğe doğru yarıştır.
- Bugün de durum aynıdır. Yöneticiler çatıştırılıyor. Halk ise artık bu oyunlara gelmiyor. Üst yöneticiler de dolduruşa gelmeyecek ve bu oyun bitecek. İnsanlık üçüncü bin yılı müspet ilim üzerinde barış içinde kuracaktır.
- Ekonomide de politikamız değişmeli, petrol yatırımcılarını ülkemize getirmeliyiz.
- Su, rüzgar, odun ve likit yatırımları devreye sokmalı, akar yakıtı bunlarla üretmeliyiz. Bor madenimizi petrol karşılığı satmalıyız.
- Bölge eğitiminde Türkçe’den başka şeye önem vermeliyiz.
- Modern ilimlerin Kuran Arapçası ile tedvini için Arapça öğretimine başlamalıyız.
- 12 Mart’ta cuntacılar yargılanacaktı. Ben deşifre edildim ve tanık oldum. Mahkeme kabul etmedi, kurtuldular.
- MİT sadece ordu tarafından istihdam edilebilir. Orda muhakeme usulleri yoktur. İstinbat usulü vardır. Milli istihbarata dayalı hukuk olamaz.
- Ben, yargıda itiraf edip sanık olmayı yeğlerdim. Tanık yaptılar.
- İnönü 1960’larda öyle yapmadı. Paşaları görevlendirdi, Aydemir’le bir oldular. Aydemir sokak hareketinde yakalandı ve asıldı. Savaş hukukla çözülemez.
- MİT müsteşarı MİT’in sırını deşifre ettim diye beni mahkemeye verdi. Mahkeme mesleki kıskançlıktan olduğuna kara verdi, beraat ettim.
- Bir asker olarak istihbarat yapmak doğru iştir. Bu yargıda kullanılamaz.
- İstihbarat haber almaktan ibaret olmalıdır. Yargıda kullanılmamalıdır. Tedbirleri başkaları almalıdır.
- Ülkemizde siviller askerlerin, askerler de sivillerin işini yapıyor. Asker sivil mahkemede yargılanamaz ve sıkıyönetim dışında sivil işlere karışamaz.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
YORUM:
III. Bin Yıl Uygarlığı
Üçüncü bin yıl uygarlığında İnsanlık, yeniden yapılanacaktır.
1- III. bin yıl uygarlığı paraya dayanan uygarlıktır. Her şey para ile ölçülmekte, her şey para ile elde edilmektedir. Bugün faiz karşılığı çıkarılan para dünyaya hakimdir. Gelecekte emeğe dayanan para dünyaya hakim olacaktır. Altın, demir, buğday ve toprak parası çıkarılacak. Faiz yerine kredileşme gelecektir.
2- Tekel sermayenin varlığı sona erecek, büyük sermaye, faizsiz kâr esası içinde çalışarak varlığını sürdürecektir. Kooperatifler genel hizmetleri görecek, işletmeler üretecektir. Mübadelesi sermayeye ait olacaktır. Kredi kamu tekelinde olacak, değiştirmeyi ise tekelsiz rekabet içinde olan sermaye kullanacaktır.
3- İşçiye kredi verilecek, işveren borçlandırılacaktır. İşçi ile işveren arasında asla müdahale olmayacaktır. Sosyal haklar, kamunun yükümlülüğünde olacaktır. Üretirken liberalist, yaşarken sosyalist dünya olacaktır.
5- Kamu işleri kooperatifler şeklinde ve vakıflar aracılığı ile işletilecektir. Yönetim ekonomiye karışmayacak. Alınan vergi ile güvenliği sağlayacaktır.
6- İnsanlık birlik içinde olacaktır. İnsanlığın uygarlaşması için de tüm insanlar birlikte hareket edecektir. İnsanlık ekonomik topluluklar kuracaktır. Her kıta topluluk olacaktır. Topluluklar yerinden yönetimle yönetilecek. Yeryüzü ülkelere ayrılacak. Ülkelerin ekonomik birimleri, bölgeleri olacaktır. Ülkeler illere ayrılacak, illerin ekonomik merkezleri, bölgeleri olacak. İller bucaklara ayrılacaktır. Bucaklar birer hücre durumunda olup tüm sosyal faaliyetler yerinden yönetimle olacaktır.
7- Yerinden yönetimde merkezi kanunlar ve yöneticiler taşra birliklerine karışamazlar. Yasalar geçerli değildir, demektir. Merkezler taşradakilerin temsilcilerinden oluşacak sadece merkez bucaklarını yöneteceklerdir. Taşraya hükmetmeyecek, taşraya hizmet verecektir.
8- Bucaklar ocaklara ayrılacak ve her ocak bağımsız yaşayacaktır. Halk beğenmediği ocağı ve bucağı değiştirecektir, Taşınmazları cari değerle kamu satın alacaktır. Ekseriyet demokrasisi yoktur, hicret demokrasisi vardır.
9- He türlü anlaşmazlık hakemlerce çözülecek, hakemlerin birini bir taraf diğerini diğer taraf seçecektir. Başhakemi ise tarafların hakemleri seçecektir. Hakem kararları kesin olup temyizi olmayacaktır. Yargı tüm kuruluşların üstünde olacaktır. Hakemlerden oluşan yargı parlamentonun da, devlet başkanlarının da üstünde olacaktır.
10- Eğitim, öğretim serbesttir. İmtihan yapıp ehliyeti tevcih ise kamuya aittir. Öğreten not vermez. Notu vermek görevi; seçilmiş, ders vermeyen, ilim adamlarına ait olacaktır.
Değişen dünya buraya doğru gitmektedir. Bu, Adil Düzen’dir.