24 Ocak 2014

SAHİH-İ BUHARÎ’de, Kıyamet kopuncaya kadar otuz küsur Deccal ve Kezzab zuhur edeceği bildirilmektedir. Sahih-i Buharî, AIlahın Kitabından sonra kitapların en doğrusudur. Müslüman halka Deccallar, Kezzablar, Süfyanlar hakkında kısa, özlü, uyarıcı bilgi verilmelidir.

Âhir zamanda, Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) sülalesinden Mehdinin zuhur edeceği, manevî tevatür derecesinde haber verilmiştir. Ehl-i Sünnetin bu konuda icmaı vardır. Bu konu da halka bildirilmelidir.

Yine âhir zamanda İsa aleyhisselamın nüzul edeceği mânevî tevatürle haber verilmiştir. İsa aleyhisselam İslam Şeriatı ile amel edecek ve namaz kılacaktır. Bu da halka duyurulmalıdır.

Mehdinin zuhurunu, İsa aleyhisselamın nüzulünü inkar edenler bid’atçidir ve Ehl-i Sünnet ve Cemaatten değildir.

Mutezile mezhebi ölü bir mezheb iken Türkiyede hortlatılmıştır. Bu bozuk, bâtıl, bid’at mezhebinin taraftarı bazı sinsi ilahiyatçılar taqiyye ve kitman yaparak Sünnî Müslümanların kafalarını karıştırmakta; Şefaati, kabir ahvalini inkar etmekte, Kur’anı kendi re’y ve hevalarına göre tefsir etmektedir… Halkımız bunlara karşı da uyarılmalıdır.

Ehl-i Sünnet İslamlığını ve Şeriatı yıkmak isteyen gizli dinsizlik komitaları, ülkemizde Fazlurrahmanın tarihsellik ve tâtiliye mezhebini yaymak istiyorlar. Halk bunlara karşı da uyarılmalı, Kur’anın üç yüz küsur kesin ayetinin zamanımızda hükümsüz olduğunu iddia ve Sünnetin büyük kısmını inkar eden bu sapık mezhebin içyüzü anlatılmalıdır...

Diyanete sızan Feministler, camileri kadınlarla doldurmak faaliyetine başlamışlardır. Ehl-i Sünnete göre, kadınların namazlarını evlerde kılmaları efdaldir. Camilere erkekleri çağırmamak, ibadet mahallerini öncelikle kadınlarla doldurmak için çırpınmak dehşetli bir bid’at ve kerahettir. Halk uyarılmalıdır.

Kadın erkek bütün Müslümanlar, gençler İslamı doğru ilmihallerden öğrenebilir. İlmihal eğitimini bırakıp, herkese bir meal vermek ve dinini bundan öğren demek bid’attir. Halk bu konuda da uyarılmalıdır.

Dış düşmanlarımız ve onların içteki yardakçıları Ümmet kavram ve değerini unutturup, Müslümanları birbirinden kopuk bin parçaya ayırmak istiyor. Bütün Müslümanlar Ümmet birliği konusunda şuurlandırılmalıdır.

Bütün Müslümanların, âlim arif râşid âdil ‘âmil muktedir müdebbir bir İmama biat ve itaat etmeleri gereklidir. Divide et imperia siyaseti takip eden kafirler ve münafıklar bu kavram ve değeri de unutturmak istiyor.

Halk İmam, biat, itaat konusunda aydınlatılmalıdır.

Yazının devamı için;

http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Muslumanlar_On_Konuda_Uyarilmalidir/18369#.UuagRHI5nIU

Yorum:

Tüm Kutsal Kitaplar Okunmalı

Mehdinin gelip gelmemesi bizi ne yönde etkiler ki?  bunun peşine düşüyorlar, anlamıyorum. Kesin olması gerekenler değil de her zaman olması tereddütlü konular halkın ilgisini çekmiştir. Örneğin kıyametin kopması, mehdinin gelmesi gibi. Kuran'da yapılması gereken çok önemli bir çok konular dururken bu tereddütlü konularla uğraşmayı gereksiz görüyorum.

Kuran'ı kendi görüşünde tefsir etmelerini yasaklamak doğru değildir. Tefsirler Kuran gramerine uygun olduğu müddetçe bir şey söylemeyiz.  Üstelik bu tefsirlere inananlar varsa ve onunla amel ediyorlarsa ki bu çok normaldir. Bunları yapmayın diye yasak koyamayız. Halka sunulur, çoğunluk kabul ederse zaten yanlış olan kaybolur ve doğru olanlar kalır.  

Sonuç olarak; insanlara inandıkları şeylere inanmayın demekle onlar inanmayacak mı? Bu olanaksızdır. Bunun tek yolu doğruyu getirirsiniz ve onlar da inandıklarının yanlış olduğunu gördüklerinde inanmaktan vazgeçerler. Yani kısaca sen iyisini getirirsin onlar da onu görür ve iman eder. Ayrıca doğruyu bildiğini tebliğ edersin. İnsanlar ister inanır, ister inanmaz.

Gençlere ilmihali öğretmenin yanında Kuran mealini okutmakta farz olmalıdır. Kuran'da nelerin olduğunu bilmesi, nelerden bahsettiğini bilmesi gerekir. Nasıl ki belli başlı bazı romanları okumasını zorunlu tutuyoruz. O halde Kuran'ı okumasını da zorunlu tutmayı gerekli buluyorum. Hatta diğer kutsal kitapları da okumaları gerektiğini savunuyorum. Kulaktan dolma bilgilerle hareket yerine, Kuran'da olan bilgilerle hareket etmeleri gerekir. O zaman hurafelere değil de gerçeklerle hareket eder.