22/12/2013
-Beklediğim sermaye ile devletler arası meydan muharebesi gerçekleşiyor. Hedef Erdoğan değildir.
-Sermaye Türkiye’yi ele geçirip, İslam alemini devletlere karşı kullanıp devletlerin yöneticilerini elden geçirince İslam alemini kurdurmaktır. Ondan sonra dünya sermaye devletini kurmayı hedeflemektedir.
-Geçmişte Türkiye’yi bağımsız hale getirmek, güçlendirmek isteyen herkese böyle oyunlar oynadılar.
-Menderes’in asılması ile böyle oyunlar oynandığını gördük ve Akevler ve Kredi yardımlaşma kooperatifi kurarak içimize kapanmak istedik. Rahat bırakmadılar. Kendimizi savunmak için parti kurduk. Ordumuz sermayeyi dinlemeyince, Demirel’i ılımlı İslam (şeriatsız İslam) felsefesi ile karşımıza çıkardı. Biz de şeriatçı Erbakan’ı çıkardık. Demirel başarısızlığa uğrayınca şeriatçılığı bırakmak şartı ile Erdoğan’ı karşımıza çıkardılar. Sermaye sıkıntıdan yine kurtulmanın çarelerini arıyor.
-Erdoğan’sız bir koalisyon kurmak istiyorlar. Cemaat’i kullanarak parti ikiye bölünecek. Erdoğan’sız CHP AKP hükümeti kurulacak.
-CHP bir zaman 11 milletvekili transfer etti. MSP devre dışı bırakıldı. Sonra CHP meclis dışında kaldı. Satın alınan veya aldatılan milletvekilleri ile bir yere varılamaz. İstenen seçimleri hileli yapıp antidemokratik yönetimi yeniden canlandırmaktır. Yarın bunu her yerde deneyeceklerdir.
-CHP bu doğrultuda görüşmeler yapıyor. Sandık bir hükmet arayışıdır. Çünkü halk Erdoğan’ı destekliyor.
-Tarım döneminden kalma hukuk; sanayileşmiş, uygar dünyamızı yönetemiyor. Ekseriyet sistemi dengesiz sistemdir. Sermayenin veya siyasetin halkı kandırmasıdır. Adil Düzen’in bir sistemi gelmedikçe, siyasi partiler dayanışma ortaklıklarına dönmedikçe, ekseriyet sistemi nispi sisteme dönüşmedikçe, ekseriyet demokrasisi yerine hicret demokrasisi gelmedikçe bu çalkantı dinmez.
-Yapılacak iş teslim olmak değildir. Bu psikolojik savaşı, ulusça yenmedir. CHP bunu denemelidir.
-Savaş Obama, Putin, Erdoğan üçlüsüne karşı oynanmaktadır. Bu Türkiye’nin iç savaşı değil insanlığın sömürü sermayesinden kurtulma savaşıdır. Akıllı davranırsa Erdoğan’la, davranamazsa onsuz bu savaş kazanılacaktır. Takdiri ilahi böyledir. Sermayenin sömürüsü ömrünü doldurmuştur. Ya vazgeçecek ya da yok olacaktır. Kendileri de bölünmüştür, vazgeçenler galip gelecektir.
27 Aralık 2013
Paralel devlet
-Paralel devlet eskiden beri vardır. Seçilmişler gösterilirdi. Basın ve bürokratlar devleti idare ediyordu.
-Dışarıdaki sömürü sermayesi işbirlikçi sermayenin parasını kullanıyor, basını ele geçiriyor, bürokratları korkutarak istediğini yaptırıyordu.
-1980’de MİT’in daire başkanlığından emekli edildim. Üniversitelere almadılar. Konya’da bir üniversite aldı. Emniyetten sakıncalıdır diye kayıt geldi. Yetkili dinlemedi, aldı.
-Benzer maceraları yaşadım. Sırf Müslüman olduğum ve ne CHP, ne de DSP’li olduğumdan kovuldum. Askerler İzmir’de bana görev verdiler. Akevlerin kurulmasını Allah böyle takdir etti.
-Anılarımı yazdım diye MİT bürokratları beni mahkemeye verdiler. Anılarını yazan bürokratların kitaplarını ibraz ederek beraat ettim.
-Rüşvet vermedik, yolsuzluk yapmadık, vergi kaçırmadık, devlet yardımı ve kredi almadık diye bizi de Devlet Güvenlik Mahkemelerine verdik, asker yargıçlar beraat kararını verdiler.
-Gayem bana yapılanları anlatmak değildir. Paralel devlet vardı ve bunlar ülkeye hizmet edenleri cezalandırıyorlardı.
-Menderes’i, ülkeyi tarım döneminden sanayi dönemine geçirdi diye astılar. Hasan Polatkan’ı onların izni olmadan karşılıksız para bastı diye astılar. Zorlu’yu Kıbrıs’ta barış getirdi diye astılar. Bunları bozuk düzen yapmıştır. Bu sebeple biz onlarla değil düzenle meşgul olduk. Onları gönderdik ama yeni düzen getiremedik. Bugünkü sancılar bundandır.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Akevler
1960’larda kamu görevinden atıldım. Hiçbir eksikliğim, hatam yoktu. Derin gücün derin amirlerine takındığım tavır beğenilmediği için görevime son vermişlerdi. İzmir’e gittim, orada İkinci Dönem Kilis milletvekili Remzi Gürses, bu sorunların makroda çözülemeyeceğini, halkın örgütlenerek ekonomik yapısını kurması gerektiğini ortaya koymuş, Halil Rıfat Paşa da bir bahçe ortaklığı kurmuştu. Katıldım. Birlikte beş altı sene kaldık. Usulde anlaşamadık. Dostluğumuz sonuna kadar devam etti. Ahmet Tahir Satıoğlu ile Akevler’i kurduk. Onlar da ortak oldular.
Bizim çalışmamıza o paralel devlet mani olmaya başladı. Biz mücadeleye devam ettik. Savunmamız için Erbakan’la siyasi parti kurduk. Paralel devlet bize saldırırken devletimiz hep yanımızda oldu. Hep o yanımızda oldu. Bilhassa askerler haklı olduğumuzu gördükçe hep yanımızda olmuşlardır.
Akevler Erbakan’ı bağımsız aday yaptı. Başarıya ulaştı. Erbakan bizden kimseyi almadı. Dört kurucu Milli Görüşçü yürüttü. Necmettin Erbakan, Hasan Aksay, Süleyman Arif Emre ve Fehmi Cumalioğlu. Biz sonuna kadar Erbakan’ı destekledik. Ak Parti ile karşı karşıya geldiklerinde de onun yanında olduk.
AK Parti ise Akevler kadrosudur. Dört kurucusu vardır. Erdoğan, Gül, Arınç ve Atalay. Erdoğan kooperatifimizin ortağı olmamıştır. Ama ilçe başkanı olduktan sonra çok yakın ilişkimiz olmuştur. Onun çalışma arkadaşları Akevler’in aktif ortaklarıdır. Dolaysıyla bizim için Akevler’in ortağı kadar bize yakındır. O da kendini bize o kadar yakın hisseder. Diğer üçü Akevler’in ortağıdır. AK Parti’nin ikinci kadrosu vardır. Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Abdülkerim Aksu ve Mehmet Ali Şahın. İlk üçü ortağımızdır. Şahin ortağımız değildir ama Akevler’in Adil Düzen’i ile yakından ilgilenmiştir.
Akevler için Milli Görüşçüler ile AK Parti arasında fark yoktur. İkisini de destekledik. Desteklemeye devam ediyoruz. Cemaat gelince, Akevler kurulmadan önce Nur Evleri kooperatifini kuracaktık. Gülen sonra gelmişti. Mustafa Birlik Risalelerin merkeziydi. İzmir’in meşhur Nurcularıyla çok yakınlığımız oldu, benim bağımsız adaylığımı desteklediler. Mustafa Birlik, Mustafa Bayman, Ahmet Feyzi Kul, Atıf Hoca, Akevler Gülen’i destekledi. Milli Görüşçülere karşı olmaları siyasi bir taktikti. Cemaat oyları bize vermiştir.
Erdoğan hata yapmıştır. Tertip ortaya çıktığında, hemen İç İşleri bakanı ile Adalet Bakanı istifa etmeli sonra gelen bakanlar, tahkik ettikten sonra görevden alınmışlardır. Bununla beraber onların görevlerine son verilmemiştir, görevleri değiştirilmiştir. Mahkemeye bile verilmemişlerdir. Heyecanlanmamıza gerek yoktur. Biraz sonra gerçekler ortaya çıkacak, samimi olanlar tekrar görevlerine başlayacaktır.
Şube müdürleri biliyorum. Hiçbir yetkileri yoktur. Sadece orada oturup maaş alıyorlardı. Bizimle karşılaştıklarında saygı gösteriyorlardı. Şimdi de asıl fitne olanakları ordadır. Biraz sonra gerçekler ortaya çıkacak, bu müdürler tekrar yerlerine iade edilecek. Ama bundan sonra artık gerçekten şube müdürü olacaklardır.
Evet, bunlar devlet içinde devlet kurmuşlardır. Çünkü devlet içinde devlet vardı. Bunları şube müdürleri yaptırmıyordu. Kendileri de ister istemez gruplaştılar. Gruba karşı grup oluşturdular. Biraz sonra devlet içinde devlet kuranlar deşifre edilecek ve tasfiye edilecek, samimi olanlar yeniden göreve geleceklerdir. O zaman bunların devlet içinde devlet olmalarına gerek kalmayacaktır.
Bu usul hatalıdır. Devlet içinde ayrı bir grup meydana getirmek devleti bölmektir. İslamiyet’te her yerde gruplaşma meşrudur. Alenidir. Herkes bilir ki bu polis bu gruba mensuptur. Herke bilir ki bu hakim bu gruptandır. Gruplaşmanın yasak olduğu bir yerde demokrasi yoktur demektir. Askerlikte de üstünü seçme yetkisi ile gruplaşma meydana gelir. Her bölük ayrı bir grup oluşturur.
Hukuk düzeninde gruplaşma aynı birlik içinde olur, askerle birlikler arasındadır.
Son olarak şunu söylemek isterim, Erdoğan’ı ve Arınç’ı birbirlerine güvendikleri ve kötü günlerde kenetlendikleri için tebrik ediyorum, onlara dua ediyorum. Allah’ım onlara daha çok hizmet vermelerini nasip eyle. AK partide Akevler ile hiçbir ilişkisi olmayan iki kişi daha vardır. Biri Davutoğlu, diğeri Babacan’dır. AK parti baştan beri siyaseti ve ekonomiyi, bunlara yürüttürüyor. Bu on kişi kenetlenip durduğu müddetçe Allah AK Parti’yi muzaffer kılacaktır. Bu kenetlenme ancak Adil Düzen üzerinde olursa devam eder. Adil Düzen’i yani İslam düzenini reddettikçe birlikleri uzun zaman devam etmez.