İç siyasi Yapı
1030 Okunma, 1 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

 

06/10/2013

-Başörtüsü sorunu cumhuriyetin laiklik ilkesine karşı bir harekettir. Bu anlayış değişecek mi? Dış güçler komşularımızla ilişkiyi kesmemizi istediler ve bunun için İslam’dan uzaklaşmamız için dayatmalar yapıldı.

-Laiklik cumhuriyetin kuruluş ilkesi değildir. Cumhuriyetin kuruluş ilkesi müspet ilimdir. Muasır medeniyetin fevkine çıkacak, elimizde tuttuğumuz meşale de müspet ilimdir dendi. İslamiyet müspet ilimle tam uyum halinde olduğu için İslamiyet ile laiklik arasında bir sorun yoktur. Batılılar İslamiyet’i de kendi dinleri gibi sandıkları için laikliği dayattılar. Cumhuriyet yönetimi, İslamiyet’e zarar vermeden onun laikliğine uydu. Çarşaf giymek gericilik sayılmıştır. Kadınların başörtüsünün gericilik olarak kabul edilmesi, 1970’lerden seksenlerden sonra ortaya çıkan olaydır.

 

-Sermayenin temel ilkesi böl, çatıştır ve yönettir. Dünyayı böl, dinleri böl, halkları böl.  İnsanlık bunu 500 sene yuttu. 1500 2000 yılları arasında çok iyi çalışan bu sistem 2000 yılından sonra, dünya uyandı ve artık çalışmıyor. Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi sermayenin 500 senelik siyasetine acemice alet olmaktır.

-Türkiye’deki yapılanmada liderlerin değiştirilmesi hedefleniyor. Baykal tasfiye edildi. Şimdi Erdoğan’ın tasfiyesi ile meşgul olunuyor.

 

- Erdoğan Cumhurbaşkanı yapılarak, Ak parti mutlak hakim hale getirilecekti.  Muarızlar birleştirilerek askeri darbe yapılacak ve Türkiye bir daha demokrasiye dönmeyecek. Temel plan buydu.

 

12/10/2013

ABD’deki Kriz

-Dolar yerine dolmaz, gelebilir diye yazmıştım. ABD de çift yönetimi var. Sermaye ve ulus devlet. Devlet ABD ekonomisine hakimdir. Ama sermaye de dünyaya hakim.

-Mahir Kaynak, gerçekleri görmeye başlamıştır. Avrupa’da Yahudiler ticaretle geçiniyordu. Yatırım dünyası olan Avrupa’da Yahudilerin yerine aşağı indi. Horlanır insan bile saymaz. Hatta katliamlar yapılırdı.  Haçlı seferleriyle Avrupa tarım döneminden mübadele dönemine geçti. Ticaret ekonomiye hakim olmaya başladı. Yahudilerle kilise ve siyasilerle çatışma başladı. Bu 2000 yılına kadar sermayenin galibiyeti ile devam etti. Yirminci yüz yılın sonlarında sermaye gücünü kaybetmeye başladı. Bugünkü çıkmaz buradadır. Sermayenin mağlup olması için faizsiz karşılıklı para sisteminin getirilmesi gerekir. BU da yalnız Adil Düzende vardır.

 

-Amerika’daki olaylar sermayenin Obama’ya karşı faaliyetidir.

-Bankerlerin partisi olan Cumhuriyetçiler, seçimleri kaybedebilirlerdi. Son seçimden önce iki seçimde kıl payı demokratlar kazandığı halde mahkeme kararı ile Cumhuriyetçiler iktidar edildiler. Son seçimde %55’lik fark mahkeme kararı ile cumhuriyetçileri iktidar etmek mümkün olmadı. Bundan sonraki seçim önemlidir. Demokrat partiye bankerler hakim olabilir. Yahut olmaz seçim %60’la DP’lilerin galibiyeti ile biter. Bankerler devletten çekilmek zorunda kalabilir.

 

- ABD’de birçok memur maaş alamıyor.

- Bu olay cumhuriyetçileri bitirebilir. Yahut ABD’de rejim değişikliği olur.

 

-Sermaye Obama’yı Putin’i ve Erdoğan’ı devre dışı yapmak istiyor. Rusya’da ekonomik olmayan operasyon yapıyor.

-Erdoğan bu makaleyi dikkatli okumalıdır. Bu üçlü çıkan savaşı birlikte kazanmak için, Erdoğan Adil Düzen’e kulak vermek zorundadır. Böylece yalnız kendisini değil aynı zamanda diğerlerini de devre dışı olmaktan çıkartır.

 

-Dış borç tüketiciye değil yatırımcıya kredi olarak verilmelidir.

-Dışardan faizle borç alma hatalıdır. Yabancı sermaye sipariş verir,  karşılığını peşin öder, malları ucuz alır. Böylece iki taraf da kâr etmiş olur.  Yabancı sermaye yatırımlara ortak olur, hisse senetleri alır. Üretimden pay alarak kâr etmiş olur. Yabancı sermaye kredileşme ile ülkeye döviz verir. TL’yi alır böylece uluslararası takas gerçekleşir. Kredileşme ile  kendi içinde altınla borçlanma yapılabilir.

 

-Halk her zaman doğru iş yapamaz. Yanılır.

-Sermaye oluşturduğu hukuk kuralları ile insanlığı sömürmektedir. Merkezi devlet yasalarının yerini bucak yasaları almalıdır.

Sermaye kurduğu bürokrasi ile dünyayı sömürmektedir. Bürokrasinin yerini serbest meslek sahipleri almalıdır.

Sermaye kurduğu basın sistemi ile herkesi yönetmektedir. İşine gelmeyenleri basının baskısı ile hapsedilmekte, durdurulmaktadır. Onun dediğini yapmayan orgeneraller hapishaneyi boylamaktadır.

Çıkardığı karşılıksız para ile dünyayı yönetmektedir. Adil Düzen bunlara çare bulmalıdır. Yakında insanlığı kurtaracaktır.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

Liderler nasıl kurtulur?

Bugün dünyayı üç kişi idare ediyor. Obama, Putin ve Erdoğan. Çin ve Avrupa birliği (papalık) bunları destekliyorlar ama karışmıyorlar. Sermaye bu üçlüyü çökertme çabasındadır. Mahir Kaynak bunu açıkça ifade ediyor. Biz de katılıyoruz.

Bu üç lider sermayeyi nasıl yenebilir?

Bu üç devlet,  anlaşarak bir üçüncü bin yıl araştırma merkezini kurmalıdırlar. Sorunlar ilimle çözülmelidir. Her devlet kendi halklarının saadeti için çalıştığı gibi, insanlığın saadeti için de çalışmalıdır. Çin ve Avrupa birliği de bu çalışmalara katılmalıdır. İnsanlık katılmalıdır.

Üçüncü bin yıl uygarlığı, bu gün insanlığın ulaştığı müspet ilimlere dayanacaktır. Tabii ve sosyal ilimlere dayanarak, insanlığın üçüncü bin yıl uygarlığının nasıl olacağını ortaya koymalıdır. İlim önce geçmiştekileri tespit eder ve gelecek hakkında tahminlerde bulunur. Tarihi gelişmelerin insanlığın nereye gideceğini ortaya koyar. Bunu ilk olarak İbn-i Haldun yapmıştır. Sonra Marks yapmıştır. Yanıldıkları taraf olmuş olabilir. Ama ana iskelette söyledikleri gerçekleşmiştir. İbn-i Haldun her devletin ömrü vardır teşhisini tarih teyit etmiştir. Marks’ın tekelleşme teorisi gerçekleşmiştir.

Yani ilim geleceği yönlendirmez, geleceğin nasıl olacağını ortaya koyar. Bunun dışında bu akışa etkiler yapılacaktır. Bu etkileri tarihte hep peygamberler yapmışlardır. Bugün dünyada dört büyük din vardır. Bu dinlere mensup olmayan halklar binde bir bile değildir. O halde  ilim adamları yalnız ilmi çalışma yapmayacaktır. İnsanlığın karşılaştığı sorunları peygamberlerin getirdiklerine dayanarak çözecektir. Bu üç adam şu kararı almalıdırlar. Dünyada mevcut dört büyük dinin hepsi İbrahimi dindir. Hak dindir. Esasında hepsi birdir. Bunlar birbirinin tamamlayıcısıdır. Birbirlerinin karşıtı değildir.

Bütün bu dinler hak dinlerdir. Hepsi Allah’a inanmaktadır. Hepsi ahireti kabul etmektedir. Hepsi halkın cüzzi iradesini savunmuşlar, baskılı merkezi sisteme karşı olmuşlardır. Kurulacak insanlık üniversitesi, bu ortak görüşü benimsemeli. Onların öğrettiklerini değerlendirerek sorunları vahye göre çözmelidirler.

Bu üniversite İstanbul’da kurulmalıdır.  Burası Vatikan benzeri bağımsız devlet statüsünde olmalıdır.  Türkiye sadece onun dış güvenliğini sağlamalıdır. Üniversite tamamen bağımsız insanlığın sorunlarını çözmelidir. Devletler var olacaklardır. İnsanlıkla çıkar paralelliği içinde olmalıdır. Ekseriyet sisteminin yerine hakemlik sistemi yer almalıdır.

Bu üniversitenin âlimlerini her ülke nüfusları nispetinde atayacak ve o finanse edecektir.  Diğer giderler, vakıf olarak kurulan tesisler tarafından hazırlanacaktır. Sermayenin tahakkümü altındaki Birleşmiş Milletlerle yarışan bir İnsanlık Araştırma Merkezi oluşturmalıdır.

Türkiye buraya ona yakın profesör gönderecektir. Bu profesörlerden en az üçü Akevler’den gönderilecektir. Örnek olarak; Arif Ersoy, Ali Erişen ve Hira Karagülle.

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
14.10.2013
16:21

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN... REŞAD





Sayı: 226 | Tarih: 13.10.2013
Mehmet Barlas
Seçilmişler siyaset oluşturmaya cesaret edebilir
İç çekişmeler
1184 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Hangisi CHP?
Özgürlükçülük
1072 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
İç siyasi Yapı
Liderler nasıl kurtulur?
1030 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
On Büyük Üzücü Kötülük
Sistem Değişmeli
1010 Okunma
2 Yorum
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler