27/07/2013
-Devlet başkanı hükümet başkanıdır. Devlet güçlü olmalı ancak adil de olmalı. Devlet güçten oluşmaz. Bir MİT Müsteşarı darbe yapmak isteyene “İyi ki darbeyi biz önledik yoksa aranızda ihtilaf olacak güçsüzleşecektiniz.” diyor.
-Bir ulusun edindiği ülke, üzerinde kurduğu egemenliktir. Ülke yolları ile imar edilmiş topraktır. Ulus ise örgütlenmiş halktır. Hakimiyet ülkeye malik olmak demektir. Batılılar bunu devletin halka, iktidarın halka hakim olması şeklinde anlıyorlar. İktidar demokrasilerde halkın kendisidir. Tüm ulus ülkeye hakimdir. Devletin yasama, yürütme, yargı ve yönetme kurumları vardır. Halkın temsilcileri, yasa yapar. Sivil kuruluşlar yasalara göre ülkede işler yaparlar. Yargı aralarındaki ihtilafları çözer, Yönetim yargı kararlarının uygulanmasını sağlar. Batıda yürütme ile yönetim iç içe olduğu için denge yoktur. Darbe dışarıdan ayarlanmıştır. Askerler müdahale etsin siviller mani olsun diye iki tarafa da talimat verilmiştir. Ama iki taraf da çatışmıyor. Onları atlatıyorlar.
-İktidar MİT'i suçluyor. Ekonomi çelişki içinde.
-1950’den sonra sermaye dünyayı ikiye ayırdı. Bunlar arasında soğuk savaş başlattı. Gizli istihbarat örgütleri kurdu. Gizli örgütleri kontrol etmek için de mafyaları kurdu. Bunlar dış güçlerle savaşmak için kuruldular. Ama bunların asıl görevi sermayeyi ülkelerin içinde hakim kılmak idi. Uzun zaman MİT devletlerin halklarına karşı kullanıldı. İki olay oldu. Zamanla Gizli istihbarat güçleri milli ordulara hakim oldu. Sermaye söz dinletemedi. El altından İstihbarat mafya ile anlaştı ve sermaye etkisini kaybetti. Böylece Milli İstihbarat şimdi gerçekten ulusun emrinde haber alıyor. Şimdi ordunun emrindedir. Ordunun emrinde olmayan istihbarat yabancıların emrinde olur. Siyasilerin işi gizli istihbarat değildir. Siyasiler yasalara göre hareket ederler. Yasalarda gizlilik yoktur. Ordu ise yasaların durduğu yerde görev görür.
-Bölünme, dış güçlerin işine yarar.
-Etkin güçler vardır. Sermayenin iki takımı gibi. Ülkeler içinde de iki grup oluşturulur. Bunlar arasındaki çatışmadan yararlanarak demokrasi yutturmacasını yapardı. Kim kazanırsa onu iktidar eder, diğerini muhalefet yapardı. İkisi de millet düşmanı olarak hareket ederdi. Ordular, bunu bilir onlar da ona göre savunmalarını yapardı. Şimdi sermayenin bu gücü bitti. İktidarda halkın kahır ekseriyeti ile seçtiği iktidar var. CHP alternatif olamıyor. Sermaye ipin ucunu kaçırdı. Dünyanın her yerinde kaçırdı. Ölüm sancılarını çekmelidir.
-AB: Kürtleri ayırın, geri ırk arınsın. Siz, uygar topluluk olarak bize gelin.
Bizden de çok kimse Avrupa birliğini canı gönülden savundu.
-Avrupa Birliğine Türkiye giremez. Müsait değildir. Avrupa Birliği de Türkiye’yi alamaz, onlar da müsait değildir. İki taraf da oyalıyor. Türkiye, Avrupa Birliğine gireceğim diyerek demokratikleşmeyi sağlamaya çalışıyor, Avrupa da başka güçlerin emrine girmesin diye Türkiye’yi oyalıyor. Türkiye tarafsız alandır. Geçişlere açık olmalı. Gümrükler ve vizeler kalkmalı, yabancıların çalışması serbest olmalıdır.
Sorunu Bulmak
03/08/2013
-Sorun, sorunun ne olduğunu bilmemektir. Dünya yeniden şekilleniyor. Suriye suni devlettir. Ona şekil verirken bazı güçlerle anlaşmamız gerek.
-Sermaye üçüncü cihan savaşı çıkararak sonunda kendi istediği sınırları çizmek istiyor. Türkiye’yi savaş çıkarmak için kullanıyor. Türkiye buna karşı çıkmalıdır. Komşularla hiçbir suretle çatışmaya girmemeli, onlara saldırsa bile geçici olarak bir yerimizi işgal etse bile, ses çıkarmamalıyız.
-Dünyaya ABD ve Rusya birliği hakim olacak. Türkiye onların yanındadır. AB ve Çin karşı grup olacak. Türkiye bunların yanında yer alacak.
-Mahir Bey’in yanıldığı nokta şudur; sermaye artık bu etkin güçlere hakim değildir. ABD hiçbir zaman AB ile savaşa giremez. Bölerse taraf olabilir. Rusya hiç bir zaman Çin’le savaşmaz. Rusya ve ABD barışabilir. Gelecekte iki blok değil birlikler olacaktır. Birleşmiş milletler de dünyayı yönetecektir. Bunun için insanlığın hakemlik sistemi ve yerinden yönetim yani devletlerin iç işlerine karışmama ve hakemlik sistemi benimsenecek, gümrükler ve vizeler kalkacak. Devletler güvenlikle uğraşacaklar, sermaye ekonomik yarış içinde dünyada varlığını sürdürecek. Bu sermayenin yerini patron sermayedarlar alacaktır.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle'ye aittir.
Yorum:
Ulusal devletlere geçiş
Tarih boyunca devletler hep uluslara dayanarak yönetilmiştir. Devletin oluşup yaşayabilmesi için, ortak dile sahip olması gerekir. Bu dil devlet dilidir. Kelimenin hukuki manaları vardır. İllerde ve bucaklarda konuşulan dil ile devlet yönetilemez. Devlet diline yükselen iller çok azdır. Selçuklular zamanında Türkçe devlet dili olamamıştır. Batıda İngilizce, Almanca, Latince, Fransızca ve İspanyolca devlet dili olmuştur. Rusça devlet dili olmuştur. Çince devlet dilidir.
Kuran’da insanlığın askeri güçlere sahip devletlerden oluşacağı hükmünü koymuştur. Allah değişik yolları uygulatarak kendi kaderini çizdirir. Avrupa iller seviyesinde derebeylik yönetimiyle yönetilmişti. Sermaye Avrupa’ya hakim olmaya başlayınca sanayiyi tarıma hakim kılmak için kiliseyi parçaladı, imparatorlukları parçaladı, ulusal devletler oluşturdu. Şimdi dağıtıp bloklarla hakim olmaya çalışıyor.
Devlet olmak için şu şartları sıralayabiliriz.
a) Bir toprağa sahip olmak gerekir. Birbirine bitişik veya boğazlarla bağlı olan toprağa sahip olunması
b) Halkın bir dili bilmesi ve bunun devlet dili olması
c) 30 Milyondan fazla nüfusun olması
d) Halkta devlet kurma bilincinin bulunması
Orta doğunun sorunlarının çözülmesi için;
1) Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan birleşip tek devlet olmalıdır.
2) Afganistan’dan ABD çekilmeli ve bir İslam devleti kurulmalı.
3) İran ve Türkiye’nin hudutları aynı kalmalı.
4) Irak suni bir Kürt (Fars) devleti olmalıdır.
5) Suriye Şii bir Arap devleti olmalıdır.
6) Arabistan ve Yemen birleşmeli tek devlet olmalı. Krallık son bulmalı.
7) Mısır bağımsız devlet kalmalı.
8) Kuzey Batı Afrika tek devlet haline getirilmeli.
9)Filistin İsrail oğullarına bırakılmalı. Silahsız devlet haline getirilmeli, Müslüman devletlerin güvencesinde olmalı.
10) Filistinlilere yeni yurt bulunmalı. Sina yarım adası ona tahsis edilebilir.
Bu barışın sağlanabilmesi için önce İran ve Türkiye anlaşmalı sonra Mısırla da anlaşma yapılmalı.
Bu devletler, bundan sonra Rusya ve ABD ile anlaşmalı. Böylece sermaye dışlanarak, orta doğuya yeni bir düzenleme getirilmeli.
Orta doğunun doğal kaynakları tüm insanlığa açık olmalıdır. Devlet maden ve petrolden beşte bir aldıktan sonra çıkaran istediği yere götürebilmelidir. Yani şeriat hükümleri uygulanmalı.