12.07.2013
Din tartışılmazların dünyasıdır.
Ancak zaman ve değişim, dinin gereklerini de etkiliyor.
Örneğin "Ezan" hoparlöre yansıtıldığından beri, namaza çağrı eski uhrevi titreşimini biraz yitirmedi mi?
Bir söyleşisinde bestekar- hafız Amir Ateş'in söyledikleri hala kulağımda...
-İlk ezan okunacağı zaman peygamberimiz neden Bilal-i Habeşi'yi müezzin olarak seçmişti?
Çünkü cemaat içinde sesi güzel olan kişi Bilal-i Habeşi'ydi.
Aradan bunca zaman geçtikten sonra biz müezzinlerin seslerinin güzel olmasına bakmadan ellerine mikrofon veriyorsak, bu işte bir yanlışlık yok mudur?
Sevgili Amir Ateş böyle söylemişti müezzinliğin temel şartının "Sesin güzel olması"nı hatırlattığı söyleşisinde.
Oruç bir ibadettir
Ama zaman ve değişim dinin gereklerinin uygulanmasını da ve hatta ibadetleri bile etkiliyor.
Örneğin mübarek Ramazan ayı boyunca tutulan "Oruç" İslam'ın beş şartından birini oluşturan ibadettir.
Tıptaki gelişmeler oruç ibadetine ilişkin soruları da gündeme getirmedi mi mesela?
Tansiyonu yüksek olanlara, diyabetlilere ve bu tür sağlık sorunları ile birlikte yaşamak durumunda olanlara her doktor, kendince iftara ve sahura dönük öğütler vermiyor mu?
Mesela gün boyu çok acıkmamak için sahurda glisemik indeksi düşük olan yiyecekleri tüketmek tavsiye ediliyor. Bunun yanında diyabet olanların kesinlikle oruç tutmamaları, tansiyon hastalarının ise ilaçlarını aksatmayacak şekilde oruç tutmaları öneriliyor.
Biber gazı ve oruç
Tamamı için Not supported field expression!
Yorum:
Asap bozan sorular
Yine Ramazan, yine aynı klişe!
Havuza girmek orucu bozar mı?
Diş çektirmek orucu bozar mı?
Sakız çiğnemek orucu bozar mı?
Sürer de gider…
Bu ‘bozar mı’ saçmalığı bozsa bozsa insanın asabını bozar. Namazda gözü olmayanın, kutuplarda kıbleyi sorması kadar yersiz olan bu sorular merakın değil, samimiyetsizliğin göstergesidir. Haber sıkıntısı çeken medya her Ramazan ayında aynı gündemle kafa ütülerken, acaba bir önceki sene cevaplanan ve çözüme kavuşan sorunsalların artık sorunsal olamayacağı gerçeğini ne zaman idrak edecek?
Sanırım “Halk ilk kez duymuş gibi merak ve şaşkınlıkla karşılamayı bıraktığı zaman” sorumuz için makul bir cevap olabilir.
Bir de diyanetteki arkadaşlar fetva.com’dan ictihad.com’a geçmeyi bir şekilde izzeti nefislerine yedirmeyi başarıp, bu safsatalar dışında müşkül olan, elzem olan konulara yönelirlerse ve hakikaten müşkülde olan halka Kur'an gölgesinde yol gösterirlerse hem asıl yapılması gerekeni yapıp prosedür tekdüzeliğinden kurtulmuş olurlar, hem de medyaya bol malzeme çıkararak adamlara ‘haber’ yapma şansı tanırlar. Yoksa olacağı belli, seneye millet mayoları alıp deniz kenarında aç ve tereddütlü iftarı bekleyecek.
Yapılacak şey nihayetinde atla deve değil, en basitinden henüz netlik kazanamamış bir imsakiye meselesi var, bari onu kesinleştirip milleti en az bir saat açlıktan kurtarsınlar. Bakara 187. ayette durum gayet açıkken bu zulüm niye?
Mübarek Ramazan ayında oruç adamı agresif yapar, fazladan boyama işi çıkar diye yazıyı iftar sonrasına bıraktık ama bakıyorum da yine de hızımızı alamamışız. Her ne sürçü lisan ettiysek af ola misali, her ne haddi ihlal ettiysek hoş görüle. Hayırlı Ramazanlar!