Başarı nedir?
1346 Okunma, 5 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

17/Şubat/2013

 

- Yunanistan’la birlik kurabiliriz.

- Osmanlı İmparatorluğunu Osmanlı Birliği olarak diriltiriz.

 

-Kürtler yaramaz çocuklar, devlette haksızlık yapan bir baba gibi görülebilir.

- Topluluklar geçmişin soruşturulması ile gelişemezler, hatta yaşayamazlar, gelecek düşünülür.

Kürtlerle tarihi bir çekişmemiz yoktur. Bugünkü durum, yaşlanmış tarım dönemi günümüzün sanayi dönemi düzenine cevap vermeyebilir.

 

-Muhalefet çözüm üretmiyor, sadece iktidarın çözümlerini tehlikeli buluyor.

- Çözümü siyasiler üretmez, çözümü ilim adamları üretir. Akevler çözümleri, Akevler sitesinde ve milli gazetede Adil Ekonomik Düzen’de yayımlıyor. Mahir Bey dahi okuma zahmeti duymuyor. Teşhisle meşgul, tedaviye geçilmedi.

 

-Muhalefet konulara siyasi kazanç amacıyla yaşanıyor.

- İktidar da öyledir. Yoksa hükümetin yarısı Akevler ortaklarından ve sempatizanlarından oluşan bakanlardan oluşuyor. İktidar olunca bizden cüzamlıymışız gibi kaçıyorlar. Onları oralara yükselten kuruluşlarla istişare eder, çözümler üretirler. Muhalefetin çözümü yok, iktidarın da yok.

 

- Kürtleri Türkçe öğrenmelerine zorlama yerine, Türkçe öğrenmelerini onlar için yararlı hale getirmeliyiz.

- Yerinde yönetim ve hakemlik sistemi içinde çalışma gerekli ve tüm vatandaşların aidatsız sigortalanması gerekli.  İstanbul’daki Kürtler Türkçe konuşuyorlar, çoğu Kürtçe bilmiyor. Türkiye’yi İstanbullulaştırdığımız zaman sorun biter.

 

Tamamı için http://haber.stargazete.com/yazar/basari-nedir/yazi-728064

 

İstihbarat zaafı

23 Şubat  2013

 

-Üst düzey istihbaratçılar rüşvet alarak bazı suçluları korumuşlar. Rüşvet iddiası büyütülmüştür.

- Bir kamu görevi görürken çoğu zaman kamu yararı gereği bazı suçları görmemek zorunda kalırsınız. Adalet yargının görevidir. İstihbaratın görevi değildir. İstihbaratın görevi kamuyu zararlı faaliyetlere karşı bilgilendirmektedir.  Bazı konularda kamuyu suçlulara karşı faaliyete geçirme kamunun yararına olur. Siyasileri, bilgilendirerek resmiyete koymazlar. Rüşvet ve bahşişi çıkarları için değil kamu yararı için yaparlar. Yetkili kamu görevlisi bunu bilir ve hep yapar.

 

-  Abdi İpekçi’de olduğu gibi sahte fail üretilir ve asıl fail saklanabilir.

- MİT siyasilere bağlıdır. Siyasiler de dış siyasilere bağlıdır. O da sermayeye bağlıdır. Sermaye papayı, Müslümanlara öldürterek Müslümanlarla Hıristiyanların arasını açmak istedi. ABD ve  

Türkiye siyasilerini kullandı. İstihbarat verilen görevi yaptı.

 

- İstihbarat darbelere artık alet olmuyor.

- Sermaye CIA’yı kurmuş, mafyayı kurmuş, siyasilere emir veriyor, darbeler yaptırıyorlar. Türk sermayesi ile Türk ordusunu almış olarak MİT'i kullanıyorlardı. ABD ve CIA sermayeyi denemiş oldu.  Türkiye’de ordu sermaye ile anlaşamayarak milli görüşü destekledi. 2002 seçiminde ordu Ak Parti’yi destekledi. MİT arada kaldı. Ordu tarafını tuttu. Böylece MİT milli istihbarat oldu.

 

- Cumhuriyet ideolojisi,  irticayı,  komünizmi, Kürtçülüğü ve Türkçülüğü düşman saydı ve dış güçler bunları kullandılar. Milli İstihbarat dış güçleri etkisizleştirme idi.

- Bunu istihbarat değil, ordu yapıyordu. Müdahalede sağ hedef gösteriliyor ve sol vuruluyordu. 28 Şubat’ta onun için askerlerin müdahalesine izin vermediler. Milli Görüş gidecek ve askerler gelmeyecekti. Sonra Milli Görüşün ikinci versiyonu geldi.

 

- Hayatımı anlatan kitap yazdım. MİT mahkemeye verdi. Beraat ettim.

- İstihbaratçılar görevleri gereği ikili oynarlar. Kendisinden görünüp öbürüne haber götürür. Bunu yaparken son derece zor işler yaparlar. Sonunda iki tarafı da dengede tutarlar. İki taraf da ikili olduğunu bilirler.  Mahir Bey, ikili olmayan, tek tarafa sadık olduğu için MİT tarafından dışlanmıştır.

 

Tamamı için http://haber.stargazete.com/yazar/istihbarat-zaafi/yazi-730070

 

NOT: Yazıda geçen italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

Adil Düzen’de İstihbarat

Adil Düzen’de istihbarat için görevli yoktur. Bir kurum vardır. Bunlar gelen haberleri değerlendirirler. Herkes görevlidir. Duyduğu bir haberi burada güvendiği kimseye bildirir. Provokasyon yapılmaz, tecessüs yapılmaz.

 

Böylece yeraltı örgütü oluşmaz. Oysa bugün milli istihbarat karşıtı mafya oluşmakta ve bunlar yer altında anlaşmakta dolayısıyla milli istihbaratla mafya anlaşmakta. Ülkeyi onlar yönlendirirler. Bu işten ne istihbarat örgütünün, ne de mafya babalarının haberi olur. Meçhul bir el her ikisini ustalıkla kullanmaya başlar. Genellikle bu üçüncü eli sermaye finanse eder. Her iki taraf dediğini yaptırır. Bu sebeple gizli haber alma teşkilatı İslamiyet’te yoktur.

 

Ülkenin veya topluluğun aleyhine hatta şahıs aleyhine bir şey duydukları zaman kimse söylemez kendi istihbaratına bildirir. Haberleri değerlendirip olayların gidişini hükümete bildirme işini yapan bir merkez vardır.

 

Halka devlet beyanları istihbarat örgütü ile değil, başkanların resmi beyanları ile duyurulur. Halk başkanların beyanlarını doğru kabul eder. Başkanları yalan söylüyorsa o zaman halk o topluluğu terk eder. Halk gizli söylentilere asla kulak vermez. Böyle yapan topluluklar helak olurlar.

 

İstihbarat konusunda Adil Düzen’in koyduğu başka kural da kimse hakkında gizli bir dosya tutmamaktır. Resmi dosyalarda birinin adı geçtiğinde o kişinin özel dosyasına konur ve bu dosya yalnız ona ait olur. Onun izni olmadan kimse o dosyaya bakamaz. Kendisi ise kendi aleyhinde söylediklerini öğrenir ve cevaplar dosyasına konur.

 

Onun adının geçtiği yerlerde savunması mutlaka yer alır. Bu dosyalar saldırma aracı olarak başkaları tarafından kullanılamaz, mahkeme kararı ile de olsa kimse deşifre edemez. Ama kendisi savunmada bu dosyalardaki kayıtları daima savunma aracı olarak kullanabilir.

 

Diyelim ki biri diğerini bir suçla itham etti. İstihbaratları değerlendiren kuruma gidilir. Hemen itham edilene bildirilir. O cevap verirse o da değerlendirerek hükme varır. Değerlendirmede kendisinden bahsedilen herkese bildirilir. Herksin dosyasına konur.

 

Bunun en büyük yararı kişi yaptığı işin gizli kalmadığını öğrenmiş olacağından artık devam etmez. Muhakeme edilmeden suç işlemeler önlenir. Herkese her ithama karşı cevap verme imkânı doğar. Bu dosyaların gizli olması ile kötülüğün yayılması önlenir.

 

 

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
27.02.2013
03:38

‘Türkiye asla AB’ye üye olamayacak’

Alman basını, Şansölye Angela Merkel’in Türkiye ziyaretine geniş yer ayırdı Almanya’nın en çok okunan gazetesi Bild, ziyareti değerlendirdiği haber-analizinde, müzakere sürecine değinerek “Türkiye, hiçbir zaman AB’ye üye olmayacak” yorumunda bulundu. “Türkiye asla Avrupa Birliği’ne giremeyecek. Hem Merkel hem de Erdoğan bunu biliyor. Bunun sebebi ekonomik nedenlere dayanmıyor. Alman şirketleri, Merkel’in Türkiye seyhatine katılmak için adeta birbirleriyle yarıştı. Türkiye ekonomisi son yıllarda, krizin hakim olduğu Avrupa ülkelerinin aksine büyüyor” diyen Bild, ekonomisine rağmen Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin “imkansız” olduğunu vurguladı. Gazete bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı: - Açılan 13 müzakere başlığından sadece bir tanesi kapatılabildi. - Üç müzakere başlığı daha kapatılabilir ama Kıbrıs sorunu buna engel. - Birçok müzakare başlığı Fransa, Güney Kıbrıs ve Yunanistan gibi AB üyesi ülkelerce bloke ediliyor. - Üç müzakere başlığının ise AB istediği halde Türkiye tarafından açılması istenmiyor.

devamı için:

http://dunya.milliyet.com.tr/-turkiye-asla-ab-ye-uye-olamayacak-/dunya/dunyadetay/27.02.2013/1673904/default.htm

Reşat Nuri Erol
28.02.2013
07:57

RASİM ÖZDENÖREN, Y.ŞAFAK'TA,

"İSLAM DEVLETİ MESELESİ"

İLE İLGİLİ DİKKAT ÇEKİCİ ÜÇ YAZI YAZDI...

SON YAZI BUGÜN YAYIMLANDI...

DİKKATLE TAKİP ETTİM...

BİLGİNİZE...

*

SON YAZI ŞÖYLE BAŞLIYOR:

İslam devleti meselesi (3) 28.2.2013 Bundan önceki yazımızda (İslam Devleti Meselesi -2- 27.02.2013/Perşembe) Tahsin Varol'un Varide sitesinde çıkan İslam Devleti Üzerine (www.varide.net, Pazar, 17 Şubat 2013) başlıklı yazısını tartışıyorduk. O yazıda üzerinde durmak istediğimiz birkaç hususun kaldığını söylemiştik. Onları da belirterek konu tekrar açılmadıkça kapatmak istiyoruz. Daha önce 5 nokta üzerinde durmuştuk, devam eden mülahazalarımız şunlar (paragraf numaraları Sayın Varol'un yazısından belirlediğimiz baki kalan hususlar): 6. 'Hem son devrin âlimlerinden Bediuzzaman Said-i Nursî Hazretleri de dikkat ederseniz İslam'ın hep iman, itikat ve ahlakından bahsetmiş, zerre kadar işbu devletti, iktidardı, şuydu, buydu, alanlarına girmemiştir. Neden girmemiştir? Kanaatimce artık İslam'ın 'iktidar olma', 'devlet olma' zamanı geçmiştir.' Cevap: Üstat Bediüzzaman'ın imanı kurtarma yöntemi bu gün için de geçerliğini korumaktadır. Ortada Müslüman yoksa onların devletinden nasıl bahsedilebilir ki! O açıkça söylememiş bile olsa uyguladığı yöntem Müslümanları kendi düzenlerini kurmaya sevk edecektir. Burada, dile getirilmemiş bir amacın varlığını göz ardı etmemek gerekir.

*

YAZIDAKİ SON SÖZ ŞÖYLE:

Son söz: Eğer Müslümanların bir devleti yok ise bu durumda onun rejimini tartışmak, kendiliğinden önemini kaybeder, bu bağlamdaki tartışmaların, görüşlerin tümü keenlemyekûn sayılır, abese irca olur.

***

YAZININ TAMAMI İÇİN:

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/RasimOzdenoren/islam-devleti-meselesi-3/36534

DİĞER YAZILAR İÇİN:

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/RasimOzdenoren/islam-devleti-meselesi/36424

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/RasimOzdenoren/islam-devleti-meselesi-2/36467

Reşat Nuri Erol
28.02.2013
08:02

BİRİNCİ YAZI ŞÖYLE BAŞLIYOR:

İslam devleti meselesi

Rasim Özdenören, Y. Şafak, 21.2.2013

Bizim bu sütunlarda kaleme aldığımız demokrasi ile ilgili mülahazalarımız ile ilgili tartışmaların bir ayağı da Varide internet sitesinde sürdürülüyor. Konu demokrasi olunca onun bir yerde devlet tartışmasını da yedeğinde sürükleyeceği beklenmeliydi. Nitekim 'kafası karışıklara cevaplar' başlıklı yazıya işaretle Tahsin Varol ilkin Varide'nin yorum sütununda, arkasından da müstakil bir yazı yazmak suretiyle kendi sütununda bir yazı ile fikrini dermeyan etti. Yorum sütunundaki değinisinde, bizim adı geçen yazıda kullandığımız 'İslam'a varmak' ibaresinden hareketle şunları söylüyor: ''İslam'a varmak' deyimi bana İslam'ın hâlâ herkesin el-an yaşamakta olması gereken bir hayat biçimi değil de sanki 'devlet planında varılacak bir hedefmiş' gibi algılandığını gösteriyor. Bu algı, kanaatimce meşhur olmuş tabirle 'soğuk savaş dönemi düşünceleri'dir. Bir insan Kelime-i Şehadet getirmekle İslam'a varmış olur. Geriye artık o yolda yürüme azmidir. Bir dönem bizim de zihnimizi işgal etmiş olan işbu 'İslam Devleti' saplantısını müslümanların zihinlerinden silmemiz lazım. Bayağı bir hastalık durumuna gelmiş bu. Rasim Abi'nin 'zihinsel hicret' tanımını önemsiyorum. Onu gerçekleştiren zaten varmak istediği yere varmıştır.'

...

Reşat Nuri Erol
28.02.2013
23:19

'54. Hükümet döneminde bir destan yazıldı. Bugünde o destan hala anılıyor, unutulmadı. Aslında bu bir Erbakan destanıydı, riske giren kahraman bir Başbakan’ın destanı.’ WWW.İVEDİHABER.COM Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, dünyanın bir çok yerinde çeşitli etkilniliklerle anılıyor. Hoca ile mesai paylaşan isimler yaşadıkları anları ve anıları toplumumuzla paylaşıyor. İşte onlardan birisi de Prof. Dr. Osman Altuğ. ESAM’ın geçtiğimiz yıl düzenlediği Erbakan Konferansı’nın konuğu olan Prof.Dr. Osman Altuğ Hoca, Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Refah-Yol iktidarı döneminde ekonomi danışmanlığını yapmıştı. Başta denk bütçe ve Havuz sistemi olmak üzere bir çok konuda merhum Erbakan’la birlikte çalışmalar yapan Osman Altuğ, bakın Efsane Başbakan Necmettin Erbakan’ı nasıl anlatıyor. İşte Altuğ;’un konuşmasından birkaç not: Erbakan destan yazdı. Erbakan Kamu-Tek hesabını yani Havuz Sistemini kurarken büyük bir risk aldı. Sermayenin ayağına bastı. Bir taraftan sermayenin ayağına basarken, yani bütçedeki faiz giderlerini aşağıya çekerken öte yandan faizden elde ettiğimiz tasarrufları işçiye, memura emekliye yüzde yüzlere varan zam şeklinde aktarıldığını görüyoruz. Böylece piyasanın önü açıldı ve 54. Hükümet döneminde bir destan yazıldı. Bugünde o destan hala anılıyor, unutulmadı. Aslında bu bir Erbakan destanıydı, riske giren kahraman bir Başbakan’ın destanı. Erbakan Hoca kumarhaneleri kapattı. Türkiye’nin 1 Milyar 227 milyon Dolar net geliri olan kumarhaneler, Erbakan hocanın verdiği talimatla kapatılmıştır. Erbakan hoca “kumardan gelen haram parayı ben milletime hizmet olarak sunamam” dedi. Böylece kumarhanelerin kapatılması kanunu rahmetlinin çok içten desteği ile çıktı. Kumarhanelerin kapatılması siyasi riskini alan ve kumarhanecilerin ayağına basan da yine kahraman Erbakan’dır. Kara paranın önlenmesi kanununu çıkardı. İstediğimiz şekilde olmasa da kara paranın ayağına basmayı göze aldığı için de Erbakan kahramandır. Erbakan, Kayıtlı Ekonomidir Erbakan kalite demek, Erbakan toptan kalite demek, Erbakan kayıt demek, Erbakan kayıtlı ekonomi demek ve Erbakan, ekonomide son derece radikal kararları almaya yatkın güçlü, kuvvetli bir bilim adamı demek. Bizi buluşturan kısmı da bilim adamlığı vasfımızdı. Kiramen Katibin melekleri insanların hem sevaplarını yazıyor hem günahlarını, hem alacaklarını yazıyor hem borçlarını. İşte islamın kayıt ilkesi. İslam ekonomisi kayıtlı bir ekonomidir. Hem Müslümanım hem kayıt dışıyım diyemezsiniz. İşte Erbakan, işte kayıtlı ekonomi.

Prof. Dr. Osman Altuğ’un konuşmasının tamamını devamını ve daha fazlasını videodan izleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=UavOOMNSADo Kaynak : http://www.ivedihaber.com/haber/13850-siyaset-osman-altug-erbakan-destan-yazan-bir-kahramandir.html#.US-RmzLIwBo.facebook#ixzz2ME0g2HB1

Reşat Nuri Erol
02.03.2013
17:56

http://haber.rotahaber.com/haydar-bas-dumaya-ekonomik-modelini-anlatti_348705.html

Haydar Baş, Duma'ya (Rusya parrlamentosu)

ekonomik modelini anlattı Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş, Rusya Parlamentosu Duma'da "Milli Ekonomi Modeli" adını verdiği sistemini anlattı. Liberal Parti Başkanı Jirinovski, açık destek verdi. 02.03.2013 15:05 ROTAHABER / ÖZEL Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş, Rusya Parlamentosu Duma'da konuştu. Parlamenterler tarafından ilgiyle dinlenen konuşma, Rus müzakereciler tarafından Rusya'nın iktisadi sorunlarını çözecek model olarak takdim edildi. BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşmasını, Duma'da milletvekillerine, siyasi partilerin ekonomiden sorumlu yöneticilerine, Rusya ilim dünyasına hitaben tarihi nitelikte bir konuşma yaptı. Haydar Baş'ı Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Vladimir Jirinovski'nin yanı sıra Devlet Başkanı Putin'in ekonomi danışmanları da ilgiyle dinledi. Rusya : Bağımsızlığımız İçin MEM’e Muhtacız! Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Danışmanı Prof. Dr. Andrei Kotrotkoi, “ Bağımsızlığımız için Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeline Muhtacız” dedi. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşmasından sonra yaptığı müzakerede, insanların gelişmesine katkıda bulunan bir ekonomi modeline gereksinim duyulduğunu ifade etti. Putin'in selamlarını getirerek sözlerine başlayan Korotkoi, "Bağımsızlığımızı ve güvenliğimizi teminat altına alan bir ekonomi modeli lazımdır. Öyle bir ekonomi olmalı ki, her Ruble adalet dağıtsın" dedi. Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) Rusya Devlet Başkanı'nın önünü açtığını ifade eden Andrei Korotkoi, şöyle devam etti: "MEM, Rusya'nın iktisadi bağımsızlığını sağlıyor ve sürekli büyüme ile insana adaletli yaklaşmayı getiriyor. Bu modelin temelinde adalet yatmaktadır ki, bu da Ruslar için uygundur. Bu model sadece milli değil, uluslararası dâhil tüm seviyelerde uygulanabilir. MEM Rusya'nın istediği kalkınmayı sağlamaktadır. Eski ekonomi modelleri ömrünü tamamlamıştır ve yeni bir ekonomi modeline ihtiyaç vardır; o da MEM'dir. Rusya olarak MEM ile başarıya ulaşacağız." MEM, Temel Modellerden Biridir BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a Duma'nın davet mektubunu Trabzon'da takdim eden Duma üyesi Prof. Dr. Vladimir Lisiçkin, kapanışta yaptığı değerlendirmede, Milli Ekonomi Modeli'nin kapitalizm, Marksizm ve Keynes teorisi gibi ekonomide temel sistemlerden biri olduğunu ifade etti. MEM'in somut temelleri ve öngörüleri olduğunu dile getiren Lisiçkin, şunları söyledi: "Pozitif bilimlerde teoriler deneylerle ispat edilerek kanunlaşır. Milli Ekonomi Modeli'de sosyal bilimlerde hayatta tecrübe edilerek kesinleşmiştir. Prof. Dr. Baş'ın AB ve ABD Dolarının çökeceğini önceden tahmin etmesi buna örnektir. MEM ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleri ülkelerin kalkınması için temel kaynaktır." Prof. Baş'ın Modelinden İstifade Ettik Rusya Bilimler Akademisi Üyesi Viktor Volkonskiy, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni anlattığı konuşmasının ardında yaptığı değerlendirmede, MEM'i her okuduğunda yeni bir fikir edindiğini ifade etti. MEM'i uygulayan ülkelerin ekonomide bağımsızlıklarını elde edeceğini ifade eden Volkonskiy, bu modelin en güzel şekilde 'bağımsız ülkelerde' hayata geçeceğinin altını çizdi. Volkonskiy, "Rusya'yı ekonomide düzlüğe çıkarmak için Haydar Baş'ın modelinden çok istifade ettik" dedi. KAYNAK: ROTAHABER.COM





Sayı: 193 | Tarih: 24.02.2013
Mahir Kaynak
Başarı nedir?
Adil Düzen’de İstihbarat
1346 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Tezler ve antitezlerle Karadeniz meselesi
Sentez
1283 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Barış sanki Tayyip Erdoğan'ın şahsi meselesi
Toplumsal Başarı
1134 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Reformculara ve Modernistlere Karşı Olalım
Rehber Olalım
1110 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Hüseyin Gülerce
Ben milliyetçiyim...
Yerinden Yönetim
1050 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler