15/12/2012
-Dünya değişiyor, En büyük değişme Sovyetler rejiminin çökmesidir.
-1969’ta Aydın’da bağımsız adaylığımı koyduğum zaman sosyalizmi İslam’a alan açmak için çalıştığını ileride Sovyetlerin planı sosyalizmin liberalizme dönüşeceğini, batı kapitalizmin sosyalizme dönüşeceğini anlatmıştım. Bu konuşmalarım Şevket Eygi tarafından Bugün gazetesinde yayınlandı. Sonra bu değişme tarihin 2000’li yıllarda olacağına Kuran’a dayanarak açıklamıştım. (Ömer Rıza doğru Kuran buyruğunda buna işarete etmektedir.) Evet, şimdi Kuran’ın haber verdiği gerçekleşmektedir. Dünya yeni düzene giriyor. Mahir Kaynak bizim 60’larda söylediğimizi şimdi görerek bildiriyor.
-Değişmeye bazen küçük ülkeler de sebep olabilir. Mesela Suriye Arap baharına etki ediyor.
-İslam uygarlığını hiç bir siyasi gücü olmayan Araplar kurmuşlardır. Bugünkü batı uygarlığını etkisiz Yahudiler oluşturmuşlardır. Suriye olayı Esad’ın direnmesi değildir. Türkiye’yi İran’ı kapıştırmak için sermayenin oyuncağı olarak direnmektedir. Halk da sermayenin oyuncağı olarak siyan etmektedir.
-Amerika’daki değişiklikler dahi iç değişmeler dışa bağlıdır. Rusya İle ABD birlikte hareket edecektir. AB Rusya’nın yerine ikame edilecektir.
- Mahir Bey’i dış güç dediğine ben sermaye gücü diyorum. Mahir Bey de dünyayı ikiye ayırıyor. Rusya ile ABD ve Çin. Bana göre dünyayı sermaye ikiye ayırmaya çalışıyor. Ama dini bölmeden sonra rejim bölmesine geçti, tutmayınca şimdi coğrafi bölmeye geçiyor. Rusya ve AB bir yana Çin ve ABD bir yana. Bu bölmeyi de başaramayacaktır diyorum.
- Türkiye dünyanın değişmesini etkileyecek küçük güçtür. İktidar Partisi doğru yoldadır. Muhalefet tökezletiyor.
- Türkiye yeni dünyanın oluşmasına etki eden küçük ülkedir. Bu etki istiklal savaşımızla başladı. Milli görüşün ortaya çıkması ile etkili oldu. Gelecekte Adil Düzen ile etkili olacaktır. İktidar taraf tutmakla hata ediyor. Adil Düzeni ertelemekle hata ediyor. Dünyanın barışçı dengesi Türkiye’nin tarafsızlığı içinde Adil Düzen’i ihraç etmekle kurulur.
- MHP, dünya dengesi üzerinde değil, Türklerin çıkarına odaklanmaktadır, CHP’de oyları çoğaltan sloganları dışında bir şey yapmamaktadır. Bir yere varmalıyız.
- Eskiden peygamberler ve filozoflar yol gösterirdi. Şimdi peygamberlerin ve filozofların yerini ilim adamları almıştır. İlim dünyası ve medya sermayenin baskısından kurtarılmadıkça ne iktidar ne muhalefet kendi düşündüklerini söyleyebilir, yapabilir. Sermayenin sözcülüğü ve taşeronluğunun ötesine geçemezler.
NOT: Yazıda yer italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Devamı için http://haber.stargazete.com/yazar/zor-yillar/yazi-712113
Yorum:
Değişim Kooperatifleri
Sermaye bugün, yalnız ekonomiyi değil, dini, ilmi ve siyaseti hükmü altına almalıdır. Sahibi olduğu karşılıksız dolarla dünyayı istediği gibi yönlendirmektedir. Bugün mevcut olan tüm örgütler, sermayenin baskısındadır. Basın onun tebliğ aracıdır. Bir şey yapmak istediği zaman basına emir verir. Onlar da ona yönelir, istedikleri kimseyi göğe çıkarır, istediği kimseyi batırır. Dolaysıyla herkes basından yani sermayeden korkmaktadır. Devletin gizli istihbaratı da onun ikinci şahıdır. Merkezden denetlenemeyen istihbaratı parasıyla istediği tarafa yönlendirmektedir ve istemediği kimseleri devlet kadrolarından uzaklaştırmakta, istediği kimseleri de istediği makamlara getirmektedir. Gizli, istihbaratla yapamadığı şeyleri de mafya teşkilatı yapar. Ona gayri meşru işler yaptırmakta ve sonra parasıyla rüşvetle failleri kurtarmaktadır. İdam cezasını kaldırarak ve hapishanelerde eziyeti yasaklayarak kolayca tetikçi bulmaktadır.
Siyasi partiler ve milletvekilleri biliyorlar ki Ankara’da sadece maaş almakta, hiçbir iş yapmamaktadırlar. Başbakanın eli kolu bağlıdır. Ordu da kendisini koruyabilmesi için askeri metotlar kullanmaktadır. Darbelerle ordu sermayenin oyunlarından devleti korumakta idi. Sermayenin başkasına yaptıracağını ordu erken davranıyor kendisi yapıyordu.
Bugün Ak partinin iktidar olmasını ordu uygun gördüğü için sermayenin saldırılarına boyun eğmektedir. Hapishanede olan askerler bilinçlidir. Bizi buraya tıkayan kuvvet sermayedir diyorlar. Askerler Ak partiye saldıracak, Ak parti de savunmaya geçecek. Sonunda Türk ordusu ile Türk halkı karşı karşıya gelecek. Ordu da bölünerek iç savaş olacak. Devletimizi yıkacak. Bunu bilen askerlerimiz sabretmekte ve savaştaki sıkıntılara katlanmaktadır. Cephedeki görevimizi yapıyoruz demektedir.
Biz Ak partiye baştan beri tavsiye ediyoruz. Genel af bütün bu sorunları çözer diyoruz. Afla düzen değişmez. Düzen halkın örgütlenmesi değildir. Bu örgütlenme kooperatifler şeklinde olacaktır.
Yeni düzen eski düzeni yıkmakla gelmez. Mevcut düzenden daha iyi bir düzen getirirseniz zamanla eski işe yaramaz düzen kendiliğinden ortadan kalkar. Bugünkü örgütler iki sebeple yenilik yapamazlar. Biri onlar örgüttür, güçsüzdür, işleri yerindedir, hâkimdirler, işlerinin bozulmasını istemezler. Tüm örgütler tutucudur. İkincisi ise, sermayenin mutlak hâkimiyeti vardır. Sermayenin etkisi altındadır. Mevcut örgütlerde sermayenin saldırısına karşı koruma araçları yoktur. Bizim İzmir’de kurduğunuz kooperatif bu saldırılara dayanmış hala faaliyettedir. Milli Görüş ve Gülen teşkilatı Akevler’den ayrılanlar tarafından kurulmuştur. Sermaye savunma özelliklerini bıraktırarak onları büyüttü. Biz ise dimdik ama hala varız.
Halk semt, hizmet, çalışma ve kredileşme kooperatifleri kurarak hukuk düzeni içinde yarışacaktır. Başarılı olursa bu düzenden daha ileri bir düzeni getirse hâkim olur. Getiremezse yok olup gider. O halde Akevlerin işi alternatif bir düzeni üretmekten ibaret olacaktır.