09.11.2012
Çok cimri bir adam oğlunu bir düğüne götürmüş.
Oğlunun elinden tutmuş... Düğünde ikram edilen bütün yemeklerin bulunduğu masanın yanına getirmiş onu.
- Bak oğlum, bu yemeklerden bol bol doldur tabağına... Yarın için de ye, öbür gün için de ye, demiş.
Oğlan babasına şöyle bir bakmış,
- Babacığım önce dün ve önceki gün için yiyeyim de, sonra sıra yarına, öbür güne gelsin, diye cevap vermiş.
Bizim sosyo-politik yaşamımız da galiba bu çocuğun yaşamına benziyor.
Dünün ve önceki günün hesaplaşmalarını bir türlü tamamlayamadığımız için, bugüne ve yarına yeterince vakit ve enerji ayıramıyoruz.
Çocuğunun karnını günü gününe ve yeterince doyurmayan cimri babanın rolünü sosyo-politik yaşamımızda "Devlet" veya o anda düşünce ve siyaset dünyasına egemen olan "Resmi İdeoloji" oynuyor.
Dünün karmaşası
Askeri darbenin suç sayılmadığı dönemde, sol, sağ veya liberal düşünce suç sayılıyor.
Yabancı sermayeyi teşvik etmek için yasalar çıkartılırken, döviz bulundurmak insanları cezaevine sürüklüyor.
Oy hesabıyla Güneydoğu'nun Kürt toprak ağalarını seçim listelerine koymak için siyasi partiler birbirleriyle yarışırken, resmi ideoloji "Biz tek milletiz, bu topraklarda Kürt yoktur" söylemini seslendiriyor.
Çoğunluğu Müslüman olan bir toplumun kitle gazeteleri "Gericiler yine toplu namaz kıldılar" diye başlıklar atıp, cuma namazlarını haberleştiriyorlar. Ramazan ayının sonunda "Yine" bayramın gelmesi haber oluyor.
Şeriat tehlikesi
Devamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2012/11/09/dun-ve-onceki-gun-varken-bugune-ve-yarina-gelemiyoruz
Yorum:
Dün
Dünün muhasebesini yapmakla, dünde takılı kalmak farklı şeylerdir. Dün yaptıklarımızı iyi değerlendiremediğimiz için yaşananlar maziden öteye geçemiyor oysa istenen, tecrübe olarak adlanması ve yapacaklarımıza ışık tutmasıdır.
Sil baştan yapmak çok kolaydır. Yeni bir başlangıç yapmak ve işin gerisini hiç düşünmemek inanılmaz rahatlatıcıdır ama niyeyse faydalı değildir. Ne kerametse böyle yapıldığında başarı elde edilemiyor. Başarı ancak öncekilerden alınmış derslerin yeniye taşınmasıyla gerçekleşiyor.
Bu açıdan bakınca Türkiye siyasetinde Ergenekon’u yok saymamakla birlikte, gündemden ve yargıdan düşürmenin faydalı olacağı görüşündeyim. Bu dava matruşka tipi ilerliyor. Nereye kadar gideceği, neye dayanacağı bilinmiyor. Güvensizlik ve tedirginlik oluşturuyor. Sürekli yargılamaların olması ve bunların yeni dosyaların deşifre olmasına ve başkalarının tutuklanmasına sebep olması artık sadece yorucu olmaya başladı.
Bugünün siyasetini kaçırdığımızdan yarın şekillenemiyor, oyalanıyoruz. Eğer gerçekten bir sil baştan yapmamız gerekiyorsa işe Ergenekon’dan başlayalım, derim.