Gülen'in "Dönmeyeceğim" cevabının muhtemel sonuçl
1901 Okunma, 14 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

17.06.2012

Başbakan Erdoğan'ın yıllardır Amerika'da yaşayan Fethullah Gülen'e yaptığı "Sıla hasreti artık bitmelidir" çağrısına Gülen'den gelen "Dönmeyeceğim" cevabı, tabii ki "İşin rövanşı peşinde koşan birileri"ni sevindirmiştir.
Gülen'in neden dönmeyeceğini açıklayan sözlerini kayda geçirmeliyiz.
Şöylediyor Sayın Gülen:
" -
Türkiye'de yeni yeni problemlerin olmaması, bir kısım huzursuzlukların çıkmaması, bir kısım kazanımların hafazanallah kaybedilmemesi için yüzde bir ihtimalle oraya gitmeniz bu hususlara zarar verecekse, işte ben o endişeyle, şahsım adına değil de o endişeyle gitmek istemem.
- Fakirin bileceği şey
gittiğimde oraya birileri, işin rövanşı peşinde koşan birileri, bazı müesseselere zarar vermek suretiyle idareyi zor durumda yüzde bir ihtimalle bırakacaklarsa şayet...

Gerekçeler ne olursa olsun
- Türkiye'deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha ömrüm vefa ederse burada kalmayı ülkeme, milletime, ülkemde olan o şeylere zarar vermemek için daussıla deyip sıla sevdasıyla kahve içtiğim kahveleri bile böyle hatırlayarak ve sonra ondan kaçarak burnumun kemikleri sızladığı anda ondan uzaklaşarak burada kalacak, yaşayacağım."
Gülen'in Başbakan Erdoğan'a
"Dönmeyeceğim" diyerek verdiği bu cevabı, gerekçeler ne olursa olsun doğru bulmak mümkün değil.
Birincisi, demek ki Türkiye'deki sosyo-politik tablo Sayın Gülen'e yanlış aktarılıyor. Ayrıca Fethullah Gülen galiba Türkiye'nin ve Başbakan Erdoğan'ın şu andaki öncelikli gündem sorunları hakkında çok sağlıklı değerlendirmeler yapacak bilgilere sahip değil.

Erdoğan'ın yoğun dönemi
Şunu açıkça vurgulamalıyız.
Gülen'in Türkiye'ye dönmesi, ne Kürt Realitesi'ne ilişkin arayışları ne de yaz dolayısıyla tırmanan PKK saldırılarının dozunu etkileyecektir.
Giderek sona yaklaşan Suriye'ye ilişkin bekleyiş de Gülen'in dönmesi veya dönmemesine bağlı gelişmeler göstermeyecektir.
Avrupa'daki ekonomik krizin global yansımaları, yeni yatırım projelerine kaynak bulunması ve benzeri konuların hepsi Başbakan Erdoğan'ın gündeminde...
Eğer Gülen Türkiye'ye dönseydi, bu sayısız konunun ve sorunun arasından sadece bir tanesi gündemden düşmüş olacaktı.
O da AK Parti ile Cemaat arasındaki doğrudan diyalogsuzluktan kaynaklanan ve bazıları tarafından
"Fitne" olarak da nitelenen gerginliktir.

Fitne kazanına ateş
Neticede gerçekten "İşin rövanşı peşinde koşan birileri" bu fitne kazanının altındaki ateşe odun atmaktadırlar.
Gülen'in
"Dönmüyorum" cevabının doğal sonucu bundan sonra Başbakan'ın kendi üslubunca bu sorunu da şöyle ya da böyle çözeceğidir...
Bu tablo
"Cemaat"in ne yazık ki "Hizmet"ten çok "Siyaset" ile özdeşleşmesini yansıtıyor...
Bu noktadan sonra Sayın Gülen'in hem uzaktan hem de ikinci ellerden izlediği Türk siyasetindeki gelişmeleri, yine uzaktan ve yine ikinci ellerden öğrenmesi süreci devam edecek demektir.

 

 

 

 

Yorum:

İNCE HESAPLAR

Türkiye’de ciddi bir potansiyele sahip bir cemaatin liderinin politik sebeplerden ötürü yurdunu terk etmesi ve zorunlu bir gurbete mahkûm edilmesi sonunda Başbakan’a bile ‘Geri dön!’ çağrıları yaptıracak bir aşamaya gelmiş bulunuyor.

Gülen niye gitti?

Neden dönemiyor?

Cevabı bilinen sorular.

Asıl önemli olan dönüp dönmemesi değil çünkü biliyoruz ki Gülen dünyanın neresinde olursa olsun, onun direktifleriyle hareket eden bir cemaate sahip. Kendisi Türkiye’yi yakından takip ediyordur zaten. Uzakta olmasının, kendisine verdiği bir gurbet sıkıntısı dışında bir zararı yok. Belki de kendisinin de ifade ettiği gibi uzakta olması daha hayırlıdır. Gerek ülke için, gerekse cemaatin varlığı için.

Yazarın aksine Gülen’in ülke siyaseti hakkında gayet sağlıklı bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum. Her şeyi enine boyuna hesaplayarak hareket eden ve her ne kadar inkar etse de sırf bu tutumundan dolayı ülke siyasetiyle oldukça ilişkili olduğu aşikar olan Gülen bu verdiği kararda da mutlaka ince bir hesap vardır.

Şimdi O’nun dönmemesine pek bir üzülen! bazı medya mensupları acaba Gülen ülkeyi terk ederken niye itirazda bulunmadılar. Hangisi gerçek tavırları? Gülen’in gitmesini mi istiyorlar yoksa dönmesini mi? Gülen’in cevabını anlamak kolay, asıl zor olan medyanın ve siyasilerin tavırları.

 

 

 

Tayibet Erzen


YorumcuYorum
Mete Firidin
18.06.2012
07:07

Tayyip şünü demek istedi: Mücadeleye devam için bir sebep yok. Herşey benim kontrolümde.

Sanırım Gülen de şöyle demek istedi "Sorunda o ya, mücadelem devam ediyor; Mücadele başarıya ulaşana kadar, kontrol tamamen bende olana kadar dönmeyeceğim".

Tayibet Erzen
18.06.2012
08:27

Ya da;

Erdoğan:

-Seni rakip olarak değil, yandaş olarak görmek istiyorum. Desteğine ihtiyacım var.

Gülen:

-Bu desteği açıktan vermek için doğru zaman değil, biraz daha bekleyelim.

Mete Firidin
18.06.2012
08:49

Sanmam yoksa açıktan bu kadar konuşulmazdı. Bu bir kibar düello.

Tayibet Erzen
18.06.2012
09:40

Kitlesinin doldurduğu stadyumda adama meydan okumak biraz fazla küstahlık olmaz mı? Yoksa Erdoğan'a da yakışan bu mudur?

Tayibet Erzen
18.06.2012
09:42

Yanlış anlaşılmasın, yakışmadan kastım Erdoğan'ın fevri olan ve beğeni toplayan çıkışlarıdır.

Mete Firidin
18.06.2012
10:41

Evet Küstahca meydan okumadır. Özel yetkili savcıların kaldırılması da meydan okumadır. "Siz çok oldunuz, kontrol altında tutulacaksınız" meydan okumasıdır. Ama resti görülmüş, mücadelenin devam edeceği mesajı verilmiştir.

Bu mücadelede kısa vadede Erdoğan ama uzun vadede Cemaat kazanacaktır. Erdoğan bir kişidir. Kurumları çıkar ortaklığına dayanmaktadır. Fakat cemaatin ideali vardır. Kişiler gitse bile İdeal daima yaşar ve taraf bulur.

Mete Firidin
18.06.2012
10:49

Sanırım Gülenin Tutumu şu olacak Ali İmran 146: Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.

Tayibet Erzen
18.06.2012
12:49

Ülkü konusunda sizinle hemfikirim. Erdoğansız bir AKP herhangi bir partiden öte birşey değildir oysa cemaat, liderleri değişse bile çizdiği sistematik çizgiyi takip edeceğe benziyor.

Hal böyle iken Erdoğan'ın bu potansiyeli pozitif enerjiye dönüştürmek isteyeceğini düşünmek bana daha akıllıca geliyor. Bu durumda cemaatle takışması kendisine zarardan başka birşey kazandırmaz.

Mete Firidin
19.06.2012
08:23

Karşıtaraf erdoğanın iktidarından pay istiyor. "Ben senin iktidar olabilmen için yardım ettim, öyleyse ikdidarına ortak olmalıyı" diyor. Erdoğan "buna izin vermem" diyor.

Cüneyt Özcan
19.06.2012
10:35

Yorumlarında mete beye aynen katılıyorum... Çok çakal adamlar bunlar, saf değiller, saf olsalar bu kadar insanın başında olmazlardı zaten!...

Süleyman Karagülle
20.06.2012
09:13

Mücadele Erdoğan'la Gülen aarsında değildir. Mücadele siaysette kimin galip geleceğinin tahmini üzerinedir. Gülen İslamşiyetin ancak risalei nurların hereks tarafından benimsenmesi halnde geelecğine ınanmktadır. Dolayısyla Risalelerin yayılmasına yarıyan her şey ona göre meşrudur. Önce Demireli destkeldi. Sonra Özalın yanıdas oldu. Erbakana cebhe aldı. Sonra Eceviti destekeldi. Sonra AK Partinin yanında oldu. Şimdi kedisine gelen sinyaller AK partinin gdeceğidir. Dolayısyla gelecek ıktdarın yanında olabilmesi içişn karşı imiş gibi duryıor. Erdoğanın gücüne ınanmadığpı için gelmiyor. Edoğan ise davette samimidri. Korkusndan değil saygısndan. O milli görüşe de cebhe almadı. Saldırları daima hoş karşıladı.

Cüneyt Özcan
20.06.2012
10:21

Süleyman Hocamın söylediği Risale-i Nurlar 'ın yayılması için mücadele verdiğine katılmıyorum. Çünkü fethullah gülen cemaati nur cemaati değildir. Risale yerine hocanın kitapları okunur ve herşey o eksende yürütülür. Nur risalelerinden uzaktırlar. Adlarını bile sayamaz cemaatteki adamlar:) Bu kadar iddialı konuşuyorum. Çünkü hedefleri Nurların intişarı değil, cemaatin intişarıdır. Nurlar eskiden kalmış prestij edinmek için bilgi sahibi olunması gereken ama ikincil-üçüncül değere sahip kaynaklardır cemaat için.

Zaten en başta himmet toplantılarıyla bediüzzaman'ın 1 numaralı kuralı çiğnenmiş ve bu yolda olmadıklarını ilan etmişlerdir. Cemaatin kurumları da tamamen bu yoldan çıkmış ve şefkat yolundan ziyade cidali nazara vermektedirler. Şefkat yolu Bediüzzaman'ın ve Risalelerin yoludur.

(STV'deki eskiden yayınlanan belgesellerle şu an yayınlanan belgesellere bakarak hangi yolda ve hedefte olduklarını rahatlıkla anlayabilirsiniz!!!...)

Tayibet Erzen
20.06.2012
18:21

Her düzende her yol mübahtır felsefesi, sahibini gözden düşürür.

Reşat Nuri Erol
21.06.2012
13:19

İSTİŞARE TOPLANTI VE KAHVALTISINA DAVETLİSİNİZ...

ilmî ve iktisadî çalışmalar yaptığımız arkadaşlarla, yapmakta olduğumuz ve yapabileceğimiz çalışmaları İSTİŞARE ETMEK üzere toplanıyoruz...

Tarih: 24 Haziran 2012 PAZAR

Yer: EMİNEVİM Genel Merkezi-Altunizade-ÜSKÜDAR (Altunizade girişi, TOTAL benzinlik bitişiği)

Saat:

08.00-10.00 İSTİŞARE TOPLANTISI

10.00-12.00 KAHVALTI VE İKİLİ GÖRÜŞMELER

VE DE SÜRPRİZLER...

selam ve dua ile..

reşad

RNE





Sayı: 157 | Tarih: 17.06.2012
Mehmet Barlas
Gülen'in "Dönmeyeceğim" cevabının muhtemel sonuçl
İnce Hesaplar
1901 Okunma
14 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Cemaat’e dair bir muamma
Adil Düzen’e hazırlık
1376 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Çin gibi"narkoz aşısı"yemek mi,"cenaze"yi kaldırm
Cüzz'ler tamam sıra küll'de
1246 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Bu hafta yazısı yok.
Seçim
1185 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Hüseyin Gülerce
Partili Cumhurbaşkanı Teklifine, Evet
Kuran Ne Diyorsa,Evet
1166 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas
Mehmet Şevket Eygi
Sünnîler Niçin Zelil Oldu?
Sistem Değişmeli
1158 Okunma
3 Yorum
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler