05 HAZİRAN 2012
Yeni Ceza Kanunu'nun Meclis'e sunulan ilk metninde zina suç olarak gösteriliyor ve ceza veriliyordu. Araya Avrupa Birliği ve bizdeki Avrupa taraftarları girdi ve bu madde kaldırıldı. Durumu biliyorsunuz, artık zina suç değil.
AB ve Avrupa hayranları şimdi kürtaj konusunda diretiyorlar.
Kürtaj dinen suç, ahlaken kötü bir şey, bir cinayet...
Avrupa kafalılar diretiyor.
Bazı kadınlar sokaklarda taşkınlık yapıyor, bedenimiz bizimdir, istediğimiz gibi gebe de kalırız, kürtaj da yaptırırız mealinde laflar ediyor.
Bu gibi konular halka sorulmuyor. Yapsınlar bir referandum bakalım netice ne çıkacak? Eminim ki, halkın ezici çoğunluğu kürtajı suç ve ahlaksızlık olarak kabul edecektir.
Şapka giymeyi medeniyet sayan, şapka devrimini tenkit edenleri asan.
Bin yıllık millî yazımızı yasaklayıp Latin alfabesini Türk alfabesi yapan.
İsviçre Medenî Kanunu'nu tercüme edip üzerine Türk Medenî Kanunu yazan, aile yapımızı çökerten.
Faşist İtalyan Ceza Kanunu'nu tercüme edip Türk Ceza Kanunu yapan.
Ezan-ı Muhammedî okumayı yasaklayıp yıllar boyunca minarelerden Tanrı uludur Tanrı uludur diye bağırtan,
Allahu Ekber diye gerçek Ezan ve Kamet okuyanları caniler gibi yakalayıp hapse tıkan... ve daha bunlara benzer işler yapan zihniyete mensup bazıları şimdi kürtajın serbest kalmasını istiyor. Hem de şiddetle ve hiddetle.
Niçin?
İşin çeşitli tarafları var.
Bir kere kürtaj yağlı bir sektör. Bunda büyük para var.
Karılar kürtaj yaptırsınlar ki, kürtajcılar para kazansın.
Tecavüze uğrayıp da gebe kalan kadınlar ne yapsınmış... Onların durumu tartışılabilir ama keyf için yapılan kürtaja izin verilemez.
Ülkemizde maddî kalkınma ve zenginlik arttıkça ahlak da o nispette geriliyor.
Zina, fuhuş, ahlaksızlık korkunç boyutlara ulaştı.
Perşembe akşamı Galata Mevlevîhanesi'nde merhum Nezih Uzel bey için yapılan toplantıya katılmıştım. Dönüşte Yüksekkaldırım'dan
İnip Karaköy'de tramvaya bindim.
Yokuşun ortasındayken yatsı ezanı okunmaya başladı...
Galata kulesi civarında etekleri kasıklarında genç ve aşırı boyalı o biçim yabancı kadınlar gördüm. O saatte orada ne iş yapıyorlardı?
Uçan kuşu değil, uçan sineği dijital kameralarla tespit eden ilgili, sorumlu, vazifeli makamlarımız elbette o kadınları biliyor ve görüyorlardı ama...
Ama dedim, cümleyi bitirmedim...
Yaaa ama ama ama...
Hükümet yeni bir karar almış. Bundan böyle, içinde birtakım kadınların TC başlıklı resmî belgelerle satıldığı legal, KDV'li, gelir vergili genelevlerin kapılarında devletin polisleri beklemeyecekmiş, özel güvenlik memurları bekleyecekmiş.
Aman ne terakki...
Aman ne özelleştirme...
Resmî ve yasal karı satışına devam, kapıdaki koruyucu elemanlarda değişiklik...
Kürtajı yasaklamaya hazırlanan iktidara soruyorum:
Ceza Kanunu'na zina suçunu tekrar koymayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası kadın hakları anlaşmalarını imzalamış ve resmen karı satışına izin vermeyeceği taahhüdünde bulunmuştur.
Hükümetimiz bu taahhüdünü yerine getirmeyi düşünmekte midir?
Kürtaj konusunda yeri göğü yıkan bazı ilericilere, çağdaşlara, ateistlere, Kemalistlere, laikçilere de soruyorum:
Resmî belgelerle yapılan legal ve KDV'li fahişelik bir tür kölelik değil midir?
Kadın haklarının, hürriyetlerinin, haysiyetlerinin vahim ve rezil bir ihlali değil midir?
Bunu niçin protesto etmiyorsunuz?
Zina konusunda Türkiye çağ atladı. M. Kemal Paşa, İsmet Paşa, Celal Sayar ve askerî darbeler rejimlerini bu konuda çok gerilerde bıraktık.
Turizm büyük para getiriyor ama büyük ahlaksızlığa da sebep oluyor.
Para gelsin, zenginlik artsın da ne olursa olsun... Öyle mi?
İslama, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, ahlaka, iffete aykırı olarak, günah işleyerek, fuhşiyat (azgınlık) yaparak kazanılan paralardan hayır gelmez.
Bu dediğimi ateistler anlamaz.
Müslümanların, iman sahiplerinin mutlaka anlaması gerekir. Onların bu konuda cehalet mazereti yoktur.
Azan zengin ve kalkınmış bir toplum batar.
Azgınlar üzerlerine inebilecek azap dolayısıyla titresinler...
Evet kürtaj cinayettir.
Evet zina büyük günahtır, suçtur.
Kürtaja hayır, zinaya evet olmaz.
Müslüman ikisine de karşı olacaktır.
Bu memlekette isteyen kadın ve erkekler nikahlanmadan birlikte yaşıyor, çocuk yapıyor, bunları nüfusa kaydettiriyor ama Müslüman bir erkekle Müslüman bir kadın resmî laik nikah yapmadan şer'î nikah yaptırırlarsa başlarına gelmedik kalmıyor.
Diyelim ki, bir Müslüman temiz bir otel açtı. Gelen ve tek oda isteyen erkek ve kadınlara nikah cüzdanınızı görebilir miyim dese ne olur biliyor musunuz? Dünyayı zavallının başına yıkarlar.
Bütün Müslümanları min gayri haddin uyarıyorum:
Âşikâre, mütecâhirâne, hiç utanıp arlanmadan, küstahça işlenen, son derece yaygın, yoğun ve genel hale gelen günahları ve azgınlıkları (yasal sınırlar içinde) enerjik şekilde protesto etmezseniz tepenize inecek sillelerden, azaptan, gazaptan, musibetlerden korkunuz.
Zaten bin türlü bela içindeyiz ama çoğumuz bunun farkında bile değil.
Zina hürriyeti...
Kürtaj hürriyeti...
Kültür Parkındaki çalıların altında açık havada sevişme hürriyeti...
Feribotta yüzlerce yolcunun içinde tam bir saat çılgınlar ve kudurmuşlar gibi sevişme, öpüşme, mıncıklaşma hürriyeti...
Ne kadar günah, azgınlık, ahlaksızlık, faziletsizlik varsa hepsinin hürriyeti...
Genelev hürriyeti...
Fahişelere vesika hürriyeti...
KDV'li fuhuş hürriyeti...
Maddî kalkınma ve zenginlik mi?...
Rüşvet, irtikâp, hortumlama, 500 milyon dolar haram ve kara birikimi...
Haram rantlar...
Hiçbir İslam ülkesi ve toplumu haramla âbâd ve mâmur olmaz.
Bunu söylemek için bilge olmak gerekmez.
Bu, iki kere ikinin dört etmesi gibi bir gerçektir.
Al sana zina!..
Al sana kürtaj!...
Al sana TC başlıklı resmî fuhuş vesikası!..
Al sana yasal fuhuşhaneler!..
Al sana haram, kara, necis, uğursuz, şeametli zenginlikler!..
Al sana gel keyfim gel!..
Al sana oh kekâh!..
Ey ehl-i istidrac, ey fâsıklar, ey fâcirler!..
Ey yalakalar, yağcılar, meddahlar!..
Veyl size, vah size, efsus ki efsus hepinize!..
Sodom Gomore...
Pompei, Herculanum...
Roma Bizans...
Yorum:
Yorumsuz
Bu konuda yeterince yorum yapıldı. M.Şevket Eygi'nin de bu konuda fikirlerini almanız açısından koydum.