Yeni dünya dini:"Bizantinizim"veTürkiye'nin zor r
1315 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

 

Yeni dünya dini: 'Bizantinizm' ve Türkiye'nin zor 'rol'ü

 

Yusuf Kaplan
ykaplan@yenisafak.com.tr

01 Haziran 2012 Cuma

 

Zor zamanlardan geçiyoruz... Küresel sistem, bilkuvve çöktü ama bilfiil -zorla-yaş/atıl/ıyor. Tarihte hiçbir uygarlık, bütün insanlığı bu kadar kuşatmamış, kendisi dışındaki medeniyet tecrübelerini -saldırarak veya fosilleştirerek- yok etmeyi başaramamıştı!

Küresel sistemin bilkuvve çökmesi, sistemin omurgasını oluşturan -bidayeti seküler, nihayeti kapitalist- Batı uygarlığının iddialarının kısa devre yapması anlamına geliyor: Batı uygarlığı, modernliğin başlangıcından itibaren vadettiklerinin tersini üretti...

* * *

……………………………………………………………..

Bidayette, "akıl" dedi, akılla her şeyi açıklayabileceğini ve yapabileceğini düşündü; nihayette, akıldışılıkların ürettiği büyük savaş felâketlerine ve ruhsuzlaşma, izafileşme ve anlamsızlık kriziyle yol açan metafizik helâketin eşiğine fırlattı bütün dünyayı.

Bidayette, "birey" dedi, bireyi, özgür iradesiyle, bilinciyle buluşturacağını vadetti; ama nihayette, insanı -egosunun, hazlarının, fetişlerinin kaynağı- bilinçaltının ayartıcı dehlizlerine atarak, müzik, medya, spor ve eğlence endüstrisinin seküler kutsallarına tapınan, düşünme, başkaldırma ve hatta algılama yetilerini yitiren "sürüler"in içine gömdü.

İşte küresel sistem, Nietzsche'nin, Husserl'in, Heidegger'in haykırırcasına dillendirdikleri bu felsefî çöküşü iliklerine kadar yaşadığı için, egemenliğini yalnızca kaba güce dayalı olarak sürdürebileceğini çok iyi biliyor. O yüzden, insanlığı yok edecek sürgit yeni smart teknolojik silahlar geliştirmekten geri durmuyor!

* * *

Peki, bu ne demektir? İki ürpertici "şey" demektir: Birincisi, "homo economicus" ruhsuzluğu üzerine kurulan sistemin, büyük ölçekli, hatta orta ölçekli küresel ekonomik kriz yaşadığı zaman, dünyayı kan gölü'ne çevirmekten çekinmeyeceği bir felâket hâli'dir. Bu, Braudel'in "askerî zorbalık düzeni" diye tarif ettiği eski Roma'nın yenisi'nin zorbalığının gereğini yapmasıyla sonuçlanabilir.

İkincisi de, -ki bu, kavranması zor ve birincisinden daha tehlikeli bir helâket hâli'dir-; tıpkı, Konstantin'in Hıristiyanlığı Bizanslaştırması gibi, küresel sistemin, başaktörü Amerika'nın, bütün dinleri, özellikle de, küresel sisteme tek başına direnme gücüne hem teorik, hem de pratik olarak sahip yegâne kaynağı, yani İslâm'ı Bizanslaştırması'dır.

* * *

Yakıcı soru şu burada: İslâm'ın Bizanslaştırılması ne demek ve küresel sistem, bunu nasıl gerçekleştirecek?

İslâm'ın Bizanslaştırılması, İslâm'ın protestanlaştırılarak / sekülerleştirilerek fosilleştirilmesi; böylelikle küresel sistemin önündeki engelin etkisiz hâle getirilmesi, demektir.

İslâm'ın Bizanslaştırılması süreci, iki düzlemde eşzamanlı olarak çoktan başlatıldı; ikisinden de, hızlı sonuçlar alındığını gözlemliyor, zavallı entelijansiyamızın bu yakıcı gerçekleri görememesinden ötürü kahroluyorum.

* * *

Birinci düzlem, Amerika'nın -sözümona- "İslâm'ın hâmisi" olmasıyla ve bizzat Obama döneminde Beyaz Saray'da iftarlar verilmesiyle başlatıldı; şimdi bu süreç, derinlemesine köksaldırılmaya çalışılıyor...

Şöyle ki: Amerika, İslâm'ı "himayesine alarak" "bitirmeyi" amaçlıyor: Tıpkı Hıristiyanlığın Bizanslaştırılması sürecinde olduğu gibi, kendi egemenliğine itiraz etmeyecek hatta ona eklemlenecek bir "İslâm türü" icat ediyor.

Bu süreç, Soğuk Savaş'tan sonra başlatıldı ve ilk aşaması fenâ hâlde başarılı oldu: İslâm, önce, terörle özdeşleştirildi; sonra, Bizanslaştırılmış, Amerika'nın ayartıcı yollarla "hâmiliğini" üstlendiği seküler / ılımlı bir Müslümanlık biçimi, dünyaya ve İslâm dünyasına dayatıldı ve kabul ettirildi.

* * *

İkinci düzlem, İslâm dünyasında başlatıldı ve hâlihazırda Müslüman toplumlara şöyle denilerek bütün hızıyla derinlemesine köksaldırılmaya çalışılıyor: Müslüman toplumlar, Bizanslaştırılan / sekülerleştirilen / ruhu çalınan "ılımlılaştırılmış" "Amerikan İslâmı"nı benimsedikleri zaman, bu dünyada yaşayabilecekler. Aksi takdirde, bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklar!

İslâm'ın Bizanslaştırılması projesinin merkez üssü Türkiye'dir ve Türkiye'de, ikisi yaşayan, üç "aktör" üzerinden bu proje hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Ancak "yaşayan iki aktör ve üçüncüsünün taraftarları bu zokayı yutar mı; Amerika, bu iki aktörün, zokayı yutamayabileceği zokasını yutar mı; yoksa asıl zokayı biz mi yutarız?" sorusunun cevabını zamanla öğrenebileceğiz. Üç "aktör"ün kim olduğunu açıkça yazabilmem çok zor. Yazdıklarımı diken üstünde yazıyorum zaten!

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?i=32643&y=YusufKaplan

 

Yorum;

Zokayı yutan 3 aktör kim?

Bence bu “Bizanslaştırma projesinde” zoka  İslam dünyası genelinde

ve Türkiye(Osmanlı)özelinde “fıkıhsız İslam”ın kabul edilmesiyle yutulmaya başladı

ve son noktaya da  ulaştı.

İlmihal kitaplarıyla “İslamiyet”yaşanacak sanıldı ;yani islamın sadece

İbadetler yönüne bakıldı düzen yönü unutuldu sonuç malum.

Müslümanlar aslında kendileri yuttu zokayı,yutturulmadı.

Zillet ve meskenet…

Yazarımız yazmasa da aktörler malum “milli görüşçüler,nurcular ve ilahiyatçı hocalar”

Allah u Teala imhal eder ihmal etmez.

Mehil de tamamlanmak üzeredir inşallah.

Sahne hazırlıkları ha tamamlandı ha tamamlanacak.

Gerçek “aktörler”in sahneye çıkması çok yakındır Allahın izniyle…

En büyük oyun başlamak üzere…

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 155 | Tarih: 3.06.2012
Ahmet Hakan
İslam’da kürtaj
Kürtaj cinayettir
3841 Okunma
60 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Yeni dünya dini:"Bizantinizim"veTürkiye'nin zor r
Zokayı yutan 3 aktör kim?
1315 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Altan
Kadın Düşmanlığı
Yorum Yok
1250 Okunma
Vahap Alma
Mahir Kaynak
Bu hafta yazısı yok.
HÜSNÜ MÜBAREK
1200 Okunma
8 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Zina, Kürtaj, Fuhşiyat...
Yorumsuz
1172 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Tasma, pranga ve kelepçe
NİYET VE ÜSLUP
1150 Okunma
Tayibet Erzen