CHP’ye çağrı: Bölünün belki büyürsünüz
1361 Okunma, 3 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

25.02.2012

FAZİLET Partisi’nin kapatılmasının ardından iki ayrı partinin doğma ihtimali, tarafları inceden tedirgin etmişti.

“Bölünüyoruz, küçüleceğiz” endişesiydi bu...

Fakat çok geçmeden anlaşıldı ki: Yersiz bir endişe imiş bu...

Çünkü:

Bölünen parçalardan biri küçüldükçe küçüldü, diğer parça ise büyüdükçe büyüdü.

Bakınız: Saadet Partisi... Bakınız: AK Parti...

* * *

Bir partinin içinde iki ayrı “dünya görüşü”, iki ayrı “yöntem anlayışı”, iki ayrı “duyarlılık” varsa...

Ve bu ikisi birbiriyle “uzlaşmaz” durumdaysa...

İlle de “bölünmeyelim” diye tutturmaktansa...

“Bölünelim, siz de kurtulun biz de” denilmesi daha evladır.

* * *

“Bölünmeye övgü” başlığı altında söyleyecek çok sözüm var.

Ama en başta iki temel faydayı hemen söyleyeyim:

BİR: Parti içindeki iki ayrı duyarlılıktan ortak bir duyarlılık çıkarmaya çalışmak için enerji harcamaya gerek kalmaz, enerji tasarrufu sağlanır.

İKİ: Parti, iki ayrı duyarlılığı da incitmemek adına kamuoyuna muğlâk bir bildiri sunmak durumundan kurtulur, bildirisini netleştirir.

* * *

Bugünün CHP’sine baktığımızda iki temel sorun görüyoruz:

BİR: Enerjisinin önemli bir bölümünü parti içi çekişmelere ayırmak zorunda kalıyor.

İKİ: Parti içindeki iki farklı duyarlılığı idare etmek adına ortaya doğru dürüst bir “bildiri” sunamıyor.

* * *

“İki ayrı duyarlılık” nedir mi?

Açıklayayım:

BİRİNCİ DUYARLILIK: Çağdaş sosyal demokrat bir parti olma özlemi içindeler... “Özgürlükler” diye tutturalım diyorlar. İktidarı “özgürlükler” açısından sorgulamak istiyorlar. “Türbana özgürlük isteyelim” diyorlar. Şehirlerin lüks semtlerinin dışına çıkmak istiyorlar. Kürt sorununun çözümünde demokratik yöntemleri benimsiyorlar. Günümüzde ortaya çıkan “adalet” ihtiyacını dile getiriyorlar. Türkiye’nin yeni statükosuyla mücadele etmek istiyorlar. Avrupa normlarına sarılıyorlar. Ulusalcı çizgiyle araya mesafe koymak istiyorlar. Umudu seslendirmek istiyorlar.

İKİNCİ DUYARLILIK: “Ulusalcılık yapalım” diyorlar. “İrtica tehlikesinden söz edelim” diyorlar. “İmam-hatiplerin önünü açtırmayalım” diyorlar. “Türban, ille de türban diye tutturalım” diyorlar. “Kürt sorununda ödün vermeyelim” diyorlar. “Cumhuriyet’in ilk dönem uygulamalarına yanlış da olsa sahip çıkalım” diyorlar. Yeni statükoyla mücadele etmek yerine eski statüko özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Avrupa’ya kuşkuyla yaklaşıyorlar. Umut yerine umutsuzluğu, iyimserlik yerine karamsarlığı aşılamak istiyorlar.

* * *

Bu “iki duyarlılık” arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen mücadele şunlara yol açıyor:

-  Partiyi yiyip bitiriyor.

-  Enerjisini tüketiyor.

-  Cesur çıkışların önünü kesiyor.

-  Açık konuşmaya engel oluyor.

Böylece ortaya iki duyarlılığı da tatmin etmeyen bir parti çıkıyor.

Ulusalcının da, sosyal demokratın da şikâyetçi olduğu bir parti...

Oysa bölünseler...

Her iki duyarlılık da şöyle aslanlar gibi bildirilerini topluma açıklama imkânına kavuşsa...

Biz de görsek: Ulusalcılar mı yaman, sosyal demokratlar mı?

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19995383.asp

 

 

Yorum:

Bölünmenin faydaları

Her şey bölünerek yaratılmıştır. Gökler ve yer yani kâinat da insanlar da. Allah göklerin ve yerin fâtırıdır. İnsanında fâtırıdır. Fütur çatlak demektir. Gökler ve yer yani kâinat çok küçük bir şey iken fetr ile yaratılmıştır. İnsan da fetr ile yaratılmıştır. Fıtrat kelimesinin kökü de budur.

İnsan önce tek bir hücredir. Hücre büyür ve yeterli büyüklüğe ulaştıktan sonra hücre ikiye bölünür ve sonra aynı döngü bu iki hücre için geçerli olur. En sonunda olgun bir varlığa dönüşür. Aynı şey kâinat için olmuştur.

Bölünme yeterli olgunluğa ulaştıktan sonra iyidir. Eğer bölünme yeterli olgunluğa ulaşmadan gerçekleşirse bölünen iki yapı da yaşayamaz.

Bölünmenin bir şekli de büyüme değil yaşlanan hücreden yeni bir hücrenin doğmasıdır. Yaşlanan hücre bölünür, yeni hücre doğar ve yaşlanan hücre ölür.

Fazilet Partisine kapatılma davası açıldıktan sonra Süleyman Karagülle ve Reşat Erol ile beraber şu anda milletvekili olan Gürsoy Erol’un evine gitmiştik. Orada Süleyman Hoca partinin bölünmesinin kötü değil iyi olduğunu hatta belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bölünmesinin şart olduğunu söyledi. İlk başta hepimize ters geldi, sonra anlattıktan sonra böyle olması gerektiğini anladık. Ancak bölünme olduktan sonra bölünenlerden Ak Parti iktidara geldi, Saadet Partisinde ise ciddi gerilemeler yaşandı. Oysa ikisi de ilerleyebilirdi. Bana göre Ak Partinin ilerlemesi hak yolda değildir. Saadet Partisinin gerilemesinin sebebi de hak yolda ilerlemeye çaba göstermemesidir.

CHP için de bölünme iyi olabilir, kötü olabilir. Ancak mesele bölündükten sonrasıdır. Eğer bu şekilde devam edecekse başarıya ulaşamayacakları ve sürekli birbirlerini yiyecekleri açıktır.

 

 

Lütfi Hocaoğlu


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
26.02.2012
06:57

Dün akşam ilginç bir olay yaşadım:

Danışmanlık yaptığım şirketten çıkıyorum...

Altında HAS Parti ilçe merkezi var; onlar da toplu olarak aynı anda çıkıyorlar...

Karşılaştık... İçlerinde yakından tanıdıklarım var...

- "Nereye?.." dedim...

- "Erbakan'ı Anma Prgramına..." dediler...

*

Bir de;

yakından tanıdığım "biz niye bölündük, buralarda ne işimiz var" demez mi?!.

böyle diyen daha yakın bir arkadaşımızın kardeşi...

Numan beye tavsiyelerimizi biliyor...

bilene onları hatırlattım...

"haklısın" dedi...

ayrıldık...

*

sonunda...

ve sonuç olarak...

birleşme yerini söyledim:

"ADİL DÜZEN" VE ADİL DÜZEN ÇALIŞMALARI...

*

selam ve dua ile..

reşad

Reşat Nuri Erol
26.02.2012
07:45

TEVFİK DİKER bu haftaki yazısının başında şöyle yazıyor:

"Numan Hoca bana göre SP’den ayrılmakla HAS Parti’ yi kurmakla yanlış yaptı. Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan başta olmak üzere bazı isimleri SP GİK’e almalıydı. SP’de Erbakan-Kutan-Numan birlikteliği yerel genel seçimlerde SP’ye %5 kritik eşiği aştırmıştı. Numan Hoca, Erbakan Hoca ile diyalog içinde SP Lideri olarak Genel Seçimlere girseydi %10 ülke barajını aşma ve bugün için TBMM’de olma imkanını yakalardı..."

***

devamı www.rotahaber.com'da...

Reşat Nuri Erol
26.02.2012
08:07

bugünkü yeni şafak'ta RECAİ KUTAN ile yapılan röportajda "bölünme" ile ilgili ilginç bir "bölüm var:

Sitem etmiştik ama Erdoğan haklıymış 'Ergenekon davası süreciyle birlikte 28 Şubat da artık aydınlanmaya başladı' diyorsunuz. Arada nasıl bir bağlantı var? AK Parti döneminde sorunlar artık açıkça müzakere edilmeye başlandı. Tabular ortadan kalktı. Ergenekon'un ucu gene cuntaya dayanıyor. 28 Şubat'ı yapanlar ile Ergenekoncular arasında bir bağlantı olabilir ki, inanıyorum yakında bu ortaya çıkacak. Başbakan Erdoğan'ın gruptan kopuşuyla ilgili şimdi ne düşünüyorsunuz? Hâlâ kırgın mısınız? 25-30 senedir omuz omuza bir mücadele vermiştik. Ayrılıp iki parti haline geldiğiniz takdirde siyasetin doğası icabı kardeşler karşı karşıya gelir. Yazık değil mi? Kaldı ki Erbakan Hoca'nın yaşı kemale ermişti. Birkaç sene sabredilseydi zaten partinin yönetimi Erdoğan'ın elinde olacaktı. Bu gerekçelerle o dönem biraz sitem edilmişti ama şimdi kararlarının doğru olduğunu görüyorum. Çok da başarılı bir yönetim gerçekleştirdiler.





Sayı: 141 | Tarih: 26.02.2012
Mahir Kaynak
Ekonomik kriz
Yeni düzen
2027 Okunma
20 Yorum
Süleyman Karagülle
Yusuf Kaplan
Küresel sistem çökerken Türkiye nereye?
Cemaat içinden Ak parti başından mı?
1405 Okunma
3 Yorum
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
CHP’ye çağrı: Bölünün belki büyürsünüz
Bölünmenin faydaları
1361 Okunma
3 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Altan
4 + 4 + 4
İslam Denince...
1096 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Şevket Eygi
Yeni Camiler Sadra Şifa Olmadı
İslam'da Camiler
1082 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
İslami kesim içinde Cumhuriyet tarihinin en büyük
Safları Belirleme Zamanı
1000 Okunma
Tayibet Erzen