Mahir KAYNAK
Joe Biden ülkemizde
4 Aralık 2011 Pazar
Ülkesinin dış politikasının sadece uygulayıcısı değil üreticisi de olan Joe Biden ile konuştuğumuz en önemli konu, tahmin edeceğiniz gibi, PKK terörü oldu.
Bazı yazarlar bu örgütün şimdiye kadar görülenlerden farklı, birçok ülkede örgütlenmiş güçlü bir yapı olduğunu söylüyordu. Bu sözlerin örgütü yıllardır tasfiye edememenin gerekçesi olarak söylendiğini düşünüyordum. Gerçekten etrafı düşmanlarıyla çevrili, ekonomisi yok denecek kadar zayıf, eğitim düzeyi düşük bir kitlenin dünyaya meydan okuması bir mucizeydi. Üstelik meydan okuduğu güçler ABD, Türkiye gibi büyük güçlerdi.
Herkes bu hikayeye kendini kaptırmışken ben şöyle bir model kurdum. Örgüt başlangıçta küçük bir yerli kuruluş iken daha sonra dünyaya yön veren güçlerin kontrolüne girdi ve bu örgüt üzerinden Türkiye’yi istedikleri istikamete yönlendirdiler. Resmi ideoloji Türkiye’de yaşayan herkesin Türk olduğunu anayasasına yazmışken şimdi farklı soyların yaşadığı bir ülke olmayı kabul ettik. Tarihimizle yüzleşmemiz de bu sürecin bir parçası olarak gelişti.
- PKK başlangıçta ülke içinde kuruldu. Dış güçler kullandı. ABD ve Türkiye’ye meydan okuyor.
- PKK’yı CIA MİT’e kurdurdu. Çekiç Güç onu semirtti. Şimdi tasfiye ediyor. Belki de Suriye’ye kaydırmak istiyor. Böylece Suriye ile Türkiye kapışacak, İran arkadan vuracak. İslam alemini birbirine kırdıracak.
Yakın tarihimizin yazılandan farklı olduğunu akıl yoluyla anlayabiliyordum ama tarihçi olmadığım için doğrusunu bilmediğim olayların anlatılışının yanlış olduğunu söyleyemezdim.
Olaylar Kürt, siyasetçilerin zannettiği gibi, kendileri tarafından yönlendirilmiyordu. Türkiye bölgesel bir güç olmak için herkesin soyunu kabul etmeli ve resmi ideolojinin savunduğu ilkeler yerine tüm bölgenin benimseyeceği bir model oluşturmalıydı. Bu Türkiye için bir kayıp değil tarihin bahşettiği bir şans idi. Gelişmeler Türkiye aleyhine olmadığı için içeride bunları destekleyen güçler oluştu.
- Orta Doğu birliği ancak, Orta Doğu’da ırklara özerklik verilirse sağlanabilir. Türkiye’nin aleyhine değildir.
- Türkiye devletçiklere ayrılacak, İsrail’in atom bombaları altında Ortadoğu Birliği oluşturulacak. AB’ye ve Rusya’ya karşı denge oluşturulacaktı. Türkiye lehine değil Türkiye’nin ısınması idi. Şimdi Türkiye İsrail birliği ile bu işi yapmak istiyorlar.
Olaylar eğer siyasi bir amaca hizmet ediyorsa bu sorunun çözümü olayları sona erdirir. Mesela 1980 darbesinden önceki olaylar, ulaşılmak istenen hedefe varılınca, yani darbe gerçekleşince ansızın durdu. Darbenin amacı ülkemizi Batı ile ekonomik olarak bütünleştirmekti. O da Özal iktidarıyla gerçekleşti. Bugünkü hedeflerin tohumları o zaman atıldı ama Türkiye’yi Avrupa’nın bir parçası olarak korumak isteyen güçler yenilemedi.
Joe Biden yetkililerle konuşurken içinden PKK için saniyelerle ölçülecek bir ömür biçiyor ama önümüzdeki dönemde Türkiye’nin oynayacağı rol, ABD’nin de geleceğini önemli ölçüde etkileyeceği için, bu konu sanki önemsizmiş gibi, ikinci derecede de onları konuşuyor
- Biden Türkiyesiz de PKK’ya saniyelerle ömür biçiyor.
- İsrail’in Orta Doğu’ya hakim olması için Türkiye’nin ve İran’ın kapışması gerek. Bütün tezgahlar bunun üzerine çalışıyor.
Herkes özgürlük, demokrasi, basın özgürlüğünü tartışır ama ben sadece meselelerin siyasi sonuçlarıyla ilgilenirim. Şimdi Suriye’de ne olacak diye sorulurken benim cevap aradığım soru Rusların bölgede askeri güç olmak istemelerinin amacı ne, yeni bir soğuk savaş senaryosu mu yazılıyor? Bu soğuk savaşta Avrupa, eskisinde olduğu gibi, ABD ve Rusya’nın kontrolü altına mı girecek? Çin gerçek bir hasım olarak bu iki gücün hedefinde mi yer alacak? Bugün yaşanan ekonomik kriz bu hedefe ulaşmak için mi kurgulanıyor? Avrupa’ya çaresizliği mi anlatılıyor?
- Soğuk savaş senaryosu mu?
- Sermaye o günleri mumla arıyor.
- AB ABD ve Rusya’nın kontrolüne mi girecek?
- AB ve Rusya yeter derecede akıllandı. Birleşecek. Çin ve Hint’in Doğu bloğu olması isteniyor. ABD kuleleri gibi yıkılacak.
- Çin nerede yer alacak?
- Sermaye Çin’in ABD desteğinde cephe almasını istiyor. Ama Çin Rusya ile birlikte.
- Krizlerin sebebi bu mu?
- Siyasi gücünü kaybeden Sermaye dünyayı fitneyle boğuyor.
- Avrupa’yı çaresiz bırakıyor.
- Dünyayı çaresiz bırakıyor, Sermaye. Allah da Adil Düzen’i hazırlıyor.
Ortada PKK gibi büyük bir tehlike dururken benim böyle konularla uğraşmam anlamsız görünebilir ve Biden’in bu sorunu çözmek için geldiği düşünülebilir.
- Biden PKK için gelmedi.
- Mahir’den bilgi almak istedi.
MİT’in görevi
10 Aralık 2011 Cumartesi
Son günlerde MİT’in kara kutusunun itirafları ve benzeri sözlerle istihbarat tartışılıyor. Gazetelere yansıyan haberler ülkemizde istihbarat faaliyetinin yapılmadığı anlamına geliyor. Gazetelerde geçen hiçbir faaliyet istihbarat teşkilatlarının görevlerine girmez. Bu faaliyet şöyle yürütülür: Devlet genel bir dünya değerlendirmesi yapar ve ülkemize yönelik faaliyetlerin hangi güçler tarafından yürütüleceği tahmin edilir. Ayrıca bunun için hangi metotların kullanılmasının muhtemel olduğu hakkında bir değerlendirme yapılır. İstihbarat teşkilatı bu değerlendirme istikametinde haber toplar ya değerlendirmenin değiştirilmesi istenir ya da değerlendirmenin doğruluğu saptanarak karşı faaliyetler yürütülür. Bu konuda hatamız şudur: Ülkemize yönelik faaliyetlerin komünizm, irtica, Kürtçülük gibi ideolojik temeller üzerine oturtulan faaliyetler olduğunun peşinen kabul edilmesi ve bu konulara ağırlık verilmesidir. Oysa yabancı güçler en sevdiğiniz ideoloji ve değer yargıları üzerine projelerini inşa ederler. Mesela ülkemizdeki darbelerin hem yabancılar tarafından planlandığını söyleriz hem de Kemalist ideolojiyi korumak adına yapıldığı ilan edilir. Böylece bir açmaza düşeriz. Kemalizm yabancılara daha mı yakın diye anlamsız sorular aklımıza gelir.
- MİT’in görevi rejimlerin veya mezheplerin dostluğuna veya düşmanlığına dayanmaz, ülkenin korunmasına dayanması gerekir. Bizde böyle değildir.
- MİT’in görevi Sermayenin emrinde olan CIA’nın dediklerini yapmaktır. CIA Sermayenin emrinden çıktı. MİT de Ordunun emrine girdi.
MİT’in görevi stratejik istihbarat yapmaktır. Bunu şöyle bir benzetmeyle açıklayabiliriz. “Eğer MİT’i yöneten kişi olsam ve yanımdan silahı omzunda bir terörist geçse dönüp bakmazdım bile. Çünkü onu yakalamak emniyetin görevidir. Ben örgütü kimin desteklediğini, bunun siyasi amacının ne olduğunu, hangi sosyal tabana dayandığını anlamaya çalışır ve hareketi çökertecek yollar arardım.”
- Suçluyu yakalayıp cezalandırmak Polisin, suçu işleten örgütü bulup çökertmek MİT’in görevi olmalıdır.
- MİT’in görevi suç örgütleri ortaya çıkarmak ve bunların faaliyetlerini legal örgütlerle önlemek olmalıdır.
***
Bizde her türlü yıkıcı faaliyetin silahlı kişilerce yapıldığı kanaati yaygındır. Oysa bir ülkeyi bu gibi eylemlerle yıkmak mümkün değildir. Yabancı güçler daha çok ekonomik yapıya nüfuz edip onu kontrol etmek, bu gücü kullanarak medyayı ele geçirmek ve halkı kendi istekleri yönünde şartlandırmak isterler. Ayrıca yabancı güçlerin tek hedefinin ülkeyi yıkmak ya da parçalamak olduğu düşüncesi yanlıştır. Siz olsanız bir ülkeyi yıkar mısınız yoksa güçlendirip kontrol mü edersiniz? Yıkıcı faaliyetler çoğu zaman bir örgüttür ve devlet onunla uğraşıp, halk tek problem olarak onu görürken asıl proje arka planda yürütülür. Mesela 12 Eylül öncesi anarşiyi destekleyen yabancı servisler, darbe ve darbe sonunda ülkenin ekonomik yapısını değiştirtmek istediler ve başardılar. Bunların kötü olduğu da tartışmalıdır ama biz farkında olmadan bir yere götürüldük.Yarın bu metotla bizi dağıtabilirler de.
- Ülkeler ekonomik araçlarla kontrol altına alınır. Medya ele geçirilir. Silahlı güç kullanılır. Devlet emre alınır.
- İktidar dinlerse yaşatılır, dinlemezse indirilir, indirilemezse devlet parçalanır.
İstihbarat teşkilatı bizi kimin nereye götürmek istediğini öğrenmeli ve sürecin kontrolünü devletimiz ele almalıdır. 1990-2000 yılları arasında ülkede bir kaos yaşanıyordu. Ancak yapılanlara bakarak bir değerlendirme yapılırsa insanların problemi çözemedikleri görülür. Bu süreçte, dünyada ne olup bittiğini kimsenin merak etmediği, etseler bile anlayamayacakları bir dönem yaşanıyordu. Oysa Dünyada Soğuk Savaş döneminin dengesi sona ermiş, kaotik bir ortam egemen olmuştu. Terörle mücadele ettiğini söyleyenlerin bunun farkında olmadıkları belliydi.
- Dünyada 90lı yıllarda kaos yaşanıyordu. Sosyalizm gitmiş dengeler bozulmuştu.
- Bundan yararlanarak Adil Düzen’in politikası ortaya çıktı. Şimdi de kendisi ortaya çıkacaktır.
Yorum:
PKK’yı Suriye’ye taşıyacaklar. Türkiye’yi Suriye’ye saldırtacaklar. İran’la anlaşarak saldırtacak. Suriye’ye demokrasi gelecektir.
Devletin görevi dış savunmadır. İstihbaratı ancak savunma amaçlı kullanır. Vatandaşlara karşı kullanamaz. Onları takip edemez. İç güvenlik illere aittir. İller iç güvenliği sağlar.Bunun için il istihbarat örgütünden yararlanılır. Provoke meşru değildir. Bucaklarda ise istihbarat yoktur. Başkan kişileri ayrı ayrı takip eder.
Sermaye siyasi gücünü kaybetmiştir. Ekonomik güç elindedir. Siyasi gücü tekrar kazanmak için dünyayı fitneye vermektedir. Savaşın sonunda mağlup olacaktır. Süper güçler anlaşacak ve Sermayenin hakimiyeti sona erecektir.
Duamız budur.