Kaçan kurtulur
1008 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

23.07.2011

DEDİM Kİ: “Ortalık biraz sakinleşsin de ara vereyim.”

Hay demez olaydım!
Krizin biri bitmeden biri patladı.
Ne biri yahu...
Biri bitmeden ikisi geldi, ikisi bitmeden üçü...
O oldu, bu oldu, şu oldu.
Sanki olup bitenler az gelmiş gibi “kadim” sorunumuz “Kıbrıs sorunu” bile devreye giriverdi.
En son dün “PKK yandaşlarına hadlerini bildirmek isteyen hassas vatandaş” olayı da patlak verince...
“Ortalık biraz sakinleşsin de ara vereyim” yaklaşımını terk etmeye karar verdim.
Annemin de işaret ettiği gibi:
Memleketi ben mi kurtaracaktım?

Zaten bir süredir bedenim işte, ruhum tatildeydi. Tecrübeyle sabittir:
Beden işte, ruh tatilde olunca...
İnsan daha çok yoruluyor.
Enis Berberoğlu'nun yüksek müsaadeleriyle bedenimi de azat ediyorum.

Süper mutluyum!
Düşünsenize:
“Jöleli”nin “malum uçak”taki çalımına maruz kalmak yok.
“Bir tane de Türkçe söyleseydi” türü sersem tartışmalara girme zorunluluğu yok.
Rauf Denktaş / Mümtaz Soysal çizgisine bin selam sarkıtma mecburiyeti yok.
Emine Ayna yok...
Nispet yaparcasına Bodrum izlenimlerine abanma yok.
Kalem kavgası yok, meydan dayağı yok.
Ayşe yok, Ali yok. Hatta Banu bile yok.
“Hassas vatandaşlarımıza anlayışla yaklaşalım” türü olası yaklaşımları okuyup kafayı yemek yok.
Şike yok... Aziz Yıldırım yok... “Hassas taraftar” hışmına uğrama korkusu yok.
Hakiki kabine yok... CHP'nin gölge kabinesi bile yok...
“Dokunmak da ibadettir” türü densizlikler yok.

Kısacası...
Şairin pek iddialı ve pek gülünç bir şekilde söylediği gibi: Alıp başımı gidiyorum efeler gibi hey!
Üç vakte kadar dönerim.

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

Yorum:

Adalet herkese lazım olan bir nimettir

Ortalık sakinleşmedi. Genel Kurmay başkanı ve üç kuvvet komutanı istifa etti ve gündeme bomba düştü.

28 Şubat dönemini düşünün. Unutmuş olabilirsiniz, tekrar düşünün. Gazete arşivlerine bakın ve hatırlayın. Sonra tekrar düşünün. Ne günlerdi o günler. Azıcık inancı olan insanlara yapılan baskıları hatırlayın.

1999-2000 yılları arasında şu anda Yenibosna'da yaptığımız Kuran seminerlerini Üsküdar'daki İslam Medeniyeti Vakfı'nda yapıyorduk. Reşat Abi'de vakıf mütevelli heyetindeydi. Halen de heyette. O dönemde öyle bir baskı vardı ki bir toplantılarında mütevelli heyet üyeleri olan eski müftüler ve ilahiyat profesörleri bizim orada yaptığımız seminerler nedeniyle 28 Şubat'ın gadrine uğrayacaklarını düşünerek orada çalışma yapmamamızı istediler. Yani bizi kibarca kovdular. Ondan sonra Yenibosna'ya geldik.

Bu, o dönemin en küçük bir örneği idi. İnsanlara öyle bir baskı yapılıyor, gereksiz yere suçlanıyorlar ve saçma sapan sebeplerle hapse atılıyorlardı. Tayyip Erdoğan bir şiir yüzünden hapis yatmış, bir çok insan mahkemelerde süründürülmüş, pek çok öğretim üyeleri üniversitelerden atılmış, pek çok asker ordudan haksızlıkla atılmıştı. Sadece imam hatiplerin önünü kesmek için üniversite sınavlarında puan sistemlerini değiştirdiler ve ülkenin en önemli ihtiyacı olan meslek liselerinin işinin bitmesine aldırmadılar bile.

Gün geldi, o günlerde bu adaletsizliği destekleyenler aynı duruma düştüler. O zaman insanlar 'bu yapılanlar adaletsiz' dedikçe aldırmayan bu kimseler şimdi 'bu yapılanlar adaletsiz' demeye başladılar. Daha 10 yıl önce hayal bile edilemeyen şeyler oldu. Yüzlerde komutan sadece yapılan suçlamalarla hapis yatmaya başladı ve daha ne kadar yatacakları da belli değil. Evet, açık ve net olarak söylenebilir ki bu yapılan da adaletsiz.

Adalet herkese lazım olan bir nimettir. Bir insan suçlu değilse suçsuzdur. Suçu ispat edilene kadar suçlu muamelesi göremez, hapislerde yatırılarak yargılanamaz. Hak ne ise o haktır. Uygulayan ve uygulanana göre hak değişmez.

Adaletli olalım. Gün gelir, yine her şey tersine dönebilir. Adalet sisteminin düzelmesinin tek yolu hakemlik müessesesinin gelmesidir. Sadece hakemlik müessesesi de yetmez. Adaletin gelmesi için adı üstünde olan Adil Düzen'in gelmesinden başka bir çözüm görünmemektedir.

Eğer insanlar kendilerini düzeltip Adil Düzen'in gelmesi için çalışmazlarsa sonunda çıkacak kargaşalar ve sosyal tufanların sonunda Allah bizi helak eder ve yeni bir kavim getirir ve o kavim Adil Düzeni getirir ve onlar da bizim gibi yapmazlar.

Gelin kendimizi düzeltelim. Hakkın gelmesi için çabalayalım, çalışalım. Adaleti getirelim. Çünkü adalet çok büyük bir nimettir ve ona ihtiyacı olmayan hiç bir insan yoktur.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 111 | Tarih: 31.07.2011
Mahir Kaynak
Fantezi
Siyasi Model
1715 Okunma
11 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Bu Düzene İyi Denmez
İsteyen Öğrenir
1163 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Kaçan kurtulur
Adalet herkese lazım olan bir nimettir
1008 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Diyarbakır'dan Kürt siyasi hareketine bakış 1
Sözün bittiği yerdeyiz!
935 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler