Savaştaki saldırıda PKK’nın yenilmesinin çözüm olabilmesi için İşsizliğe çare bulmalıyız. Yalnızca Doğu’da çözüm yeterli olmaz, sonra başka bölgelerimiz terörleşmeye başlar. 1973’de Erbakan başbakan yardımcısı oldu. Akevler olarak tebrik etmeye gittik. Bizden önce İzmir’deki BMC Fabrikası mensupları içerdeydi. Girince Erbakan bize dedi ki; “BMC’ye dedim ki, şimdiye kadar size kredi verdiler, şimdi Anadolu işadamlarına vereceğiz dedim.” Ben de, “Yanlış olmuş, firmalara çalıştıkları işçi sayısı ile orantılı kredi vermeliyiz” dedim. İki hafta sonra Grup Toplantısında dört saat konuşmayı kararlaştırdık. Akşamüstü Meclis’te idik, bakanlar grup toplantısından çıktılar. Erbakan “Yarın gelmezlik yapmayın” dedi. Ertesi gün Oğuzhan ve Korkut gelmedi. Yasin Hatipoğlu da muhalefet etti, sonra da cevabımı dinledi. Sonra Erbakan kredi önerisini bizi devre dışı bırakarak uygulamak istedi başaramadı. O önerimi size arz ediyorum.
İşletmelere çalıştırdıkları işçilerin ücretlerini ödüyoruz ve işvereni borçlandırıyoruz. Böylece işçi patrondan iş isterken sermayeyi de getirmiş olacağından, grev ve lokavtlara gerek kalmadan denge kuruluyor. Merkez Bankası bu parayı bastırıyor ve bankalara dağıtıyor. Kredi, para değeri korunmak şartıyla faizsizdir. İşçi kendisi işyeri kurmuşsa kendi işçilik kredisini kendisi kullanır. Ödeyemediği takdirde kredisini kapatmış olur. Zamanından önce öderse kredisini artıracaktır. Ayrıca çalıştırdığı işçi sayısına göre de hammadde kredisi verilecek. Harcamaların muhasebede görülen miktarın bedelini banka ödeyecek ve faiz istemeyecek. Hattâ ödeme zamanını da belirlemeyecek. Sadece yeni kredi alamama durumunda olacaktır. Öldüğünde malvarlığı kalırsa mirasından tahsil edilecek. Kredi alacağından dolayı kimse malen de olsa rahatsız edilmeyecek. Bu paranın emisyonu olduğu için zararlı değildir. Kimin eline geçmişse o kazanmış olacak, vergisiyle o ödemektedir.
Böyle bir kredi ile kredilendirme ABD’deki sömürü sermayesini rahatsız eder ama dışa bağlı Türk sermayesini memnun eder. Böylece Türk sermayesini dışa bağımlılıktan kurtarmış oluruz. Bağımsız hâle gelen ve faizsiz çalışan Türk sermayesi ucuza mâl ettiklerini kolaylıkla dışarıya pazarlama imkânını bulur ve böylece dünyaya Türk sermayesi hükmetmeye başlar. Ordularla dünyayı işgal etme sistemi çoktan tarih olmuştur.
İşletmelere kredi çalıştırabilecekleri işçi adediyle verilir. Koç 10 bin işçi çalıştıracaksa, Taç 5 bin işçi çalıştırır. Bir atölye sahibi on işçi çalıştırır. Ödediği vergi arttıkça çalıştırabileceği işçi adedi ve kapasitesi de artırılır. Böylece sermayeyi en iyi değerlendiren kredi istihkak eder.
Faizle para çıkarma sistemi şimdilik devam edecektir. Üretim ve tüketim karşılığı çıkan para emek karşılığı ve faizsiz çıkacaktır. Ticaret ve hizmetlerde kullanılan paralar ise faizle çıkarılacak para olacaktır. Emek karşılığı çıkarılan para enflasyon yapmayacaktır. Çünkü çıkan para kadar mal üretilmiş olacak ve satılığa arz edilecektir. Satılırsa para geri dönecek, satılmazsa halkta para, tüccarlarda satılmak üzere mal bulunacaktır.
Bu sistemin çalışması için işçilere verilen kredi altın karşılığında olacaktır. Böylece çalışanların ücretleri sabit kalacaktır. İşçilerin ücretleri altın üzerinden olunca maliyetler de altın üzerinden olacağı için altın üzerinde yapılan spekülasyonlar iç piyasada etki etmeyecektir. Böylece Türk Lirası enflasyondan korunmuş olacaktır.
Devlet fiyatlara ve ücretlere müdahale etmeyecek, sadece kredileri resmi ücretlerle ve resmi fiyatlarla verecektir. Kendi sermayeleri ile iş yapanlar istedikleri fiyatlarla ve istedikleri ücretlerle anlaşma yapacaklardır. Verilecek krediler ise resmi fiyat ve ücretlerle olacaktır.
İşletmeleri sigorta yükünden de kurtarmamız için işçiler kooperatifler kuracaklar, kooperatifler sigortalayacak ve işçi istediği yerde serbestçe çalışabilecek, işveren de istediği işçiyi serbestçe çalıştıracaktır. İşverenler sermaye sıkıntısını değil, işçi bulma sıkıntısını çekeceklerdir. Böylece işveren ile işçi eşit seviyeye gelecek ve grev, lokavt, ücret pazarlıkları, sosyal haklar pazarlıkları olmayacaktır.
Evet, düzen değişecektir ama tekel olmayan sermayenin lehine düzen olacaktır. Sadece ABD’deki iki tekel firma rahatsız olacaktır, yani Erdoğan’a saldıran iki firma. Artık düşman saldırıya başlamadan ondan korkmak çöküp gitmek demektir.