Kooperatif-6; kooperatiflerin dünyadaki durumu
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bahar mevsimindeyiz, ülkemizdeki en güzel mevsim dönemlerinden birindeyiz…
Kış mevsiminin ardından bahar geldi, Kur’an ayı Ramazan geldi, bayram geldi…
Bu günlerde yani baharın ilk ayının son gününde ülkemizde bir ‘seçim’ yapıldı…
Seçim sonrası günleri yaşıyoruz; bahar mevsimi gibi güzel günler olur inşallah…
“Yeni Bir Anayasa” gündeme gelmişti; aylar önce Cumhurbaşkanı gündeme getirmişti ve bizler de haftalardan (26 haftadan) beri Doç. Dr. Süleyman Akdemir Hocamızla “Yeni Bir Anayasaya Geçiş Önerileri / Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” ana konusunu ve o haftadaki “Güncel Konuları” haftalık Salı seminerlerimizde ele almaya ve seminere katılan arkadaşlarımızla değerlendirmeye devam ediyoruz, İslam Medeniyeti Vakfı merkezimizde…
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, TBMM'nin açılışının 104. yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Meclis'te verdiği resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı, ‘yeni anayasa’ konusundaki açıklamaları anımsatılarak siyasi partilerde görüşme takviminin sorulması üzerine de en kısa sürede TBMM'de grubu bulunan bütün siyasi partilerle görüşeceğini belirtti; yani anayasa ile ilgili süreç resmen başlayacak...
Buraya kadar yazdıklarım bugünkü yazımızın girizgâhı olsun.
Önceki yazıda “kooperatifler sürdürülebilir kalkınma modelidir” demiş, ‘sonuç’ eksik kalmıştı; tamamlayalım: Buradan çıkan ‘sonuç’ geniş anlamda kamusal mallar olan hava, su, toprak, deniz gibi alanlar ile ulaşım, barınma, gıda, arıtma, enerji, yardımlaşma vs. gibi yerel düzeyde değerlendirilmesi gereken konularda yararlanma ve/veya külfetlerine katlanma noktasında toplumun tamamı ya da bir kesimi arasında adil bir anlaşmayla, üstelik dinamik bir şekilde pay edilmesine imkân sağlayan tek tüzel kişilik formunun kooperatif olduğudur.
Kooperatifçilik Sektörünün Dünyadaki Durumu
Kooperatifler dünyada, mal ve hizmetlerin üretiminde ve sunumunda, ortaklarının pazarlık gücünü arttırmada, tasarrufların ekonomiye kazandırılmasında, sermaye birikimini sürekli kılarak ekonomik büyümeye katkıda bulunmada, rekabeti korumada ve piyasaların yapısını ve işlemesini düzenlemede önemli görevleri yerine getiren sosyoekonomik kuruluşlar ya da işletmeler olarak kabul edilmektedir. Günümüzde kooperatifçilik, kamu ve özel sektör yanında “üçüncü bir sektör” olarak kabul edilmekte ve özel sektör ile birlikte ekonomik ve sosyal kalkınmanın lokomotifleri olarak görülmektedir. Dünyada rekabet ile kamu yararı arasında bir denge kurulması gerektiği belirtilmekte ve kooperatifler bu dengenin temel araçları olarak kabul edilmektedir. Avrupa Birliği’nde (AB), özellikle tarımsal girdi tedariki, kredi ve bankacılık, tüketim ve konut kooperatifçiliği önemli gelişmeler göstermiş, gelişmiş diğer dünya ülkelerinde de kooperatifler birçok sektörde çok önemli işlevler yüklenmişlerdir.
Tarihsel süreçte kooperatiflerin pek çok ülkenin ekonomik ve sosyal amaçlarına ulaşmasında önemli katkıları olduğu ve toplumsal kalkınmada önemli roller oynadığı gözlemlenmiş olup piyasa ekonomisinin hâkim olduğu pek çok gelişmiş ülkede, kooperatiflerin gelişmesi ve çalışma koşullarını iyileştiren ve destekleyen yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmıştır. Toplum içinde üretim gücü zayıf küçük üreticilerle alım imkanları sınırlı tüketicileri ekonomik ve sosyal bakımdan güçlendirmek üzere karşılıklı yardım, dayanışma ve eşitlik ilkelerine uygun olarak teşkilatlandırılan ‘kooperatifçilik sistemi’ emek ve sermaye birikiminin sağlanması, üretimin arttırılması, üretim tekniklerinin geliştirilmesi, ürünlerin değerlendirilmesi, düşük faizle kısa ve uzun vadeli kredi sağlanması, aracıların saf dışı edilerek üretici ve tüketicilerin daha çok korunması, ortakların kültür düzeyinin deneyimlerle geliştirilmesi, onlara kendi kendilerini yönetme yeteneğinin kazandırılması, toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarına olan ilgilerinin arttırılarak katılımlarının sağlanması ve böylece güçsüz fakat geniş kitlenin yaşam düzeyinin geliştirilmesi suretiyle toplumun ekonomik ve sosyal yapısının olumlu yönde değiştirilmesinde önemli derecede katkısı bulunmaktadır.
(Devamı var)