Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 29
Önceki yazıların da okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bu köşede yazılan “Millî Görüş ve Adil Düzen” içerikli bütün yazılarımız aynı zamanda “Necmettin Erbakan, Süleyman Karagülle, Arif Ersoy ve diğer merhum hocalarımızı anma yazılarıdır” çünkü bütün bu çalışmaları onlarla birlikte yaptık, dolayısıyla onları anıyoruz ki onların bıraktıkları yerden devam edelim ve miraslarını değerlendirelim…
“Kur’an Ayı Ramazan” ayındayız ya; hem ülkemiz hem İslâm âlemi hem de bütün beşeriyet yani bizi bekleyen insanlık geldi hatırıma, beklenen “Kur’an Nizamı” açısından…
“Kur’an Nizamı” deyince de elbette artık yarım yüzyılı da aşan “Kur’an merkezli Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni ve Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” çalışmalarımız hatırıma geldi ki; bu çalışmalarımız devam ediyor, elhamdülillah…
TÜRKİYE VE “BOSNA İLE GAZZE SOYKIRIMLARI”
-Türkiye son günlerde “seçim havasında” yani kendi iç meseleleriyle meşgul…
-Memleketlerim “Bosna ile Kosova’da soykırımlar” oldu otuz yıl önce…
-Gazze ve Filistin’de “soykırım” aylardan beri devam ediyor…
-Dünya yani insanlık âlemi ise “soykırımı” sadece izliyor…
-Türkiye de -maalesef- sadece izlemekle yetiniyor…
Önceki yazımda olduğu gibi bugünkü (17.3.2024) günlük okumalarımda da İsmail Kılıçarslan’ın bir yazısına yakalandım; “Bilge Başkanımız Aliya İzzetbegoviç ile Bosna ve Gazze soykırımları” içerikli “Değişen bir şey aramak” başlıklı yazısını okuduğumda…
Yazar yazısının en sonunda bizim ve insanlığın durumunu şöyle özetlemiş: ‘Aradan 30 yıl geçti neredeyse. Bosna’da olanın belki de 10 katı, 20 katı sertlikte bir soykırım yaşanıyor bugün Gazze’de. Aliya’nın şaşkınlığına benzer bir şekilde “değişecek bir şey arıyor” herkes. İnsanlıktan, adaletten, hukuktan yana bir şeylerin değişebileceğine dair bir inanç geliştirmeye çalışıyor herkes. Üzgünüm. Değişecek bir şey yok. Ya biz üstün gelmeye başlayacağız ve korkunç kötü bir barışa razı edecekler bizi ya da ölüp gitmemize seslerini çıkartmayacaklar. Çünkü bu dünya bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin dünyası. O yüzden, şairin dediği yere gidelim: “Gözlerim nemli değil, gözlerim namlu.”’
Bugün de “arif” olanlara “tarif” olarak aktaracaklarım bu kadar!
***
BELEDİYE-KOOPERATİF ORTAKLIĞININ TEMEL İLKELERİ
“Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği” konumuza kaldığımız yerden devam…
Kooperatiflerin muhasebe hizmetini “Adil Düzen” kriterlerine göre yürütebilmesi için muhasebe kursları açılmalıdır. “Adil Düzen Muhasebesi” öğretilerek; “İlk, Orta, Yüksek ve Üstün Ehliyetli Muhasipler” yetiştirilmelidir.
İlk Ehliyetli Muhasipler belli konularda yapılan borçlanmalarda muhasebe usulüne göre belgeler doldurabilmelidir. Orta Ehliyetli Muhasipler bunları kendilerine verilen programa kaydedebilmelidir. Yüksek Ehliyetli Muhasipler işletmelere programları uygulayıp kâr ve zarar hesapları yapabilmeli, bilançoları çıkarabilmelidir.
Üstün Ehliyetli Muhasipler ise programlar üretebilmelidir.
Belediye-Kooperatif-İşletme Ortaklığında mal, emek, mülk ve hizmetten başkalarına ne verilirse, bunun hesabı yapılmış olmalıdır. Belgelenip bilgisayara geçirilmelidir. “Ortaklık Muhasebesi” tutulması için muhasiplere “Genel Hizmet” payları verilmelidir.
Belediye-Kooperatif Ortaklığı ile “nispi temsil sistemi” siyasi parti ve sokak-site temsilcileri ile oluşturulmalıdır. Böylece bir “toplumsal temsil modeli” ortaya konulabilmelidir. Beldede ya da ilçede yaşayanların bir araya gelmesini yani kamusallaşmasını sağlayan bir ortak payda oluşturulabilmelidir. Belde veya ilçe halkının bilinçlendiği, bir araya gelebildiği kısaca kamusallaştığı Belediye-Kooperatif Ortaklığı ile yeni yönetim modellerini geliştirmeye şiddetle ihtiyacımız bulunmaktadır.
(Devamı var)