Bu yazı Fehmi Koru’nun 15.03.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/bir-dostumun-ardindan/

PALAS

1955’de İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun oldum. Mecburi hizmetim olduğu için makine kimyada Ankara’da göreve başladım. 5 sene Ankara’da kaldım. Demokrat Parti Sermaye tarafından sömürülmek için getirilmiş bir parti idi. Ne var ki Menderes ordu bozanlık yapmış ve Türkiye’yi tarım döneminden sanayii dönemine geçiriyordu. Sermaye ’de bunu durdurmak için şiddetli bir şekilde ona saldırıyordu. Ankara’nın her evi bir demokrat bir CHP partili tarafından yapılan tartışmalarla geçiyordu. TBMM binası ve onun karşısında olan Palas oteli hemen hemen her yerin konuşma konusu idi. Müslümanların orada söz sahibi oldukları görülüyordu. Otele karşı bir sempatimiz oluşmuştu.

1960’da İzmir’e gittim. Hava eğitim komutanlığında kontrol mühendisi olarak çalışmaya başladım. Sivaslı bir İmam Hatip Okulu öğrencisi olan İhsan Emci Güzelyalı’daki lisan okulu inşaatına geldi ve beni Türk Ocağı İzmir şubesinin genel kuruluna çağırarak yönetim kurulu üyeliğine davet etti. Israrla savunduğu bu isteğini sadece onun hatırı için kabul ettim. İhsan Emci’nin okul arkadaşı olan Fehmi Koru ile o vesile ile tanışmış oldum.

Fehmi Koru’nun babası Çankaya’da bir kolonya dükkânı işletiyordu. İl Genel Meclisi Üyesiydi. Son derece sade ve açık bir dükkânı işletiyordu. O vesileyle tanıştığım Muzaffer Koru ile sonra gerek Kooperatif gerekse parti kuruluşlarında hep birlikte çalıştık. Bu birlik sonunda dünür olmamıza kadar götürdü.

Koru’nun şimdi yazdıklarıyla öğreniyorum ki Palas Otelinin Müslümanların çalışma odağı haline gelmiş olması Koru ailesinin yakın dostları aracılığıyla olmuş. Ve şimdi onun anlattığı şekilde aramızdan ayrılmıştır. Babası da birkaç yıl önce aramızdan ayrılmıştı.

Bunları niçin anlattım? Mustafa Kemal Batı Trakya’dan gelmiş bir komutandı. Kendisi inkılaplarla ateistliğini yapıyordu. Hemşerilerine görevler veriyordu. Türkiye’ye gelmiş olan balkan muhacirlerini koruyordu. Bunun yararı olmuştur. Batı da eğitim görmüş Müslümanlar Türkiye’ye uygarlığı getiriyorlardı. Mustafa Kemal gerçekten dinsiz birisi olsaydı bu yerleştirmede dinsiz olan kimselere imkân sağlardı. Bu makaleden anlıyoruz ki Batılardan gelen muhacirlerin Müslim olanlarına görev verilmiş. Bu da onun dinsiz yürüttüğü siyasetinin bir oyalamadan ibaret olduğunu gösterir. Yine Balkanların muhaciri olarak gelen bir hocanın çocuğu olan Evren, Devlet Başkanlığı sırasında Mustafa Kemal hakkında araştırma yaptırmış ve bir kitap yazdırmıştır. Kitabın sonunda dan anlaşılıyor ki Mustafa Kemal İslamiyet’e karşı değildir, diye bitirir ve Türk Ordusuna İslamiyet’le beraber olmalarını emrediyordu. Bugün yazılan ve çizilenlere asla kulak vermeyeceksiniz. Onların hepsi Sermayeyi kandırmak için veya Sermayenin kandırması için yazılmış yazılardır. Kendimiz yazılanları değerlendirerek tarihi gelişme içinde gerçekleri ortaya çıkarmamız gerekir.

https://www.youtube.com/watch?v=Ry55CfPSw2Y&t=23s&ab_channel=AdilD%C3%BCzen