Biz bir işe kalkıştığımızda gerekli araştırmaları yaptıktan sonra istihare ederiz. Eğer bu olursa bu işi yapalım deriz. Yeni partinin kuruluşunda istiharelerimiz vardır.
1- “Adil Düzen” adını alacak. O zaman başka herhangi bir partide yer almayız. Aksi halde iktidarda olan partiyi destekleriz.
2- İktidara talip olmayacak, iktidarı güçlendirecektir. Bu düzende iktidar olma yerine; Hak düzenini, ortaklık düzenini, Kur’an düzenini, Adil Düzeni getirmek için parti kurulmalıdır. Bütün partileri ikna ederek ve kısmen parti olarak uygulayarak adım adım yeni düzeni getirmek için çalışılacaktır.
3- Kurucuların Ankara’da bir binası olacaktır. Bu bina kooperatife tapulanacaktır. Ortaklarına tahsis edilecektir. Ortaklar bu binayı partiye kirasız kullandıracaklardır. İsteyen ortak istediği partiye veya bir hayır müessesesine kullandırabilecektir. Taşrada parti kurmak demek; orada kooperatif kurmak, o kooperatifin il ve ilçe binalarını ortaklara aldırmak ve partiye kirasız kullandırmak şeklinde olacaktır. Kiralarla parti teşkilatı kurulmaz.
4- Parti binasının yanında bir işyeri de kooperatifçe alınır. Bu işyeri parti başkanına kirasız verilir. Parti başkanı da kirasız dükkânda iş yapar. Partide çalışan hiç kimseye ücret verilmez. Parti geçim yeri değildir. Parti toplantıları mesai saatleri dışında yapılır ve gönüllü olarak hobi şeklinde hizmet edilir.
5- Bir dergi çıkarılır. Partilerin kurucuları bu dergide karşılık almadan yazarlar. Dergide müşterilerle hakemlik şartını kabul eden işletmelerin de reklamları yayınlanır ve buna karşılık alınan reklam karşılığında derginin baskı masrafları karşılanır. Bu dergi yalnız kooperatife üye olanlara verilir veya satılır. Karşılığında alınan bedelle partilerin günlük giderleri karşılanır. Parti dergiye abone olma dışında üyelerden bir şey istemez, kimseden bir katkı kabul etmez. Sadece Kooperatiflere ortak olmaları istenir. Kooperatifteki kazanç payları parti ile paylaşılır.
6- Parti herhangi bir görüşü empozeye kalkışmaz. Partide her türlü görüş ve fikirler savunabilir. Parti fikirlerin bölüşüldüğü yer değil üretildiği yerdir. Kooperatifler orada üretilenleri uygulayan yerler olur. Üyeler görüşleri ortaya koyarlar. İsteyen istediği görüşü benimser. Bu makalemi Ahmet Davutoğlu okumalıdır; Reşat ulaştırabilir.
7- Ülkenin ve dünyanın ağır sorunları vardır. Ben burada sadece ekonomik sorun olan dört tanesinin başlıklarını vereceğim, ileride arkadaşlarım bu hususta açıklamalar yapacaklar. Diğer ilimde, yönetimde ve dinde olan sorunlar ayrıca ele alınabilir.
a) Faiz: Şimdiye kadar işe yarayan faiz, şimdi yeryüzünde tam istihdam sağlandığı için artık zararlı olmaya başlamıştır.
Partimiz bu sorunu faiz yerine “kredileşme ilkesi” ile çözmeyi esas alır, “faizsiz ön ödemeli sipariş kredisi” ile ve yatırımlarda “çalışma kredisi” ile çözer.
b) Enflasyon: Tam istihdam sağlandıktan sonra faizli sistem enflasyonu getirir. Faiz enflasyonu enflasyon faizi körükler. Faiz-enflasyon sarmalı ile devletler yıkılır.
Biz bunu “altın bono” ile çözüyoruz. Nakdi faiz karşılığı değil emek karşılığı ve ürün karşılığı çıkarıyoruz.
c) Dış Borçlar: Tam istihdam sağlanınca ancak enflasyonist bir ekonomi işleyebilir. Sermaye devletleri borçlandırarak ekonomiyi yaşatır. Herkes borçla yaşar hale gelir. Borç o kadar artar ki artık ödeme şansı kalmaz. Savaşlar ve terörle doların gücü korunmaya çalışılır.
Bize göre dış borçlar sorunu, dış borçlar iç borçlara, nakit borçlar mal borçlarına, borçlar iştiraklere çevrilerek çözülür. Kamu arazileri Semt kooperatiflerine iştirak edilerek arsa payları ortaklara satılarak borçlar halkta karşılığını bularak ödenmiş olur.
d) İşsizlik: Ülkenin en büyük sorunu işsizliktir. İşçi iş arıyor işveren işçi arıyor ama işyeri bulunamıyor. Halk mal arıyor, mağazalar da müşteri arıyor ama müşteri bulamıyor. Halk kiralık ev arıyor ev sahipleri kiracı arıyor ama evler boş duruyor. Herkes çalışmadan yaşamak istiyor, herkes öğrenmeden diploma peşinde koşuyor. Öğretmen bıkmış öğrenci bıkmış, patron bıkmış, işçi bıkmış, imam bıkmış, cemaat bıkmış gözüküyor. Ordumuz dışında hevesli olarak canla başla işe sarılan gözüküyor. Bıkkınlık en büyük sorunumuz olarak karşımızda duruyor.
Bu sorunu çalışmada ve yaşamada birbirleriyle anlaşabilecekleri bir araya getirerek aralarında iktisadi ve içtimai dayanışmayı sağlamakla başarabiliriz. Elli sene önce kurduğumuz kooperatifin gaye maddesi bu idi. Bugün bu gaye yüz lojmanlı işyeri apartmanlarının inşası ile realize edilmek isteniyor.
Böyle bir partinin kurulduğunu yakında göreceksiniz.
İmparatorluk yıkıldı, CHP geldi. CHP çekildi, DP geldi. DP gitti, DYP geldi. DYP gitti, ANAP geldi. ANAP gitti, Millî Görüş temsilcisi RP geldi. RP gitti, AK Parti geldi.
Artık “Adil Düzen Partisi” kurulsun. Bütün partiler birlikte uzlaşarak “Adil Düzen”i getirsinler.
AK Parti’yi destekleyelim. Adil Düzen Partisi gelinceye kadar AK Parti kalsın.
Adil Düzen yerine palyatif çözümler ile gündeme girmeye çalışan Ahmet Davutoğlu, Beşir Atalay, Abdullah Gül ve diğerleri kendilerini harcıyorlar.