Bu yazı, Fehmi Koru’nun 03.07.2019 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/saldirilar-bizi-yolumuzdan-donduremeyecek-sebebi-okurlarimizin-yakin-ilgisi/
Bir kimsenin canına, malına, kişiliğine (ırzına), işine tecavüz suçtur. Kişinin mahkemede hakkını arama hakkı vardır. Nefsi müdafaa sayesinde savunma hakkı da vardır. Devletin görevi kişilerin bu haklarını korumaktır.
İki gün, üç gün, bir hafta, bir ay işini yapmasını önleyen kişiyi devlet bulmalı ve cezalandırmalıdır. Bu kişi yurt dışında olabilir. O zaman da İnterpol aracılığı ile bulunmalı ve cezalandırılmalıdır.
Bunu yapan devlet, devlettir. Bunu yapan insanlık var olmaya hak kazanır. “Koru’nun susturulması çok mu önemli?” diyebilirsiniz. Burada Koru susturulmuyor, tüm bilgisayar ağı tehlikededir. Bugün Koru’ya, yarın Cumhuriyet’e, bugün basına yarın bankaya. Elektrik santrallerine, uçak sistemlerine. Sosyal fırtına, elektronik fırtına yahut tufan diyebiliriz.
Bugün mühendisler elektronik saldırıları defedebiliyorlar. Yarın sıradan mühendisler bu saldırıları yapacak hale gelirler. Bunu önlemenin tek yolu vardır. Suçlu kim olursa olsun bulup cezalandırmaktır. Ceza, Koru’ya bir şey kazandırmaz ancak insanlığa güven getirir.
Bünyamin Demir ve Ekrem İmamoğlu’na düşen bir numaralı görev budur. Ülkemizde birçok işyerinde bilgisayar teknisyenleri vardır. Bunlar istihdam edilmiyorlar. İstanbul’da bir bilgisayar Ar-Ge merkezini kurmalıyız. Ölümü göze alan hakseverler buranın yöneticisi olmalıdır. Bu tür saldırılara anında cevap verilmelidir. Saldıranlar bilgisayar tekniği ile bulunmalı ve yargıya teslim edilmelidir.
Bunu devlet yapamaz. Belediyeler de yapamaz. Ancak belediyeler kooperatifler kurar, semt kooperatifleri kurar ve onların Ar-Ge merkezleri bunu yapar.
Düşmanı güçlü zannetmeyin. Sabun köpüğü gibidirler, hemen eriyip giderler. Mağlup olacaklar ve cehennemde haşr olacaklar. Geçmiş elli yıl buna şahittir.