Reşat Nuri Erol
Mehmet Tekelioğlu; Bir tuhaf hal içindeyim…
21.06.2019
2136 Okunma, 0 Yorum

 

Bir tuhaf hal içindeyim…

Mehmet Tekelioğlu

mtekeli35@gmail.com

 

Bugünlerde değişik duygular içindeyim. İnatla iyimser olmaya gayret ediyorum fakat bir tarafım bırakmıyor.  Aklıma takılan olumsuz örnekler beni her şeyi terk etmeye ve her şeyden el çekmeye zorluyor adeta. Yaşama sevincimi kaybeder gibi oluyorum. Dünya bizi ne kadar küçük şeylerle meşgul ediyor. Eski zaman dervişi olmak varmış ama bize o fırsatı sunan bir ortam yok ki bu devirde. Tanpınar “Ne içindeyim zamanın/ Ne de büsbütün dışında” diyor, peki ben neresindeyim zamanın?

Beni bu hale, olup biten hadiseler mi itiyor acaba? Yoksa sebep cereyan eden olaylardaki garabet mi? Belki bu hadiselerin faillerine bakıp “hayır, olamaz” şeklindeki safiyane reaksiyonum… Bilmiyorum. Dedim ya sık sık bu dünya çekişmeye değmez diyesim geliyor. Sonra Medenî Aziz Efendi’nin Nişaburek şarkısını Fikret Karakaya’dan dinlerken fani dünyanın sadmelerinin hafifleyeceğini umuyorum:

“Kırdı geçirdi beni/ Sadme-i dehr-i deni/ Yaktı kül etti beni/ Sadme-i dehr-i deni/  

Dilde emel kalmadı/ Çile-i ser dolmadı/ Ettiğine doymadı/ Sadme-i dehr-i deni.”

Küçük şeyleri büyüten bir tabiatı var insanoğlunun. Bazen de büyük şeylere aldırmazlığı. Kimseleri suçlayacak halim yok elbette. Ben kendi aczimi dile getirmek derdindeyim. Anlayamıyorum galiba bazı şeyleri. Belki de aslını esasını anladığımı sandığım şunca hadiseleri başkaları nasıl oluyor da fehmedemiyor diye hayretler içinde kalıyorum.

Anlayamadığım ne çok şey var: Baktım, bütün ahali Muhammed Mursi için ağıtlar diziyor. En çok da “zalimler için yaşasın cehennem…” nakaratına sarılmışlar. Mursi için üzülmeye hakkımız olması gerekiyor her şeyden önce. Hakkımız var mı onun için üzülmeye? Önce buraya bir bakmak lazım… Rahmet dileyelim, evet ama O’nun vefatına giden süreç bir daha tekrarlanmasın için hangi gayretimiz oldu diye de düşünelim. Yalnız Mısır’da değil, benzer bütün coğrafyalarda aynı hadiseler cereyan ederken hala oturup olan biteni seyredenlerin mateme hakkı var mıdır?

Bu konuda daha önce yazdıklarımı tekrarlamakta bir mahzur görmüyorum. Onlardan birisi şöyleydi:

İslamiyet’e inanmak başka şey, onu bugün nasıl tatbik edeceğimizi araştırmak ve bilmek bambaşka bir şey… Her şeyi devletten beklemesek olmaz mı? Müslüman sivil toplum bu doğrultuda örgütlenmenin, bir takım araştırma ve uygulama merkezleri kurmanın, enstitüler oluşturmanın, buralara maddi ve manevi destek bulmanın yollarını aramak zorundadır.

Eğer bu işleri düşünmüş ve yapmış olsaydık belki de başımıza FETÖ belası gelmezdi. Arap Baharı dediğimiz hadiseler zinciri hüsranla sonuçlanmazdı, Mısır’da Müslüman Kardeşler ve Mursi’ye daha ihtiyatlı ve sürekliliği temin edici stratejiler önerilebilirdi. Müslüman dünyası ortak aklı kullanmadığı müddetçe daha pek çok ölümü ve felaketi kanıksamak zorunda kalacak gibi görünüyor.

2013 yılındaki bir diğer yazıda ise, Ak Parti’nin ilk dönemine vurgu yapmış ve şöyle düşünmüştüm:

Darbenin gerekçesi olamaz. Benim kaygım başka. Acaba bu darbe önlenebilir miydi? Acaba Mısır’da darbe ortamını ortadan kaldırmak mümkün müydü? Acaba darbeyi önlemek için Cumhurbaşkanı Mursi ve Müslüman Kardeşlerin yapabileceği bazı şeyler var mıydı? İşte bütün bunları Ak Parti başardı Türkiye’de. 28 Şubat ortamını düşünelim. O günün antidemokratik arayışları bugün yargı önünde. Ak Parti kadroları 28 Şubat’tan çıkardıkları derslerle bugüne geldi. Kendisine çeki düzen verdi, derlenip toparlandı, yeni bir söylem geliştirdi. Demokrasiyi yerleştirmek için çok iyi bir ekonomi programına sahip olmak gerekiyordu. Tersi de doğru. İyi bir ekonomik düzen kurmak için de yüksek standartlara sahip bir demokratik ortama ihtiyaç vardı. Ak Parti bu iki önemli işi birlikte yürüttü. İşin zorluğu ortada. Başarılı ekonomik performansa rağmen Ergenekon ve başka adlar altında ne çok darbe teşebbüsü olduğunu biliyoruz. Bir de ekonominin zaaflar içinde olduğunu düşünün. O zaman darbelere karşı koymak daha bir zor olacaktı.

Anlayamadığım çok şey var demiştim ya, işte onlardan biri de şu S-400 meselesi. Lütfen bana yardım edin, şu S-400 meselesini bir anlatın bana. Şimdiye kadar Türkiye kendisine tehdit olarak hangi mihrakları işaret ediyordu? Peki, S-400’ler hangi tehdide karşı kullanılacak? Suriye tehdidi mi? Olmaz, orada S-400’ün sahibi Rusya var. İran’dan mı bir tehdit bekleniyor? Olmaz, tarihi gerçeklere aykırı. O halde kime karşı kullanacağız bu S-400’leri? Şimdiye kadar Rus tehdidi ön sıradaydı. Şu sıralar yok gibi görünse de uzun vadede Akdeniz üzerindeki emellerini terk ettiğini mi var sayacağız Rusya’nın? Ukrayna ve Kırım hadiselerini iyi tahlil ediyor muyuz acaba? S-400’ler üzerinde başlangıçta yapılan hatadan çıktık yola, şu sıralar vaz geçememenin girdabına yuvarlanmış durumdayız. ‘Ayıyı dansa kaldırırsan, dans, sen vazgeçtiğin vakit değil, ayı vazgeçtiğinde sona erer’ diyenler hangi tecrübeye dayanıyorlar acaba?

Silahlanmaya bu kadar kaynak ayıran Türkiye sert güce sahip olmak istiyor. Bunun anlaşılabilir bir tarafı var elbette. Caydırıcı güce sahip olmak önemli. Ancak Türkiye için aslolan, demokrasisini ve dolayısıyla ekonomisini güçlendirmek, hukuken öngörülebilir bir ülke olmak, böylece yumuşak gücünü arttırmaktır. Üstelik yumuşak güce sahip olmak sert güce sahip olmaktan çok daha etkilidir ve tesir sahası çok daha geniştir.

Ben size demedim mi olan biteni anlamakta güçlük çekiyorum, yardım edin bana diye… 23 Hazirana şurada ne kaldı? Hiç değilse bu seçimde kutuplaşma vurgusu daha az diyorduk ki yanıldığımız ortaya çıktı. Mısır’ın mazlum ve merhum cumhurbaşkanı Mursi’nin vefatı bile bizim seçimlerde kutuplaşmanın bir vesilesi oldu. Ne oldu da eski üsluba döndük peki… Yoksa siz de mi benim durumumdasınız. Bugün mademki şiir de kattık bu yazıya, şimdi Şair Nabi’yi anmamak olmaz. “Bir yâr içün ağyâr ile gavgâdan usandık.”

Bu yazının girişinde insanları anlamak zor gibi bir şeyler söylemiştim. Biraz da bazılarının davranışlarını anlamakta zorlandığımı ifade etmiştim. Meğer bu fasılda yalnız değilmişim. Bir dostum, kamu bankalarında göreve getirilenlerin ihtisas alanlarını sordu bana. Nereden çıktı şimdi bu soru dedim önce, Onlar yılların siyasetçileri diye de ilave ettim. Dostum bu işteki sırrı anlayamamış mıydı, yoksa anlamış da liyakat bahsini nereye koyacağız diye mi soruyordu, bilemedim.

Bu, sözünü perde arkasına saklamayı seven dostum benim aklıma gelmeyen bir şeyden daha bahsetti. Yüksek İstişare Kurullarından söz etti bana. Daha sonra da ‘sen o kurulların gerçekten bir istişare fonksiyonu icra edeceklerini düşünüyor musun’ dedi. ‘Niye olmasın’ diye cevap verdim ona. ‘Bunca yılın tecrübesiyle dolu kimseler görev yapacak orada.’ Biraz gülümsedi. Dedim ya zaten ben insanları anlamakta bu sıralar güçlük çekiyorum diye. Hatta ona Fehmi Koru’nun Davutoğlu da orada olsa iyi olur diye yazdığını naklettim.

Sohbet sonunda bana veda ederken şöyle dedi dostum: “Sen kutuplaşmadan ve kavgadan şikâyet ettin ve Şair Nabi’den bir mısra naklettin. O şiirin başını hatırlıyor musun?” Sonra benim cevap vermeme fırsat bırakmadı, kendisi okudu:  “Bir devlet için çerha temennâdan usandık/ Bir vasl için ağyâre müdârâdan usandık.” Feleğe temenna etmek de neyin nesiydi, bilemedim. Ağzım açık kaldı. Şaşkınlığım anlatılır gibi değildi. Sonra Şeyh Galib’i okudu bana ve el sallayıp uzaklaştı: “Kimi terk-i nam ü şâne, kimi itibâre düştü.” 

Galiba Yunus bana sesleniyordu: Sen derviş olamazsın…

 

 






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-6; kooperatiflerin dünyadaki durumu
25.04.2024 223 Okunma
1 Yorum 25.04.2024 09:57
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-5; sürdürülebilir kalkınma modelidir...
24.04.2024 237 Okunma
1 Yorum 24.04.2024 07:28
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-4; Akevler ve kooperatiflerin özellikleri…
23.04.2024 263 Okunma
7 Yorum 23.04.2024 06:29
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-3; Kooperatif tasarruf ettirerek kazandırır
22.04.2024 260 Okunma
7 Yorum 22.04.2024 09:12
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 110 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-1; kısa tarihçe, tarif, özellik, öneriler
20.04.2024 316 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 07:04
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-2; özellikleri anlamaya devam edelim
20.04.2024 311 Okunma
8 Yorum 21.04.2024 07:05
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ çalışması
18.04.2024 281 Okunma
1 Yorum 18.04.2024 09:47
Ahmet Mermer ( Sosyolog )
BİR FİLMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
17.04.2024 253 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol’
17.04.2024 282 Okunma
1 Yorum 17.04.2024 10:08
Reşat Nuri Erol
“Yeni Bir Anayasa” ve anayasa seminerlerimiz
16.04.2024 304 Okunma
1 Yorum 16.04.2024 08:29
Reşat Nuri Erol
Seçim, seçim sonrası ve İsrail’de savaş sirenleri!
15.04.2024 302 Okunma
1 Yorum 15.04.2024 08:56
Hilal Çekmen
ADİL DÜZEN AÇISINDAN KENTSEL DÖNÜŞÜMDE TEMEL İLKELER-2
14.04.2024 184 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1563 Okunma
Reşat Nuri Erol
2024 seçimlerine emekliler damgasını vurdu!
14.04.2024 282 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Araplar, İslâm âlemi bayram yaptı mı?-2
11.04.2024 361 Okunma
1 Yorum 13.04.2024 07:52
Mete Firidin
Ebabil
10.04.2024 955 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Araplar, İslâm âlemi bayram yaptı mı?
10.04.2024 393 Okunma
1 Yorum 14.04.2024 11:10
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 6
10.04.2024 296 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 5
9.04.2024 292 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 4
8.04.2024 364 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 3
7.04.2024 378 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 2
4.04.2024 323 Okunma
1 Yorum 04.04.2024 09:25
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 1
3.04.2024 396 Okunma
1 Yorum 03.04.2024 10:18
Ahmet Yücel
EMEKLİ ÖĞRETMENDEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
3.04.2024 98 Okunma
2 Yorum 05.04.2024 23:45
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 7
1.04.2024 296 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 814 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 6
28.03.2024 326 Okunma
1 Yorum 28.03.2024 05:54
Yasin Kılar (Karar Danışmanı - Mentor)
SİNAN OĞAN KADAR OLABİLMEK
27.03.2024 177 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 5
26.03.2024 393 Okunma
7 Yorum 26.03.2024 09:06
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 4
25.03.2024 395 Okunma
1 Yorum 25.03.2024 09:00
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 3
24.03.2024 408 Okunma
1 Yorum 24.03.2024 05:49
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 91 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 43 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 64 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 56 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 41 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 57 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 63 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 40 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 2
23.03.2024 429 Okunma
1 Yorum 23.03.2024 10:16
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” işbirliği - 1
21.03.2024 427 Okunma
7 Yorum 21.03.2024 09:35
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 29
20.03.2024 318 Okunma
Yasin Kılar (Karar Danışmanı - Mentor)
YENİDEN HATA PARTİSİ
18.03.2024 265 Okunma
Hilal Çekmen
ADİL DÜZEN AÇISINDAN KENTSEL DÖNÜŞÜMDE TEMEL İLKELER
17.03.2024 295 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Oruç ile İlgili Beş Kavram
17.03.2024 204 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 28
17.03.2024 343 Okunma
7 Yorum 17.03.2024 07:53
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1594 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 27
16.03.2024 359 Okunma
5 Yorum 16.03.2024 11:10
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 26
15.03.2024 401 Okunma
5 Yorum 15.03.2024 09:14


© 2024 - Akevler