Kılıçdaroğlu Kürt tuzağına çekiliyor
903 Okunma, 0 Yorum
Can Ataklı - Vatan
Mesut Karaaytu

Yandaş medyanın önde gelenleri ile maskeli faşistler Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurultay’da “çok zayıf” ve “içeriksiz” konuşma yaptığını ileri sürüyorlar. Yorumdur, bir şey diyemem tabii.

Ancak bu tanımlamanın asıl nedeni Kılıçdaroğlu’nun “Kürt” kelimesini hiç kullanmaması ve soruna doğrudan değinmemesi. Kılıçdaroğlu Güneydoğu Bölgesi’nin kalkındırılması için projeleri olduğunu söylüyor ama, fark etmez, “Kürt sorunu” diyecek. Yoksa demokrat olduğuna kimse inanmaz.

Yandaş ve maskeli faşistlerin Kılıçdaroğlu’nu ısrarla Kürt sorununa çekmeleri gözlediğim kadarıyla büyük bir tuzak.

Kılıçdaroğlu’nun Tuncelili bir Alevi ve Kürt kökenli olmasını istismar etmeye çalışan bu çevreler, yeni CHP Genel Başkanı’nı Kürt konusu ile vurmaya çalışıyor.

Tabii burada değinilmesi gereken konu şu: Medyayı adeta istila eden yandaşlar ve maskeli faşistlere göre Türkiye’nin tek konusu Kürt konusu.

Öyle bir hava yayılıyor ki, Kürt konusunda AKP’nin dediğine uymayan hiçbir siyasi partinin halktan oy alması mümkün değil.

Eğer CHP Genel Başkanı da bu konuda konuşmazsa ve AKP’nin “olmayan” politikalarını desteklemezse halktan destek alması bir hayal. Acaba? Yoksa tersi mi olur? Bunu da iyi düşünmek gerek.

Bu arada yeri gelmişken, aylardır sorduğum ama cevap alamadığım soruyu bir daha sorayım:

Kürt sorunu diye adeta terör estirerek medya yoluyla halkın üzerinde baskı kuranlar, sorunu nasıl çözeceklerini nedense hâlâ söylemiyorlar.

En son TÜSİAD Başkanı’nın ağzından da “Kürt sorunu ekonomi ile çözülmez” demecini almayı başardılar da, sorun ne, çözülecek olan ne yine havada asılı duruyor.

Soru basit: Kürt sorunu nedir? Çözümden kastedilen nedir? İşte bu kadar basit. Diyorum ki öyle derin tahlillere falan girmeden, madde madde istenilenler bir yazılsa. O zaman eminim ki çok daha rahat tartışacağız ve çok hızlı çözüm bulacağız.

Ancak kimse cevap vermiyor. Sadece laf üretip ne kadar “demokrat” olduğunu gösteriyor.

Ama belli ki halk artık bunları pek yutmuyor.

Yorum

 

Günlerdir medya da estirilen Kemal Kılıçtaroğlu rüzgârı ara vermeksizin devam ediyor bu günlerde. Şu bir gerçek ki geçmişte de bazı kişileri medya allayıp pullayıp halkın önüne getirmiş fakat halk o kişilerde kendini ve kendi değerlerini göremeyince sonu hüsranla bitmişti. Aslına bakılırsa olayın bir oyun oynandığı gün gibi ortada bunu aklı başında aklıselim insanların anlamamasına imkân yok, AKP ve Sayın Erdoğan’dan rahatsız olan kesimler bir balon şişirme sevdasına düştüler ve bu balon sayesinde de ülkeyi yine o karanlık koalisyon günlerine götürme hevesindeler. Ortada bir gerçek var her ne kadar her konuda başarılı olamasalar da AKP ve sayın başbakan statükoya bir türlü boyun eğmiyorlar ve dik durmaya çalışıyorlar. Ülkenin gerçek sahibi olduğunu düşünen anlı şanlı iş adamları olsun TÜSİAD olsun TOBB çeşitli sivil toplum kuruluşları da dahil geçmiş dönemlerdeki koalisyon hükümetlerine ve başbakanlarına diz çöktürmüş her dediklerini yaptırmış emrine amade etmişti ve o kaos ortamlarında ürettikleri mallara istedikleri gibi zamlarını yapıyorlar enflasyon teranesiyle halkın cebindeki paraları soyarken servetlerini katlıyorlardı. Şimdi istikrar ortamının oluşması ve devamlılık enflasyonu yok etmeye dönük hükümetin attığı adımları destekliyoruz deseler de işverenler aslında geçmişteki yapmış oldukları tatlı kazançları özler durumdalar. Son dönemlerde Türkiye dış politikada da önemli atılımlar gerçekleştirip dünya gündeminde kendine yer edinmesi gündemi belirlenen ülke olmaktan çıkıp dünyada gündem belirleyen ülke olması da iç mihrakları rahatsız ettiği kadar dış mihrakları da epeyce rahatsız etmiş durumda. Onun içindir ki ülkede güçlü bir iktidar olacağına ayağı topal her biri bir tarafa çekeceği kısır döngülü bir koalisyonun dış mihraklar kadar ülkemiz deki menfaat çıkar gruplarının da son derece işine gelecektir.

Şimdi önümüzde bir referandum süreci ve 2011 de bir genel seçim var. Önümüzdeki referandum 2011 seçimlerinin bir provası niteliğinde olacaktır. Onlarda biliyorlar ki Sayın Baykal’la bu prova gerçekleşmeyecek dürüsttür namusludur ayaklarıyla medyadaki işbirlikçi yandaşlarıyla bir Kılıçtaroğlu efsanesi yaratma peşindeler. Çalıştığı kurum olan SSK ya ideolojik yaklaşımdan başka bir şey vermeyen 10 aylık torunu nu kanuna aykırı sigortalı yaptıran gayrimenkullerini rayiç bedelin çok altında gösteren birisi dürüstlükten bahsedip de bu ülkeye ne verecek doğrusu merak içindeyim. Ortada oynanmaya çalışılan güzel bir oyun var ve bu oyunu herkesin iyi görüp iyi okuması lazım. Hakkın ve halkın hakim olduğu adil bir düzene tez elden kavuşmak dileğiyle. Selam ve dua ile

 

Mesut Karaaytu






Sayı: 51 | Tarih: 30.05.2010
Mahir Kaynak
Hangisi Doğru?
1136 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
“Kürt” demek maharet gerektirmez
1105 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
İslâm’ı Doğru Anlamak ve Yorumlamak
1030 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mümtazer Türköne
Suruç'un hakkı
1009 Okunma
Arif Ersoy
Reşat Nuri Erol
Dünya tehlikede
986 Okunma
Ilker Ardic
Fikret Bila
CHP'de Yeni Dönem
964 Okunma
Harun Özdemir
Ahmet Hakan
Sanki ‘Erdoğan'a nereden vurulur' dersi almış gibi
934 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Altan
Baykal Komplosu, İsrail opersyonu mu?
919 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Oktay Ekşi
Hem keşke, hem ama
908 Okunma
Vahap Alma
Zülfü Livaneli
27 Mayıs’taki bayraklı çocuk
907 Okunma
Ali Bülent Dilek
Can Ataklı
Kılıçdaroğlu Kürt tuzağına çekiliyor
903 Okunma
Mesut Karaaytu
Ebubekir Sifil
İtalya Seyahati-Akp, Chp ve Fark
903 Okunma
Zafer Kafkas
Toktamış Ateş
Sosyal demokrasi ve günümüz
862 Okunma
Osman Eskicioğlu


© 2024 - Akevler