TÜRKİYE YARGISINA GÜVENİLEN ÜLKELER SEVİYESİNE YÜKSELTİLMESİ GEREKİR Türkiye'nin imajına olumsuz etki yapan büyük faktör hukuk, demokrasi ve yargı konularında yaşanan sorunlardır. Bu sorunlar sadece Türkiye'nin Batı ile ilişkilerini tıkamakla kalmıyor, içeride toplumsal huzuru, güven duygusunu zedeliyor. Eksikliklerine rağmen evrensel standartlara uygun demokratik ortamın, hukuk ve yargı sisteminin olduğu dönemde, bu tablo, hem içeride toplumsal istikrarı sağlıyor, hem de dışarıda ülkemizin itibarını yükseltiyordu. Türkiye 2006'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Geçici Üyeliği'ne çok büyük destek alarak seçilmişti. Ancak birkaç yıl sonra tekrar aday olduğumuzda gerekli desteği bulamamış, hayal kırıklığı yaşamıştık. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu o dönemde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı'na seçilmiş, onursal başkan olmuştu. İçeride yapılan anketlerde halkımızın büyük çoğunluğunun en fazla yargılar ve güvendiği görülüyordu. Oysa şu sıralarda hem bu güven alt sıralara inmiş durumda hem de Batılı ülkelerden çeşitli kanallardan ve yönetim kademelerinden gelen yoğun eleştirilerle karşı karşıyayız. Türkiye bugün Batılılar nezdinde demokrasinin kalitesi, hukuku, yargı sistemi sorunlu bir ülke olarak görülüyor. Batılılar nezdinde güçler ayrılığının olmadığı yahut işlemediği, yargının siyasal etkiye açık olduğu bir sistemin yasal dayanaklarının olması, sandık sonuçları bu ülkede hukuk devletinin ve demokrasinin varlığı açısından yeterli sayılmıyor. Ayrıca haklı gerekçelerle ilan edilen OHAL'in süresi belirsiz bir uygulamaya dönüşmesini, hukukun üstünlüğünü ilke olarak benimsemiş çevrelere kabul ettiremezsiniz. AİHM'nin muhtemelen şubat ayında vereceği ülkemizdeki yargı kararlarıyla ilgili kararlar, muhtemelen lehimize olmayacak, sorunu biraz daha ağırlaştıracaktır. Bütün bu eleştirileri "canları cehenneme" diyerek dikkate almamak, yok saymak, sandıktan çıkan sonuçlardan başkasını umursamamak bizi hukuk ve demokrasisi askıda olan üçüncü sınıf ülkeler düzeyine indirir, itibarsız hâle getirir. Bunun hem dış ilişkilerde hem de ekonomik ve sosyal alanlarda olumsuz sonuçları olur. Yanlışta ısrar yerine Türkiye'yi hukuk sistemine ve yargısına güvenilen ülkeler ligine yükseltecek reformların yapılması durumunda önümüz açılır, birçok sorunumuzun çözümü kolaylaşır.