
REŞAT NURİ EROL
Seek00:00Current time00:00Volume
MAKALEYİ DİNLE‘İSMAİL BEDİR HOCA’YA RAHMET DİLİYORUM…’ ara başlığı ile Adnan Öksüz yazalı (08.12.207) bir hafta oldu... Burhan Bozgeyik de ‘İsmail Abi’ başlıklı yazısını bugün (15.12.2017) yazdı… Ben de hemen yazacaktım ama yazamadım, bekledim, daha da bekleyecektim, belki de hiç yazamayacaktım; ama iki yazar kardeşimin yazdıklarından cesaretle bir şeyler yazmaya çalışayım… Çünkü İsmail Hoca’yı tam olarak anlatmak gerçekten mümkün değil; kelimelerle onun Millî Görüş ve Millî Gazete sevdasını, Erbakan Hoca sevgisini, Türkiye ve İslâm âlemi meseleleri hassasiyetini yazabilmek gerçekten zor…
‘İsmail Bedir yarım yüzyıllık arkadaşım’ diye başlasam, hayret edersiniz. 1969-70 öğretim yılında aynı okulda (Burdur İmam-Hatip) okuduk; o orta bir, ben lise sondaydım... Burhan ve Adnan’ın da yazdığı gibi; her hafta bir iki defa arar, genel müzakereler yapar, özel olarak da Burdur ve Bucak’taki okul arkadaşları veya Millî Görüş meseleleri ile ilgili uzun müzakereler de yapardık... Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Arslan, ikimizin de İmam-Hatip’te hocamızdı; her seferinde, Süleyman Hocamız başta, bütün dostlara selam söylerdim… Son sınıfta, okulumuzun sosyal ve spor faaliyetlerinden sorumlusuydum… Birkaç arkadaş yatılıydık, 24 saatimiz okulun tek bloktan oluşan binasında geçiyordu; çatı katı yatakhane, ara katlar derslik, bodrum kat mescit ve yemekhane… Avlumuz bir voleybol sahasından daha küçüktü; işte o sahada çalışarak ve kaptan, antrenör, yönetici olarak çabalayarak okulumuzu liselerarası Burdur şampiyonu yapmıştık… Meğer o takım o kadar iyi imiş ki; bize takım kurdurdular ve Türkiye bölge şampiyonalarına katıldık… İmam-Hatipler için sosyal ve kültürel faaliyetler o yıllarda başka bir âlemdi; hep kendimizi ve yüklendiğimiz misyonu temsil etme çabasındaydık…
İsmail Bedir Hoca ile her seferinde, biraz Burdur hatıraları ama daha çok ve genellikle dünya meselelerini müzakere ederdik… Son yıllarda, o İstanbul’a gelecek, ben Burdur ve Bucak’a gidecek, oralarda bir araya gelecek, zaman zaman yarım saate varan telefon konuşmalarımız yanında, bir de bir araya gelecek ve birlikte nice saatler geçirecektik…
İsmail Bedir Hocamız bu sene hacca da gitti… Oralarda senelerce yaşadığım için özellikle hacca gidiş öncesinde ve sonrasında, uzun uzun hasbıhaller yaptık, defalarca helalleştik… Meğer bütün bunların hikmeti varmış, demek ki vade buraya kadarmış…
İnnâ Lillâhi Ve İnnâ İleyhi Râciûn; Allah İsmail Bedir Hoca’ya rahmet eyleye…
İsmail Hocadan geçen ay 11.11.2017 tarih ve “İki sohbetteki ‘NELER OLUYOR?’ sorusuna cevap!” başlıklı yazımda da söz etmiştim: “Önceki akşam, üç yakın dostum (İsmail B. (Ispartalı), Gürsel K. (Muğlalı), Hüseyin Ş. (Konyalı)) bir araya gelmiş; bir mekânda yemek hazırlığındalar, davet ettiler… (..) Aynı anda, size sadece ‘Bucaklı Hoca’ (İsmail Bedir) diye tanıtabileceğim, okuyucum ve orta-lise döneminden arkadaşım aradı, o günkü ‘ET yani hayvancılık ve tarım meselesi ve (…)’ başlıklı makalemi okumuş… Özellikle yazımın başlangıç kısmından etkilenmiş; dualar etti ve ana sorusunu sordu: / -NELER OLUYOR? / Bucaklı Hocamıza ben kısa cevaplar verdim ama uzunca konuşmamızdan da etkilendim… Ve koşarak arkadaşlarımın yemek bahanesiyle oluşturdukları sohbet sofrasına vardım… Daha nefeslenmeme vakit kalmadan -sohbetimizin ana konusu olan- soruyu sordular: / NELER OLUYOR? / İlk kısa cevabımı verdim: / DÜNYA ADİL DÜZEN’E HAZIRLANIYOR… / Erbakan Hocamdan öğrendiğim bir şeyi yapacağım; tekrar hatırlatmayı… Bucaklı Hocamızın etkilendiği ve bendenize çok dua ettiği kısmı bir daha hatırlayalım: ‘Yerli ve Millî Motor ile Otomobil’ dedik, önceki yazıda… / ‘Yerli ve Millî Nizam’ yani önceki yazı başlığında olduğu üzere ‘ADİL DÜZEN’ de diyoruz; Millî Nizam Partisi döneminden yani Millî Görüş hareketi resmen başladığından beri… Ve bu millîliğin ‘nizam, sistem, düzen’ bazında zirve yapmış şekli Refah Partisi döneminde ‘ADİL DÜZEN’ ve ‘Adil Ekonomik Düzen’ olarak anlatıldı… Kim anlattı? / Millî Görüş Önderi ve Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan anlattı da anlattı... / Sadece anlatmadı; Gümüş Motor ve Devrim Otomobili olarak yaptı… / 54. Hükümet Başbakanı olarak ‘Adil Düzen’in kokusunu koklattı… / Ömrü, sağlığı ve yoldaşları vefa etseydi, aslını da gösterecekti…” İsmail Hoca’ya rahmet!