Kan grubu çeşidi sadece 3 tane değil aslında 20 tanedir. Eğer her biri için bir tür olsaydı 20 farklı türden gelmemiz gerekecekti. Kaynak bir gendir: A1-1, bundan diğerleri DNA programını yazan tarafından oluşturulmuştur.

Bu 20 allelin 60.000 yıl içinde meydana gelmesine engel olan bir durum yoktur. mtDNA ve Y kromozomundaki programlı mutasyon 33 yılda bir bir bazda meydana gelir. Kan grubu allellerinde ise 20 mutasyon vardır ve 20 nesilde bile gerçekleşmek üzere programlanabilir. Buna engel hiç bir durum yoktur. DNA bir bilgisayar programıdır. Program yazanlar bilirler. Kodu nasıl isterseniz öyle yönlendirirsiniz. DNA da aynı kompleksliğe sahiptir. İlk canlıdan itibaren bütün canlıların kodu vardır. Kod, vakti gelince, üzerinde olan sayaca göre davranmaktadır. Bu nedenle mutasyonların uzun yıllar içinde olması gerektiği tesadüfü evrimi savunanların ortaya attıkları safsatalardır. Çünklü onlar bir programcının olduğunu kabul etmek istememektedirler. Siz ise bugün sadece mutasyonu görürsünüz, zamanını, ne zaman olduğunu göremezsiniz. Eğer zamana programlandıysa (mtDNA ve Y kromozomu gibi) bunu keşfedersiniz.

Yani kodu yazan istediği zamanda yapar. İsterse 20 yılda yapar. İsterse 1000 yılda yapar. Programlayanın istediği gibi olur.

Başlangıçta Adem ve Havva tek bir allele sahipti. Şemaya bakarsanız görürsünüz A1-1. Bundan hepsi meydana gelebilmektedir. Bu çok önemlidir. Eğer bu allellerde birbirinden meydana geldiği, mutasyonların, delesyonların olduğu gösterilmese idi yani bir grupta olup diğer grupta olmayan bir baz veya baz sırası olsaydı o zaman birden çok türün karışımı olduğu iddia edilebilirdi ve ben yanılmış olurdum.

Ama veri çok net. Tek bir tane var: A1-1. Diğer alleler tamamen bunun üzerinden gelişmiş. B grubu da O grubu da bunun üzerinden gelişmiş.

Sonuçta Kuran'ın lafzı her zaman açık ve net doğru çıkacaktır. Tek nefisten yaratıldık, ondan zevci yaratıldı, o ikisinden de tüm insanlar.

Ne kadar gen bulursanız bulun, sonuç değişmeyecektir. Ayetin gramersel olarak ifade ettiği hak çıkacaktır.

Hepimiz Ramazan ayının her yıl 10 gün önce geldiğini biliriz. Böylece 33 yılda bir miladi takvimle ay takvimi aynı günde tekrar çakışmış olur. Mesela bu sene Ramazan 21 Temmuzda ise, 33 yıl sonra tekrar 21Temmuzda Ramazan ayı başlar.

Karagülle yıllar önce bunu, "sosyal olaylarda 33 yıllık bir peryot vardır, her yüzyıl kendi içinde 3 devreye ayrılır ve her devrede topluluklarda farklı gelişmeler olur" şeklinde anlatmıştı. Örnek olarak da 20. yüzyılın ilk üçte birinde katı bir din düşmanlığı yapıldığını, ikinci üçte birinde bu saldırıların durduğunu ve dindarların kendilerini geliştirdiklerini, üçüncü üçte birde de toplumun her sahasında etkin olmaya başladıklarını söylemişti. 21. yüzyılın ilk üçte birindeki Türkiye ve Dünyadaki gelişmeleri sizler de görüyorsunuz.

Dr Lütfi beyin anlattıklarına bakınca; bu 33 yıllık devrenin, sadece sosyal olaylarda değil, biyolojik varlıkların gelişimlerinde de geçerli olduğunu gördüm ve şaşırdım. Bu konuda başka gözlemi ve yorumu olan varsa dinlemek isterim.

Saygılarımla.

H.Kayahan