Nurten Atıcı
DAVA İÇİNDE DAVA
22.10.2015
4353 Okunma, 0 Yorum

 

Politika; Yunanca “Polis”(Şehir-Kent) kelimesinden türemiştir.Bu deyim kent yönetiminden esinlenerek, genel olarak devlet yönetimi için kullanılmış ve günümüze gelmiştir. Ve İki taraflı konuşan, herkesi memnun etmeye çalışan kimselere de “Politikacı” deriz.

Siyaset; insanların, toplumsal yaşamda karşılaşdıkları ve toplumsal hayatı çeşitli şekillerde etkileyen her konuya taraf olması ya da olmaması, olay ve olgulara yönelik mücadele- müdahale etme sürecidir. Siyaset toplumsaldır, toplumu ilgilendiren her konu siyasetin gündemidir. Buradan hareketle siyaset, yaşamın kendisidir demek yanlış olmayacaktır.

Siyasetteki amaç toplumsal yaşamda karşılaşılan sorunlara çözüm üretmek ve bu yönde mücadele yürütmektir demiştik. Ancak Türkiye'de siyaset yukarıdaki tanımların tam tersi yönünde işlemektedir. Siyasi kültür, yozlaştırılmış, kirletilmiş, toplumun geneline yönelmek yerine bir avuç insanın çıkar amacına dönüştürülmüştür. Ne yazık ki Siyasi üslup utanç verici duruma düşerken, Siyasetçi gaflet ve dalalet içindedir. Bazende politikaya siyasi felsefe,dava için değil de kişisel hırs ve ikbal arayışı için girenler oluyor. Ama bu tür yükselişlerin mutlaka bir inişi olacaktır. Havaya atılan taş orada asılı kalmaz. Nitekim kalmıyor da... Para hırsı, dini kullanma, uçkur davası, kendine ve yakınlarına menfaat temin etme ve bunlar için mevkisini kötüye kullanma sonunda silah gibi geri teper. Menfaat birliği menfaat çatışmasını da beraberinde getirir. Çünkü insanların çoğu, paylaşmayı değil kapışmayı tercih ederler. .

Her hangi bir siyasi partiye, (Bu parti A partisi ya da B partisi fark etmiyor) üye olduğunuzda tabanı temsil edersiniz ve terfi edilerek mahalle sorumlusu ya da diğer ismi ile temsilciliğine atanırsınız hele üye olduğunuz parti büyük bir parti ise havanızdan geçilmez. Bir süre sonra kendini ispatlayınca ilçe yönetiminde bir yardımcılık kaparsınız hırs yapınca ilçe başkanı bile olursunuz siz yeter ki parti için çalışın ve kendinizi gösterin çünkü her parti yönetiminin çalışan cebinden harcayıp gece gündüz demeden partisi ve davası için çalışan elemanlara ihtiyacı vardır. Eee nede olsa kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. Bir de madalyonun öbür yüzü var işin nefis, ene tarafı yani. İyi bir siyasetçiyken vatan millet Sakarya derken birde bakarsın ki işin içine menfaatler girmiş dava içinde dava oluşmuş koltuk davası daha lezzetli hale gelmiştir. (dürüst siyasetçileri tenzih ediyorum gerçi sayıları çok az kaldı onlarında) ilçe başkanı olmak, il başkanı olmak demek adeta üst düzey rütbedir o siyasetçiler için özellikle seçim zamanlarında bir taraftan seçim çalışmaları ile uğraşırken bir taraftan da gözler aşk arar nedense. Evli dul fark etmez kadın erkek fark etmez o insanın bir eşi varsa birde sevgilisi olur illaki. Dava içine başka bir dava girer uçkur davasıdır bu. Bazıları aşk aramaz oğluna kızına iyi bir iş derdindedir veya kendini daha iyi bir yere getirme derdindedir. Bunun adı da menfaat davasıdır. Nereye gitti vatan millet davası? Mesela belediye seçimlerini kazandılar bizim ilçe başkanı encümen oldu artık havasına değme gitsin! Sanırsın ki belediye başkanı oldu. Başkandan bile havası çoktur ve başkandan bile tanıdığı çevresi fazladır. Belediye içindeki tüm arazileri bilir tüm zenginlerini öğrenir bir anda hepsi ile kanka bile olur. Gelsin paralar gelsin rüşvetler. Belediye başkanlarında bile görülmüş örnekler vardır hatta ileri gideceğim genel başkanların bile uçkur davasına düştüklerini biliyoruz. Başkan olunca bir anda ne oldum delisi olup huyu değişen karşısında ceket iliklenen, el öptüren hatta yakınındaki güzel hatunlarla aşk yaşayan insanlardan günümüzde çok örnekler vardır. Buna kimse yok diyemez. Hani ne diyordu o şahıs seçimden önce ’’ her şey milletim vatandaşım için olacak hizmet için varız hizmete adayız!’’ Ne çabuk bürümüş gözünü hırs kudret ve iktidar. Bir sonraki seçime kadar halkçı söylemler unutulmuştur, halkın sorunları artık görülmüyor dur. Halkçı söylemler halkı kandırmak, kendilerine inandırmak, oylarını almak için kullandıkları bir illüzyondu. Sıra saltanatlarına saltanat katma, varlıklarını daha da büyütme, lüks sefa yaşamına devam etme sırasıdır. Artık bir başka seçimlerde aynı demagojiye ihtiyaç duyulana kadar safahat dönemi devam eder. Partisine, partizanlarına, davasına ve genel başkanına zarar veren bu tür insanlar bir gün fısıltı gazetesinde çıkan haberleri ile bir anda şok olurlar çünkü gizli yapıyorlardı bu işleri nasıl duyuldu acaba diye araştırırken bir taraftan da ’’gerçek değil, yalan, komplo düzenlendi bana!’’ Diye veryansın ederler. Yağma yok ateş olmayan yerden duman çıkmaz mirim! Genel merkez, il ve ilçe teşkilatlarında dönen dedikodu, kıskançlık, haset ve birbirinin ayağını kaydırma çalımlarını bilerek bu günlere geldin çünkü sende aynı ayak oyunlarını oynadın ve Bizans oyunlarını biliyordun. Bilmen gerekiyordu.

Neyzen Tevfik yazmış bu tür siyasetçiler için.

Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler,

Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! Dediler.

Künyeni almak için, partiye ettim telefon.

Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!

 

Selam ve dua ile

 






Çok Okunan Makaleler
Nurten Atıcı
LÜTFEN ÖPME BENİ
7.10.2015 6279 Okunma
1 Yorum 08.10.2015 15:36
Nurten Atıcı
GÖRELİM MEVLAM NEYLER
31.10.2015 4686 Okunma
Nurten Atıcı
ŞEKİL DEĞİŞTİREN DÖNEKLER
31.10.2015 4540 Okunma
Nurten Atıcı
DAVA İÇİNDE DAVA
22.10.2015 4353 Okunma
Nurten Atıcı
KELEPÇELENİYORUZ
3.04.2016 4222 Okunma