Ramazan, Kur’an Nizamı, Kur’an Mucizeleri - 5
Canlılar ne yapacaklarını bilmektedirler. Bitki olsun hayvan olsun, hepsinin hayat hikâyesi DNA’larda yazılıdır. O programa göre canlı kendisini çoğaltır, değişir, gelişir ve yaşar. Böylece tüm canlılar âlemi bir tek varlıkmış gibi faaliyettedir. Güneş’ten aldıkları ışığı şeker ve yağ gibi maddelerde depolar, sonra onları havadan aldıkları oksijenle yakarak enerjiye çevirip kullanır, ortaya çıkan ısıyı dışarıya atarlar. Böylece Güneş’te bulunan hidrojen helyuma dönüşür, yeryüzünde ısıya çevrilir ve uzaya atılır. Bu enerji yardımı ile canlı toprağı alır, onu önce istediği şekilde dizer, böylece canlı makinesini yapar. Işığı bu makine kullanır, sonra onu parçalar ve toprağa atar. Ne var ki bu sefer toprak daha kolay kullanılır hâle gelir, yani imar olur.
Canlılar âlemi bu işi yaparken çiftleşirler ve bölünürler, birleşirler ve farklılaşırlar. Böylece gelişme olur. Birbirlerini kendilerine besin yaparlar, birileri ölür, diğerleri yaşar. Kimileri hasta olur ve ölür. Onu öldürenler sonunda onunla birlikte ölürler. Ölenler toprağa çevrilir. Çoğalınca yer darlığı ortaya çıkar, besin darlığı ortaya çıkar, Çoğalma durur.
Doğma, gelişme, yaşlanma ve ölme takdir edilmiştir. Ölüm yeni hayata imkân sağlamak içindir. Canlılar arasında çatışma ve dayanışma vardır, sosyal evrimleşme ve inkıraz vardır. İnsan da canlıdır ve insan da bu kanunlara tâbidir. Bütün bunlar insanın bu kanunlar içinde yaşaması için vardır.
Hayvanlarda bitkilerde olmayan bir özellik vardır. Vücudun içinde elektrikî kablolar ve bilgisayar donanımları vardır. Bu sayede gerek vücut içinde hareketler sağlanmakta, gerekse canlı hareket etmektedir. Hayvanlar birer robot gibidirler. İnsanlar ise hayvanlardan farklıdır. Ayrıca her insanın diğer insandan farkı vardır. Diğer hayvanların programları yaratıldıkları zaman konmuş, melekler o programları doldurmuştur. Hayvanlar milyonlarca seneden beri aynı programla işler yaparlar. Yeni programlarla yeni türler ortaya çıkar. Bu DNA’lardaki değişmelerle sağlanır.
Oysa insanda DNA’larda değişme olmaksızın yeni programlar yapılabilmektedir. Çünkü insan kendi bilgisayar programını kendisi yapmaktadır. O kadar ki, insanoğlu bugün kendisine bilgisayar da yapabilmiştir. Yani insanda diğer canlılardan farklı olarak icatçılık vasfı vardır. Buna şari’ de diyoruz. İnsan değişik şeyleri yapabilmektedir. Arı insandan daha ileri inşaatçıdır, insandan daha ileri kimyacıdır, aynı zamanda uçucudur; ama arı yaratıldığından beri ne ise hâlâ odur, kendisinde bir değişme ve ilerleme olmamıştır. İnsan ise mağara devrinden ve diğer devirlerden sonra bugünkü sanayi devrine ulaşmıştır.
Bunun anlamı şudur; insan Allah adına hareket etmektedir, Allah adına karar almaktadır. Kur’an’a göre tek Tanrı vardır, kâinatı ve insanı O yaratmıştır. Ama O Tanrı insanı öyle özelliklerle yaratmıştır ki; kâinatı anlayabilsin, kâinatı öğrenebilsin ve kâinatta değişiklik yapabilsin. Melekler de böyle yaratılmışlardır, ancak onlara ne yapacaklarını Allah bildirir ve onlar da sadece onu yaparlar. Oysa insan ne yapacağına Allah’ın halifesi olarak kendisi karar verir. İnsan yetkili görevlidir. Bunun için insan kaynaklara dayanarak içtihat yapar. Yani araştırma yapar, ona göre kararlar verir ve uygular.
Bunlar nelerdir?
a) Her şeyden önce insanın kendi aklı vardır; algılar, düşünür, karar verir, uygular, sonuçlara bakar ve istenen sonuca varamamışsa bir daha dener. İnsan, aklı sayesinde bilgisini her zaman kontrol edebilir.
b) İkinci olarak, diğer insanlardan duyar, onlardan öğrendiklerini yine kendi aklıyla kontrol eder ve uygular. Burada zaman kaybetmez, sadece başkalarının bilgisinden yararlanır.
c) İnsan taklit eden bir varlıktır. Çevresinde herkes bir şeyler yapıyorsa o da onları taklit eder ve benzerini yapar. İnsan içinde bulunduğu topluluğa uyar.
d) İnsanda bir de benzetme melekesi vardır, o sayede birçok sorunları çözer. Böylece insan Yaratıcı’sının vekili yani halifesi olarak kararlar alır.
Kur’an’a göre insan Allah’ın yeryüzündeki halifesidir.