Çözümler hemen, şimdi, derhal uygulanmalı - 1
Son olarak ne diyorduk?
“‘Yarın’ değil; ‘bugün, hemen, şimdi, derhal’!”
Bu ana başlık altında üç yazı yazdık ve gerekli uyarılarımızı yaptık…
Sonra yani üçüncü yazımızın en sonunda ne dedik?
Bu yazıların devamı Adil Düzen çalışmalarımızdaki çare ve çözümler olacak…
Sekiz yıl önce, bize göre de çok önemli olan konularda, Süleyman Karagülle Hocam ile çalışmalar yapmış ve hem teşhİs hem de tedavİ içerikli yazılar yazmışız.
Aradan geçen yıllar sonrasında yani günümüzde durum iyice anlaşılır oldu.
Özellikle de pandemi yani COVİD-19 döneminde önceki üç yazımızda ve bu konu ile ilgili olarak yazdığımız diğer yazılarda da hep hatırlattığımız üzere, tedavi reçetelerimizin ya da çare ve çözümlerin uygulanması iyice ehemmiyet ve aciliyet kazanmıştır…
“‘Yarın’ değil; ‘bugün, hemen, şimdi, derhal’!”
Yıllar önceki teşhislerimizi ve tedavi önerilerimizi hatırlayalım…
“Bugün yalnız Türkiye’de değil bütün dünyada köyler boşalmıştır.
Köylerdeki halk tarımı yerini ovalardaki büyük çiftlikler almakta ve şimdilik insanlığın yarısı aç yarısı tok ve obur olarak yaşamaktadır.
Bunun sonucu olarak besin doğal olmaktan çıkıp hormonlu olarak insanları şişmanlatmakta, kansere ve diğer hastalıklara sebep olmakta, insanın cinsi yeteneklerini köreltmekte, hormon ve enzim eksikliği sebebiyle insanları hastalanmakta, hantallaşmakta, aptallaştırmakta ve tembelleştirmektedir.
Bu durumun ana sebepleri nelerdir?
1- Köylere hayat son derece iptidai olmakta, sinekler ve böcekler ile diğer zor şartlar altındaki köy evlerinde hayat geçirilmektedir.
2- Köylerde hasta olanlar tedavi olamamakta, hamileler sağlıklı doğum yapamamakta, köylülerimiz varını yoğunu satarak hastanelerdeki yakınlarını mezara göndermektedirler.
3- Köylere çocukların yeterince okutulması ve eğitilmesi imkânı bulunamamakta, bundan dolayı bilenler de onları sömürmekte, onlara yardımcı olmamaktadırlar.
4- En önemlisi, köylülerin zor şartlarda ürettikleri ürünleri ve malları para etmemekte, köylüler yılın yarısında boş oturmakta, hava şartlarının iyi gitmediği dönemlerde veya böcekler tarlaları sardığı zaman, özellikle de son zamanlardaki ekonomik sebeplerle iflas etmektedirler.
Bu durumda insanlar kentlerin sokaklarına sürüklenmekte ve oralarda gecekondularda sefalet içinde yaşamaya devam etmektedirler.
İşte… Bu durumda tek çare ve çözüm, yarım yüzyıllık Adil Düzen Çalışmalarının çözüm önerisi “YÜZ HANELİK/DAİRELİK LOJMANLI İŞYERİ KONUTLARI” olacaktır.
Köylerin her biri doğal olarak yaklaşık yüz evden oluşur. Tarım yapılan topraklar da yaklaşık olarak ev başına on dönümdür. Bu kır sahaları bu durum göz önüne alınarak bu alanların merkezlerinde, o yörenin coğrafi konumu ve şartları dikkate alınarak, birer yüz hanelik/dairelik yatay binalar ve/ya dikey apartman/lar yapılacaktır. Apartmanın en altında 5000 metrekarelik üç kat bodrumlar ve sığınak olacak, orta bodrum depo ve kömürlük olacak, üst bodrum işyerleri olacaktır. Her semte (köye) uygun bir üretim malı seçilecek, üst bodruma bu malı üretecek makineler yerleştirilecek ve yeteri kadar ham madde stokları yapılacaktır.
Bu binalara o köyde tarlası olanlar çalışan olarak alınacaktır. Bunun için bir şartımız olacaktır, o da tarlasını ortaklığa koymasıdır, kooperatife vermesidir. Kendisi işletmeli ama tapusu kooperatifin olmalıdır. Köylü tüm zamanını binalardaki işyerinde geçirdiği zaman büyük şehirlerde aldığı ücret kadar ücret almalıdır. Dolayısıyla bu durumda şehre gitme sıkıntısından vazgeçecek, köydeki binalarında en sağlıklı bir şekilde yaşama imkânını bulacaktır. Lojmanda kirasız oturacaktır. Ayrıca kooperatif onların çocuklarını okutmak için gerekli tedbirleri almış olacaktır. Hastayı kooperatif gerekli yere götürüp tedavi ettirecektir.”
(Çare ve çözümleri kaldığımız yerden yazmaya devam edeceğiz…)