Orman yangınları; önce teşhis, sonra tedavi…-2
Bugünkü yazımıza bir sosyoloji profesörünün (Ergün Yıldırım) “Ormanlardaki ateşi topluma taşıyan bilinçler” başlıklı yazısının ilk paragrafında yazdıkları ile başlayalım… “Dünya sıcaktan kavruluyor. Birçok ülkede yangın alevleri göğe yükseliyor. Ülkemizin ciğerleri yanıyor. Köyler ve kasabalar ateş altında. Ateş ve duman Anadolu’yu kuşatıyor. Birkaç gün önce Elazığ’da, benim çocukluğumun geçtiği dağlarda da ateş sabahlara kadar ağaçları, bitkileri, hayvanları yaktı. Vatanımız nefes almakta zorlanıyor. Ekilen, emek verilen, toprağı yeşile boyayan binlerce hektarlık yerler yanıyor. İnsanlarımız ölüyor. Hayvanlar ve bitkiler ölüyor. Cehennemin yeryüzüne düşen bir parçasına şahit oluyoruz. Hem ibretler hem de acılar içinden geçiyoruz. İbret de almak, acı da duymak bir duyarlılık ve nasip meselesi.”
Ne dersiniz; “Ormanlardaki ateşi topluma taşıyan bilinçler” var mı? Ne dersiniz; “Orman yangınları ve daha nice musİbetler artık NASİHAT olacak mı?”
Ne demek İstİyorum?
Orman yangınları vesilesiyle bu ve benzeri yazılar yazılıyor…
Orman yangınları vesilesiyle hayatımızın her alanındaki yangınları da hatırlayalım…
Orman yangınları vesilesiyle, hayatımızın dört alanı olan dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî yangınları bilmem kaçıncı defa ve bir kere daha hatırlayalım…
Orman yangınları vesilesiyle, hayatımızın her alanındaki sosyal tufanları da hatırlayalım ve Üstadım ile yarım yüzyıldan beri hep dediğimiz üzere; bu tufanlara TEŞHİS ve TEDAVİ metodu ile çare ve çözümler üretelİm…
Orman yangınları vesilesiyle o çare ve çözümlerimizi bir kere daha hatırlayalım...
-Adİl Düzen…
-Adİl Ekonomİk Düzen…
-Adİl Ülke ve Dünya Düzeni…
Adİl Düzene Göre İnsanlık Anayasası…
Bu girizgâh sonrasında ve meselenin önemine binaen şöyle devam edelim…
‘Tevafuk hem de öylesine fevkalade bir tevafuk ki…’ diyelim ve devam edelim…
Tevafuk şu: Bu yazı 1 Ağustos Pazar günü yazılmaya başlandı ve o akşam ulusal bir televizyon kanalımızda üç ‘Adil Düzen Çalışanı’ arkadaşımızın saat 21-24 arası üç saatlik ‘Adİl Düzen Programı’ vardı. Bu yazının devamını o programı izledikten sonra yazmaya karar verdim. Saat 21.00’de program başladı ama aynı anda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, arkadaşlarımızın bulunduğu kanal da dâhil olmak üzere bütün ulusal kanallara bağlandı ve “Benim gördüğüm orman yerlerindeki sorumluluk belediyelerdedir” dedi (yani yerel yönetİmlerDe demek istedi. / 01 Ağustos 2021 Pazar, Saat 21:24).
Haberin özü şöyle: Pek çok bölgede çıkan orman yangınlarını söndürme çalışmaları beşinci günde de sürüyor... Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Marmaris’te Şehit Görkem Hasdemir Beldibi Yangın Ekip Binası’nda yangınlarla ilgili son durumu paylaştı. 125 yangından 117’sinin kontrol altına alındığını aktaran Pakdemirli, 8 yangının ise devam ettiğini ve müdahalelerin sürdüğünü söyledi. Pakdemirli, “Muğla’da vatandaşlarımızdan bazı serzenişler duyuyorum. Muğla’da 4 uçak, 1 İHA, 17 helikopter, 93 itfaiye, 55 ambulans, bin 457 personelle çalışmalarımız devam ediyor. Vatandaşlarımız semalarda istediği sıklıkta o araçları göremeyebilir ama dediğim gibi 4 uçak ve 17 helikopterle çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. “Benim gördüğüm orman yerlerindeki sorumluluk belediyelerdedir” diyerek belediyelere yüklenen Bakan Pakdemirli, “Belediyelerimizin katkılarına sonsuz müteşekkiriz. Ancak belediyelerimize ister bizim ister başka partiden olsun yangınlardan sonra bilançosu hakkında bir toplanıp yerleşim yerlerine sorumluluklarının hatırlatılması lazım” ifadelerini kullandı. Pakdemirli ayrıca “Bu anlamda siyaset üstü bir çağrıdır. Bu yangından sonra oturup bir çalıştay yapıp yerleşim yerlerinin korunması konusunda hep birlikte konuşmamız gerekir diye düşünüyorum” dedi…
(Tam da burada bıraktığımız yerden teşhİs ve tedavİ metoduyla devamı var…)